AŞKI DİNLE (Tamamlandı)

22. Bölüm

Ve nihayet çalışmalar son aşamasına geldi. Akşam saatlerinde hepsi hiç sektirmeden derse katıldı. Çok şükür Metehan korktuğum gibi tütüyle gelmedi. İlk derste gayet ciddi bir tavırla geçtim karşılarına. Eğer önemsiz bir şey olarak gören ve dalga geçecek olan biri varsa hemen burayı terk etsin dedim. Bana çok ısrar edildiğini işimin bu olmadığını ve elimden geldikçe yardımcı olmaya çalışacağımı da söyledim. Şimdi hemfikirsek başlayalım dediğimde hepsi olur anlamında başlarını salladı.

Kubilay nöbetinin olmadığı günlerde katıldı. Hatta arada beni arayıp şunu da eklesek nasıl olur diye fikir verdi. Bulduğu beğendiği videoları attı. Diğer online katılan arkadaş ise oldukça enerjikti. Umut. Şevval'in arkadaşıymış. Keşke burada olsaydı da bütün yükü üzerimden alsaydı. O daha güzel çeker çevirirdi.

Çocukların hepsi saygıda tek bir kusur etmediler. Tabii bunda Melih'in de payı büyük oldu. Herkesin çekindiği bir Melih gördüm resmen. Son güne son derse kadar beni hiç üzmeyip ne dediysem yaptılar. Eh tabii bu sürede hepsini tanıdım ve arkadaş olduk. Gerçekten de pırlanta gibi gençlerdi. Melih'i arkadaş seçiminden ve ortamından dolayı tebrik etmeden de geçmedim tabii.

Kubilay her ders sonrası teşekkür etmekten bıkmadı. Metehan bizi yiyecek içeceklerle ihya etti. Melih de aşkıyla sarhoş etti beni. Derslerin sonunda herkes evine dağılırken biz Melih'le baş başa kah evde oturduk kah yemeğe gittik kah gece koşusuna çıktık. Çok güzel zamanlar oldu bizim için. Onun da işine geldi bu organizasyon çalışması. Sürekli yanımdaydı. Arkadaşları gelmeden 1 ya da 2 saat önceden gelip benimle zaman geçirmek hoşuna gidiyordu. Eh yani benim de aşağı kalır yanım yoktu.

Aslı ve Cihan konusunda şimdilik bir gelişme yok. Cihan'ı uzun süredir görmedim. Çiçek abisinin Aslı'ya neden takmış olduğuna bir anlam veremediğini aslında kendisinin farklı beklentileri olduğunu söylüyordu. Tabii biz kendi aramızda Aslı duymadan konuşuyorduk. Cihan facia gününün ertesi günü ailesinin yanına gitmiş. Orada halletmesi gereken işleri varmış. Yani çok şükür bir vukuat daha yaşamadık. Aslı part time çalışmaya devam etti. Bazen sabahları geldi bazen öğlenden sonraları. Olaylı gecenin ardından iki gün gelemedi. Geldikten sonra da ekiple çalışma konusunda yardımcı oldu ama Cihan'la ilgili tek kelime etmedi. Ne bana ne de Çiçek'e. Bu da ilginç bir durumdu.

Nişana bir gün kala ekip henüz gelmemişti. Telefonum titredi. Sanırım Melih arıyordu geliyorum diye. Ama yanıldım. Arayan pek sevgili kuzenim Görkem'di. Neşeli bir sesle telefonu açtım. Ama karşı tarafta neşe namına kırıntı dahi yoktu. Korktum. Ne oluyor birine bir şey mi oldu diye sordum. Bana oldu dedi. Anlat dökül çabuk dedim.

Ah benim geri zekalı kuzenimin yemediği halt kalmamış. Nihayet Şevval'le tanışmış. Yani tanışmaları bile olaylı olmuş. Şevval stajyer olarak Görkem'in şirketine gelmiş. Tabii bu durumdan ne Şevval'in ne de Görkem'in haberi olmuş. Kızcağız çalışmaya başladığının ertesi günü Görkem'le karşılaşıyor ve dananın kuyruğu kopuyor. Offf. Benim adi kuzenim bununla da kalmamış kıza ağır tahrik uygulamış. Neymiş efendim kıskanmış.

Bir yemek ortamında da söylemediğini bırakmamış. Allah'ım bu çocuk benim kuzenim olamaz.

"Ama helal olsun Şevval'e pabuç bırakmamış sana. Hak etmişsin. Ben olsaydım daha beter ederdim seni. İyi olmuş. O bardak kafanda parçalansaydı keşke. Seni geri zekalı! Bir kadına edilecek laf mı bunlar? Allah senin cezanı vermesin. Şimdi nasıl toplayacağız ortalığı. Of Görkem of."

Daha karşıdan dırdırdır ediyor. Ben de bu esnada ne yapabilirim onu düşünüyorum. Bir haftadır kız ne işe gelmiş ne telefonlarına cevap vermiş ne de görüşmeyi kabul etmiş. Vallahi Görkem olmasın kim olursa olsun ben böyle davranan adama sümüklü mendilimi vermezdim. De ortada bir rüya var. Bağlayıcı olduğuna inandığımız mucizevi bir rüya.