Sam Smith - Like I CanOkula geleli dört dersi geçmiş ve ben bir türlü derslere odaklanamamıştım. Aklımda o kadar fazla soru vardı ki bu bir döngü gibiydi; sorun buluyordum, sorunun çıktığı kaynağa baktığımda yeni bir sorun daha buluyordum. Sorular, sorunlar ve benim susmayan beynim.
Ben ne yaşıyordum? Bu olanlar neydi böyle? Yaşadığım hisler nelerdi? Neden bunları düşünecek kadar kendimden şüpheleniyordum? Yoksa? Yoksa düşündüğüm şey olabilir miydi?
Olamazdı, olmamalıydı. Saçmaydı, hem de çok saçmaydı. Bu kadar kısa sürede böyle bir duygu yaşayamazdım. İmkansızdı. Bunu düşünmem bile saçmaydı, öyle bir şey yoktu. Yoktu...
Kolumdan dürtüklenerek daldığım yerden gözlerimi çekip bana dokunan kişiyle baktığımda bunun Kardelen olduğunu gördüm. Sabırla nefes vererek, "He al senin olsun kolum amına koyayım. Bak bu sefer kabarmadım tam pişmişim. Fırından taze taze. Tadına bakmak ister misin?" diye yumruğumu gösterdiğimde gülerek ellerini kaldırdı ve kendini sardı.
"Bilirsin canım, hamur bana dokunuyor. Sağlığımı korumalıyım."
"Dün pizza yedin yalnız,"dedim alayla.
"Bugün sağlığımı düşünmeye başladım ben de, sana ne?"
Gülümseyerek ona doğru baktığımda kolumu çekiştirip beni sıramdan kaldırdı. Sıkıntıyla oflayarak, "Şimdi nereye gidiyoruz," diye sorduğumda koluma girerek beni kütüphaneye yönlendirdi.
"Didem Hoca bizi çağırdı, proje işini halledecektik ya hani."
Bu tamamen aklımdan çıkmıştı işte. Oysa ki derslere, hadi dersleri geçtim projeleri severdim ve asla unutmazdım böyle bir şeyi. Aklım o kadar karışıktı ki bunu düşünecek zamanı bulamamıştım.
Kütüphaneden içeri girdiğimiz gibi Didem hocayı gördük. Ve onu. Berçin hocayı.
Aniden sıklaşan nefesimle ona bakarken giydiklerini süzdüm. Üstüne giydiği siyah gömleğinin ilk iki düğmesini açık bırakmış ve dolgun diye tabir edebileceğim göğüsleri gözükmüştü. Sertçe yutkunarak gözlerimi aşağı indirdiğimde aynı gömleği gibi siyah bir pantolon giymişti ve bir de siyah kemer takmayı ihmal etmemişti. Bu kadın giyinmesini çok iyi biliyordu gerçekten. Sikeyim ya!
Kardelen koluma cimcik attığında acıyla inledim, aniden kütüphaneye yayılan inlememle Berçin Hoca ve Didem Hoca bize dönmüştü.
"Anan Kardelen! Anan!" Fısıltılı bir şekilde ona tısladığımda Didem Hoca gülümseyerek yanımıza gelmişti.
"Bakıyorum unutmuşsunuz bir edebiyat öğretmeninizin olduğunu. Ben hatırlatmasam gelen yok," dediğinde Kardelen ile gülümsedik.
"Kusura bakmayın hocam, sadece biraz dalgındık da unutmuşuz." Bana dönerek gülümsedi. Kafa sallayarak omzuma dokunup sıvazladığında, "Anlıyorum canım, şaka yapmıştım zaten. Şimdi gelin bakalım size proje ödevinizi vereyim."
Elini omzumdan çekip masaya ilerlediğinde Kardelen bana sinirle baktı. Sırıtarak göz kırptım ve onu arkada sinirli bırakarak masaya ilerledim. Gözlerim Berçin hocaya kaydığında ayakta durarak masaya iki elini koymuş bana baktığını gördüm. Tuhaf davranmamak adına gülümseyerek merhaba dercesine kafamı eğdiğimde aniden göz kırpmıştı. Bu hareketiyle içimde oluşan ateşi dindirmek adına ondan gözlerimi çekerek Didem hocanın yanına ilerledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK YOK OLMAKTIR (Girl×Girl)
Teen Fictionİç çektiğini işittim. "Yaşadıklarımıza günah diyen olacak bebeğim; bizi sevmezler, bizden iğrenirler, bizi bir şeytan olarak görürler belki. Ama bil ki ben seni seviyorum ve seni en güzel sevabım olarak görüyorum. Bunu bil, bil ne kadar sevap işledi...