Mabel Matiz- Aşk Yok Olmaktır
^_^Bir yerde okumuştum, insanın gözü iki şeyde kör olurmuş: aşkta ve öfkede. Ben hiç bir zaman öfkeli bir insan olmamıştım, dobraydım fakat fazlasıyla ileriye gitmezdim. Nerede duracağımı ve ince çizgimi bilirdim. Öfke büyük bir duyguydu, ona hiç bulaşmak istemezdim.
Aşk... Evet, bunu yaşamış ve hâlâ da yaşamaya devam ediyordum. Ben aşık olmuştum, öyle bir aşık olmuştum ki kör kütük bağlanmıştım o kadına. Ne yapsa sevgiye yordum, gözlerinde farklı bir duygu görsem bana darıldı zannettim. Oysa o, bazı zamanlarda nefretini bana göstermişti fakat ben kör olduğum için bunu görememiştim. Ben ona aşık olmuştum.
Salaktım, o kadar salaktım ki uzun sürede tamamladığım güven duvarımı o geldiği için yıkmıştım. Güven duygum ilk defa şüphe etmeden bir insana güvenmiş ve onu kalbine adamıştı. Kalbimse bu anı bekler gibi o kadını odağına aldı, izledi, beğendi, sevdi ve aşık oldu. Sonra büyük bir an geldi ve bütün hissettikleri üstüne yıkıldı. Kalbim enkazın altında zor bir şekilde nefes alıyor, verirken de enkaz parçaları derisine giriyordu. Onu sevmenin cezası kalbime giren küçük enkaz parçaları ve bir kadının öfke ve nefret kokan elleriydi.
Onu sevmek zehirdi. Onu hissetmek panzehirdi. O öyle bir kadındı ki, hem zehri taşıyan hem de panzehiri de kendisinde olan bir kadındı. Onu sevmekle zehirlenmiştim ama onu bir görsem bütün acılarım geçiyordu. Bu nasıl sevgiydi? Ben nasıl ondan vazgeçmemiştim hâlâ?
Omzuma dokunulmasıyla düşüncelerimden sıyrıldım ve kafamı çevirerek bana dokunan kişiye baktım. Olga oturduğum banka oturmuş elinde tuttuğu karton bardağı bana uzatıyordu. Yüzünde güzel bir gülümseme vardı fakat benim surat ifadem nasılsa gülüşü sönmüştü.
"Arın'ım? Ne oldu?"
Elindeki bardağı aldım ve içindeki kahveyi yudumlamak için ağzıma götürdüm. Dudaklarımdan geçen kahve tadıyla rahatladığımı hissetmişken aklıma o kadınla kahve içtiğimiz gelince zor bir şekilde yutkundum. Neyse ki yanımda bira getirmiştim.
Derin bir şekilde havayı soluduğumda sabahın oksijeni ve denizin kokusu birleşmiş, burnuma ferahlık veriyordu. Burası bana iyi gelmişti. "Sabah sabah seni buraya çağırdım, kusura bakma ama sana okula gitmeden önce bir şeyler anlatmam lazım, Olga. Kimseye anlatamıyorum içimdekileri ve patlamak üzereyim, boğuluyorum resmen." Kahvemi içecekken aklıma o geldi ve vazgeçerek karton bardağı yanıma koydum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK YOK OLMAKTIR (Girl×Girl)
Teen Fictionİç çektiğini işittim. "Yaşadıklarımıza günah diyen olacak bebeğim; bizi sevmezler, bizden iğrenirler, bizi bir şeytan olarak görürler belki. Ama bil ki ben seni seviyorum ve seni en güzel sevabım olarak görüyorum. Bunu bil, bil ne kadar sevap işledi...