26.BÖLÜM

1.1K 130 79
                                    

Medya : Olga'nın Teyzesi Semahat

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Medya : Olga'nın Teyzesi Semahat


Gece Yolcuları - Meyhaneler Sen



Güneş dünyaya küsmüş gibi yavaş yavaş uzaklaşırken bu anı seyrediyor, düşünce gemilerimi denize gönderiyordum. Akşam ağırdan çökerken gözlerimde biriken birkaç damla yaş yanaklarıma süzüldü. Temizlemedim. Öylece akıp gittiler ve deniz olmanın yolunu tuttular.

Ne hallere düşmüştüm ben böyle? Nasıl düşmüştüm? Nasıl böyle olmayı başarabilmiştim? Aşk insanı bu hızda yıkmak zorunda mıydı? Ya da aşk insanı bu kadar değiştirir miydi?

Değiştirirdi. Ben değişmiştim.

Aşktan önce Arın vardı, bir de aşktan sonra. İkisi bir araya gelip biribirlerine baksalar şok geçirirlerdi. O kadın beni farklı bir insan yapmıştı. Ben ilk defa bir insana, bir kadına boyun eğmiştim. Onun bana hissettirdiklerini kabullenmiş, bir de üstüne bu durumu normal karşılamıştım.

Normal değildi. Aşk insana bu denli zarar verirken yaşadığım şeyler ve karşıladıklarım normal değildi. Nasıl olmuştu bilmiyorum ama o kadın beni deli aşıklara çevirmişti. Sabahattin Ali'de diyor ya hani: "Seni seviyorum. Deli gibi değil, gayet aklı başında olarak seviyorum." Bu laf kesinlikle bana tersti. Ben deli gibi seviyorum onu, kendimden bir parça verip ondan parça alamayacak kadar çok seviyorum onu, kıyamıyorum ona. İyi olsun diye kendimden ödün vermişim ben, bu sevgi değil de neydi? Aptallık mıydı? Hayır, değildi. İnsan aşık olmadan bunu anlayamazdı. Ben de düşünürdüm o kadın hayatıma girmeden önce, insanlar neden aşk ile deliliği ayırt edemiyorlar, diye. Meğersem aşk insanı allak bullak ediyormuşta ben anlamamışım.

Ben bir hiçe dönüşmüştüm ama o kadının bir yerde mutlu olduğunu düşünmek bana iyi geliyordu. Onun mutluluğu benim mutluluğum olmuştu.

Balkon kapısının açılma sesiyle hızla gözlerimi sildim ve arkamı döndüm. Teyzem kapının kenarına yaslanmış bir şekilde bana tebessüm ederek bakıyorken doğruldu ve yanıma gelip oturdu. Elleri ellerimi kavradığında, "Bugün bari mutlu ol tatlım, bugün senin doğum günün. Bugün dünyanın en mutlu kızı olmalısın sen, en üzgünü değil," dediğinde gülümsedim. Bugün doğum günümdü, ama kendimi o kadar da iyi hissetmiyordum. Annem, babam ve Kardelen olmak üzere birkaç kişi doğum günümü kutlamıştı ama onlara kısa mesajlar atarak görmezden gelmiştim. İçim içimi yiyordu çünkü o kadına mektup yollamıştım; bir buket nergis çiçeğiyle.

Bir haftadır burada olmama rağmen teyzemle sadece aile hakkında konuşmuştuk, kafamı dağıtmak için biraz iyi gelmişti. Onun dışında balkonda sessizce oturuyor ve İzmir'in havasını içime çekiyordum. Genellikle günlerim bu şekilde geçerken bugün doğum günüm olduğu için biraz farklılık olacaktı.

AŞK YOK OLMAKTIR (Girl×Girl) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin