Çağan Şengül - Çok yazık
Berçin Bargu'nun ağzından
3 yıl önce*
İçimde geçmeyen koca bir boşluk hissiyle nefes almaya çalışıyordum. Bu his ne zaman geçerdi bilmiyorum ama canımı çok sıkıyordu ve bana dünyayı dar ediyordu. Kalbim nedensizce bu olanlara karşı ağrımaya başlamıştı fakat alışmıştım artık.
Yaptığım şu saçmalığa baktığımda kafamı geriye attım ve elimi alnıma vurdum. Aptaldım. O kadar aptaldım ki, sırf babamı daha iyi çözebileyim diye hiç olmayacak bir işe kalkışmıştım. Hatalıydım, çok hatalıydım ama belki bir ümit diye bu işe girmiştim.
Babamı anlamıyordum aslında, babam neden liseye yeni başlamış bir kızı takip etmemi istiyordu ki? Ne vardı bu kızda da takip edilmeliydi? Dışarıdan çok normal ve tatlı bir kızdı, sevdiği kişilere karşı çok gülümseyen, sevmediklerine karşı inanılmaz somurtkan bir kızdı. İnatçıydı, dobraydı ama bu ona gayet yakışıyordu.
Bu işe kalkışmamalıydım, içimdeki garip his beni o kadar rahatsız ediyordu ki ister istemez kendimi sorgular bir şekilde buluyordum. Bu işte bir tuhaflık vardı, bu iş garipti ve bunu çözecektim.
Gerekirse iki taraflı oynayarak yapacaktım.
"Küçücük bir kızı gözetlediğine inanamıyorum Berçin." Mırıldanarak kendime kızdığımda gözlerimi tekrar kafeye çevirdim. Arın, Olga ile oturmuş karşılıklı kahve içerek sohbet ediyorlardı. Yakın duruyorlardılar, iyi bir dost gibilerdi.
"İyi misiniz Berçin Hanım?" Sürücüm olan kadına baktığımda iç çektim.
"Bilmiyorum Derya, bilmiyorum ve bu beni daha deli ediyor. Kafam karışık, çok." İç çekip kafamı telefonuma eğdim ve saate baktım. Didem okula gitmişti, büyük ihtimal beni birazdan arardı.
"Kafanızın karışık olmasının sebebi babanızın planından dolayı mı yoksa karşınızda ki kızın size çok fazla masum gelmesinden dolayı mı?" Sorusu ile birlikte kafeye bakmayı kesip önüme döndüm ve aynadan onunla göz göze geldim.
"Sen söyle Derya, sen ne görüyorsun? Sence, bu işte bir tuhaflık yok mu?" Sorumu duyan Derya iç çekerek kafeye döndü. Düşündü, fazlasıyla düşündü çünkü arabayı büyük bir sessizlik kapladı. "İçimden bir ses bu işin sonunda iki tarafında canının yanacağını söylüyor, Berçin hanım. Uzun süredir sizin ailenizde çalışan birisiyim ve hiçbir zaman sizin yaptıklarınızı sorgulamadım. Fakat neden bilmiyorum, ilk defa yaptığınız bir işi sorguluyor ve burada bir yanlış olduğunu düşünüyorum." Yaptığı uzun açıklamayla birlikte düşünceli gözlerim kafeyi buldu. Derya benimle aynı yaştaydı ve uzun zamandır ailemize şöförlük yapıyordu. O her zaman bizim söylediklerimizi sorgusuz sualsiz yapardı. Ve benim gibi ilk defa o da çelişki içerisindeydi. Haklıydı.
"Bu işin sonunda iki tarafın da canı yanacak dedin, neden öyle düşünüyorsun?"
Bu sefer gülümsedi Derya, arkasını dönüp bana kısa bir bakış attı. "Demek istediğim şey şu, Berçin hanım; bir şeyleri öğrenmeye çalışırken büyük bir kuyunun içinde o kız ile baş başa kalacaksınız. Ve o kuyu da üstünüze kızgın lavlar döküldüğünde ikiniz de, hatta sizinle ortak olan ve," eliyle kafeyi gösterdi. "Oradaki kişilerin de canı yanacak. Ama en çok ikinizin canı yanacak. Bunu hissetmeme ya da sorgulamama gerek yok. Çünkü hayat her zaman böyledir Berçin Hanım. Bir plan doğrultusunda bir işe kalkışırsınız ama bir bakmışsınız sizde o planın içindesiniz. Bu hayatın bir parçası." Yaptığı açıklama ile birlikte oflayarak kafeye döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK YOK OLMAKTIR (Girl×Girl)
Novela Juvenilİç çektiğini işittim. "Yaşadıklarımıza günah diyen olacak bebeğim; bizi sevmezler, bizden iğrenirler, bizi bir şeytan olarak görürler belki. Ama bil ki ben seni seviyorum ve seni en güzel sevabım olarak görüyorum. Bunu bil, bil ne kadar sevap işledi...