21.BÖLÜM

1.1K 145 78
                                    

Sena Şener - Porselen Kalbim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sena Şener - Porselen Kalbim






Şu yaşıma kadar acının farklı anlamlara geldiğini hep öğrenmiştim. Hayat, bir kelimenin ne kadar çok anlama gelebileceğini bana her zaman göstermişti. Dizim kanamıştı; acının en çok açık yarada olduğunu zannetmiştim, ailem işlerinden dolayı beni sürekli aksatmışlardı ve en kötü acıyı yalnızlık olarak bilmiştim. Ve bugün ben yine yanılmıştım.

Benim en büyük acım ihanete uğramaktı. İçimde acıyan en derin yara sevdiğim kadından duyduğum cümleler yüzünden daha fazla kanamaya ve açılmaya başlamıştı. Cümleler kalbimin ne kaldırabileceği, ne de duyabileceği ağırlıktaydı. Çok yanıyordu içim ve yaram kanadıkça kanıyordu.

Oysa o sararım demişti yaralarımı; kanatacağını düşünmemiştim.

Beni kandırmıştı. İyi öğretmen rolüne girerek hayatıma gelmişti ve ben ona inanarak hayatıma almıştım. Her anımda yanımda olmuş, evime kadar gelmişti. Bana çoğu kez yardım etmiş ve onu melek gibi görmemi sağlamıştı. Yalandı her şey.

Bana dokunuşları, bana bakışları, gülümsemesi, iyiliği; her şeyi sahteydi değil mi? Yaptığı her bir davranışı sahteydi ama ben ona o kadar aşıktım ki bunu göremeyecek kadar kör, duyamayacak kadar sağır olmuştum. Ona o kadar bağlanmıştım ki hareketlerinden bile şüphelenmemiştim.

Şimdi anlıyordum; bu kadar bana yakın olması, sürekli bana temas etmesi ve güzel bakışları bana yakınlaşmak içindi. Her şey, ama her şey oyundu. Ben de oyuna gelmiştim.

Başım döndükçe dönerken onların konuşmalarını daha fazla duyamadım, ya da duymak istemedim. Titreyen bacaklarımla arka tarafta bulunan çıkış kapısına gittim ve dışarı çıktım. Gözlerim acıyordu, içim yanıyordu; ben iyi hissetmiyordum.

Sarsak adımlarla yola çıktığımda gözlerim buğulanmaya, görüşüm bulanıklaşmaya başlamıştı. İçimde yıkılan duvarların gürültüsü kulaklarımı sağır etmiş, beni bozguna uğratmıştı. Titreyen bacaklarımı düz tutmaya çalışıyordum ama lanet olsun, başaramıyordum.

O beni sevmiyordu. Benden haz etmiyordu ve benden nefret ediyordu. Sevdiğim kadın canım yandığında haz alacak kadar bana cephe kurmuştu ve benim yıkılmamı istiyor, bunun gelecek zamanını iple çekiyordu.

Berçin Bargu'nun beni sevdiğini düşündüğüm bu akşam, benden nefret ettiğini öğrenmiştim.

Ayaklarım daha fazla dayanamamış ve beni yere atmıştı. Ellerimi yere koyarak derin derin soluklar alırken içimde alev alev yanan hüznüm patlamış ve gözlerimden birer yaş düşmüştü. Bu benim patlama noktamdı, ben bugün bitmiştim.

AŞK YOK OLMAKTIR (Girl×Girl) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin