Bölüm şarkısı olarak;MAGIC! - Rude
Hayatımda boyunca hiçbir zaman zorla nefes aldığımı hatırlamıyordum. Nefes almak her doğal canlı gibi benim de ihtiyacımdı ve bunda hiç zorluk çekmiyordum; ta ki şu ana kadar.Berçin Hocayla aynı arabadaydım ve onun kokusu arabanın her yerinden burnuma hücum ederek beni nefessiz bırakıyordu. O kadar güzel bir kokuydu, o kadar insanı rahatlatan bir ferahlığı vardı ki bunu zar zor anlatabilirdim. Ama bu koku benim ölümüm için hazırlanmış bir kumpas gibiydi, burnuma aniden işgal ediyordu ve boğuluyordum. Hayır, ağır kokmuyordu, hayır, kokulara alerjim de yoktu; tek nedeni yanımdaki kadından gelmesiydi bu kokunun. Tam yanımda, ona olan duygularımdan bir haber olan bir kadından dolayıydı nefes alamamam.
Şikayetçi miydim? Kesinlikle hayır. Beni bu kokuyla öldürse yavaş yavaş öldürmesini isterim ki ölmeden önce bu kokuyu daha fazla içime çekmek adına. Onun kokusu bir zehir de olsa solurdum, o kadar bağlanmıştım bu kokuya.
Gözlerimi kapatmış onun bana bu verdiği harika kokunun tadını çıkarırken bana baktığını hissettim. "Arın, uyudun mu?" Sesiyle birlikte kendime gelmiş ve gözlerimi açarak ona dönmüştüm. İki eli direksiyonda kafasını bana çevirmiş bakıyordu o güzel gözleriyle.
Gülümsedim. "Hayır, sadece biraz rahat bir hissiyat vücuduma yayılınca gözlerimi kapatmak istedim." Ona yaptığım açıklamayla gülümseyerek önüne döndü ve direksiyonu sağa kıvırarak caddeye çıkmamızı sağladı. Arabayı hızlı kullanmıyordu, gayet sakin ve temkinli bir şekilde dikkat ediyordu.
"Kokum sana iyi mi geldi?" diyerek espiri yaptığında gözlerim hızla ondan ayrılmış ve önüme dönmüştüm. Şaka yapmıştı ama yaptığı şaka resmen gerçekti. Kokusu bana iyi gelmişti.
Ağzımı açmadan sadece gülümsediğim sırada -utandığım için ağzımı açamamıştım çünkü- yolun ilerisinde bulunan Keyif Kafeyi gördüm. Burası genellikle benim hafta sonları geldiğim ve tanıdığım bir arkadaşımın ailesinin kafesiydi. Kahveleri fazlasıyla güzeldi ve ne zaman önünden geçsem bir kahve almadan yapamazdım.
Utangaç bir tavırla Berçin Hocaya döndüğümde yola dikkatle baktığı bakışlarını gördüm. Ona nasıl diyecektim şimdi? Hocam müsait bir yerde beni indirin falan mı? Neden bu kadar geriliyordum ki? Alt tarafı küçük bir cümleydi. Kahve almak için inmek istiyordum.
Çekingenliğin verdiği bakışlarımla ona döndüğümde, "Hocam, şey acaba, şurada durabilir misiniz?" diye sorduğumda normal bakan gözleri bana döndüğünde sorgular bir şekilde gözlerime kilitlendi.
"Niye? Evine daha var."
Çekingen bir şekilde parmağımı kaldırıp kafeye işaret edip, "Şurada bulunan dükkandan kahve almam lazımda, canım çekti çünkü," diyerek biraz absürt bir cevap verdiğimde tek kaşını kaldırarak önüne döndü ve direksiyonu kırarak kafenin önüne arabayı park etti.
Gülümseyerek kapıyı açtığım sırada koluma tutan elle bakışlarım Berçin Hocaya döndü. "Sen nereye? Bekle burada, alıp geleceğim." Baskın sesi ne kadar burada durmamı istese de öyle bir yapmayacaktım çünkü arkadaşımı da görmek istiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK YOK OLMAKTIR (Girl×Girl)
Teen Fictionİç çektiğini işittim. "Yaşadıklarımıza günah diyen olacak bebeğim; bizi sevmezler, bizden iğrenirler, bizi bir şeytan olarak görürler belki. Ama bil ki ben seni seviyorum ve seni en güzel sevabım olarak görüyorum. Bunu bil, bil ne kadar sevap işledi...