36.BÖLÜM

526 70 9
                                    


Kaan Boşnak - Bırakma Kendini






Hayat bazen insanı öyle bir anda sarsıyordu ki, önce küçük bir sarsıntı zanneder aldırmazdık ama ardından yıkıcı bir deprem gibi devam ediverirdi. O koca sarsıntıda hayatta kalmaya çalışmak ise fazlasıyla zordu. Ya kabul edip yıkılacaktı insan ya da korkmasına rağmen sarsıntıda yürümeyi bilecekti.

Şuan karşımda yaşanan olay karşısında yine sarsıntıya uğraşmıştım. Tamam, elbette bir gün öğrenilecekti Berçinle aramızdaki ilişki, bu kaçınılmazdı ama bu kadar çabuk sürede öğrenilmiş olması beni de şaşırtmıştı. Hem de bunu ilk öğrenen kişinin okulumun müdürü İdil hocanın olması ise asıl beni telaşa sokan kısımdı.

İdil hocayı ilk okuldan beri tanırdım, gerçekten hayatımda tanıdığım en sevecen ve en nazik insanlardan biriydi. Onun gibi öğretmenlerin sayısının çok olmasını isterdim çünkü beni okula alıştıran kadındı.İlk okulda ailemin geçim sıkıntısı olduğu dönemlerde okula gitmek istemezdim ve ağlayarak anneme yalvarırdım resmen beni okula götürmemesi için. Annem ise beni ne yapar eder bir şekilde okula getirmeye çalışırdı. O zamanlarda İdil hoca bana öyle bir ilgi göstermişti ki okul artık çok sevdiğim bir yer olmuştu. Sırf İdil hocayla biraz daha konuşabilmek için gittiğim günler bile oluyordu. O zamanlar tek ondan ilgi alabiliyordum ve onun ilgisi bana çok iyi gelmişti. O hem öğretmenim hem de ablam gibiydi.

Şimdi karşımda gördüğüm kadını tanımıyordum. Çok farklı biri duruyordu sanki. O tanıdığım kadın gitmiş, yerine çok farklı bir kadın gelmiş gibiydi. Nazikliğin yakınından bile geçmeyen sert sözleri karşısında dumura uğramıştım.

Berçin duyduğu sözler karşısında derin bir nefes aldı, gayet sakin duruyordu. Bu sakin duruşu bir nebze de olsa kalp çarpıntımı engelliyordu. "Bunun zaten farkındayım ama niye bu kadar köpürdüğünü anlayamıyorum. Karın ağrın nedir tam olarak?"

Berçin'in sözleri karşısında alayla gülümsedi İdil hoca. "Zarar verdiğin kıza mı aşık oldun? Cidden mi? Kimi kandırıyorsun sen Berçin? Tekrar zarar vermek istediğin için yakınsın sen o kıza, bunu anlamadım mı sanıyorsun?" İşte burada durması gerekiyordu. Saçma sözleriyle Berçin'in canını sıkıyordu, aynı şekilde benim de. Ve anlıyordum ki İdil hoca sandığım kadar empati duygusu yüksek bir insan değildi. Olaylara düz bir şekilde bakması, sadece kendi gözünden olayı anlatması bunu kanıtlar nitelikteydi.

Evet, ben kesinlikle İdil hocayı tanıyamamıştım.

Ben bu kadını cidden tanımıyordum.

Berçin ise elini yumruk yapmıştı. Benim gibi o da sinirlenmişti bu cümleye. "Benim duygularımı bilecek bir seviyede değilsin İdil. O yüzden yerinde olsam kelimelerine dikkat ederdim, etmezsen-" demesine kalmadan sözünü kesti İdil hoca.

"Etmezsen ne? Arın'a yaptığın gibi bana da mı zarar vereceksin? Doğru, yaparsın sen. Bu kadarsın çünkü." Sözleri artık benim bile canıma tak etmişti. Bu kadarı fazlaydı. Sevdiğim kadının canını bu cümlelerle yakamazdı, hakkı yoktu.

Tam yerimden kalkacakken Berçin İdil hocaya doğru bir adım attı. "Müsadenle cümleme devam edeceğim. Yerinde olsam kelimelerine dikkat ederdim, etmezsen Arın seni senden öğrenmek yerine benden öğrenir."

Berçin'in cümlesiyle birlikte İdil hocanın çatılan kaşları düzleşti ve tedirgin bakışlar yerine geldi. Ben ise cümleyi anlamaya çalışıyordum hala da. İdil hocanın nesini öğrenecektim ben? Ya da benim bilmeyip Berçin'in bildiği şey neydi ki? Kafam yine karışıyordu.

AŞK YOK OLMAKTIR (Girl×Girl) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin