beni bu kadar merak edeceğinizi bilsem hiç gider miydim ya sadşlnfsdşlfndşfisd
uygulamayı silip tarihe karıştım. öldüğümü düşünenler bile olmuş QŞSMDŞLSMQŞİDÖQŞDQ
btw bolll bol yorum yapın ben de sizi çok özlemişim biraz yorumlarınızı okuyayım hasret gideririm belki :''
ölmedim, yıkılmadım, ayaktayım dimdik ve şimdi sizi uzun bi aradan sonra Almeda'yla baş başa bırakıyorum :)
...
''Çok ayıp ettin hala çok! Yani utanmasan eve sokmak için bizden sağlık raporu isteyecektin be!'' diyerek isyan etti anneme, Efehan. Siyah kısa kollu tişört giymiş, dağınık kumral saçlarıyla ve boynuna taktığı siyah, ucunda kırmızı bir taş olan kolyesiyle farklı bir hava katmıştı kendine. (multi önceki bölümde var.)
Efehan'ın bu dediğiyle annem aydınlanmış gibi gözlerini açtı. ''Hakikaten ya, ben nasıl düşünemedim sizi içeri sokarken sağlık raporu istemeyi?'' dedi. ''Bir dahakine artık.'' dediğinde hepimiz gülmüştük.
''Bu küçük yaramaz zaten!'' diyip sert olmayacak şekilde kafama bir tane yapıştırdı Melda. Kendimi ondan geri çekip Toprak 'a yanaştım. ''Toprak abinin arkasına da saklanıyor biz görmeyelim diye!'' dediğinde dudaklarımı büzmüştüm.
''Ama...'' dediğimde sözümü kesti.
''Aması falan yok! Artık bizden kurtuluşun yok.'' dediğinde Efehan, omuzlarım düşmüştü.
''Yok mu gerçekten?'' dedim, başını sırıtarak sağa sola doğru salladı. Sıkıntıyla kollarımı göğsümde bağladım.
''Ortamımıza girenin kurtuluşu yok abisi!'' diyip güldü yapıca iri biri. Bu Yamaç olmalıydı. Bu arada, ortamdan kastı neydi?
''Efehan malı! Getirdin değil mi bizim malzemeleri?'' diye bağırdı gür sesiyle biri. Bu Efehan'a yapıca benzeyen biriydi. Hatta bayağı benzeyen biriydi.
''Tabi getirdim gerizekalı Kaan!'' diyerek cevabını verdi ve bana döndü. ''Unutur muyum hiç?''
Adının Kaan olduğunu öğrendiğim çocuk gözlerini kısıp sinsice sırıtmaya başladı. Bu zaten var olan korkumu bir 10 katına çıkarmıştı.
Dayanamayıp tiz çıkan sesimle konuşmaya başladım. ''Ne yapacaksınız bana ya? Üzerimde ne gibi deneyler yapacaksınız?'' dedim. ''Henüz ölmek için çok gencim!'' Bunu dememle salondaki herkes gülmeye başladı. Komik bir şey mi söyledim diye düşünürken bütün herkesin bu gülüşü, uzun zamandır tutuyorlar gibiydi. Dahası, benim ailemdeki herkes de gülüyordu. Yankı bile gülüyordu! Gülmesin o!
İçimde tutmayarak ''Gülme sen!'' dedim Yankı'ya herkesin içinde. Bu dediğim yüzündeki mutluluğu düşürse de umrumda olmamıştı.
Neler oluyor diye düşünerek gözlerimi herkeste gezdirmeye başladım.
O an aklıma dank eden şeyde donup kaldım.
''Ya siz bana şaka mı-'' diyip devamını getirmedim. Zaten her şey ortadaydı.
''Ailemize hoş geldin yavru ceylan!'' dedi Efehan ve göz kırptı.
''Sana ufak bir şaka yapalım dedik ailecek.'' diyerek kalktı ayağa annem. Yanıma geldiğinde anneannem ve dedem olan insanlar da gelmişti. Onlarla hala konuşmamıştım. O denli ürkmüştüm onlardan.
''Sizsiniz şaka!'' dediğimde herkesin gülüşünü kulaklarımda işittim.
''Ya gerçekten şaka gibisiniz! Aklıma gelmeyen şey kalmadı!'' dedim. O kadar şok olmuştum ki!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Almeda
ChickLitGerçek ailem kitabı. ''Katranı kaynatsan olur mu şeker, cinsine tükürdüğüm cinsine çeker.'' ... "Kendi içinde kabullendiğini biliyorum. Sen de bildiğin sürece bana 'abi' demesen de olur ufaklığım. Ben seni yine her zaman çok seveceğim ve ömrüm yett...