Gerçek ailem kitabı.
''Katranı kaynatsan olur mu şeker, cinsine tükürdüğüm cinsine çeker.''
...
"Kendi içinde kabullendiğini biliyorum. Sen de bildiğin sürece bana 'abi' demesen de olur ufaklığım. Ben seni yine her zaman çok seveceğim ve ömrüm yett...
Yeni bölüm isterseniz de ben atmaz mıyım böyle de kıymetimi bilin
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yankı'ya koyduğum parodi elemana çok pis yükseliyorum sonum iyi değil
Yankı ve Almeda sahneleri sizce de çok tatlı ilerlemiyor mu?
Hayır diyenler, bence bundan sonraki süreçte çok seveceksiniz.
Neyse sizi çok bekletmeden bölüme uğurlamak istiyorum, emeklerimin karşılığı olarak oy vermeyi de unutmayın lütfen
İyi okumalar ❤️
<>
"Almeda! Uyan!"
Kolumda hissettiğim acıyla huzursuzlukla gözlerimi araladım ve gerçekliğe döndüm.
Başımda Toprak, etrafında doktorlar, odada bir dolu makine sesleri, doktorların endişe dolu sesleri. Bazı şeyleri algılamam geç oluyordu.
"Ne oluyor?" diye mırıldandım ve ağzımdaki maskeyi çıkardım. Bayılmışım gibi hissediyordum. Etrafıma tam baktığımda ise fark ettiğim şey yüzüme su gibi çarpıldı.
Ben en son babamın yanında yatıyordum.
Ve saçlarımda bir hareketlilik hissetmiştim. Ama yoğun uykum, uyanmama izin vermemişti. Ne zamandır buradaydım, bilmiyordum ama odadaki herkes çok endişeli ve tedirgin görünüyordu.
"Babama bir şey mi oldu?" diye sordum korkarak, telaşlı telaşlı babama bakarken Toprak kolumdan tutup odadan çıkartmak için sürükledi.
"Babama bir şey mi oldu!?" Sorumu bağırarak yineledim. Babama benim yüzümden bir şey mi olmuştu?
"Bir şey olduğu yok! Babam uyanmıştı, çık dışarı müdahale etmeleri gerekiyor!"
Torpak'ın dediklerini zar zor algılayıp odadan çıktım.
Toprakla çıktığımızda gördüğüm ilk yüz Batı'ya ait oldu. Hemen ona koşup kollarımı boynuna doladım.
Batı da kollarını sırtıma sarıp "İyi misin sen?" diye sordu.
"Değilim. Babama benim yüzümden bir şey olursa-"
Sözümü kesti. "Olmayacak." Elleriyle sırtımı sıvazladı ve saçlarımı okşadı.
O sırada Yankı ile ve diğerleriyle göz göze geldim. Yankı direkt olarak ikimize bakarken benim ona bakmamla başını çevirip sırtını duvara yaslamıştı. Arat'a dönünce ise mahcubiyet sarmıştı bütün vücudumu.
