28. Bölüm

10.5K 706 70
                                    

Hepinize merhaba napiyosunuz şiki şiki şiki AŞSLFJASĞAPKWÜĞAAEF

Bir efsaneye bu girişle başlamıştım. Hatırlayanların gözü yaşlı :')

Peki Almeda'nın hırsızlığı? ŞSDFMNSDFKMSADPĞMDŞLS

Şaka şaka benim kızım hırsızlık yapmaz. Sadece ödünç aldı wqğpfmpcwefkwü biliyorsunuz konu Ömer olunca...

Neyse bugün çok farklı bir bölümle geldim efendim oy vermeyi hikayeyi arkadaşlarınızla paylaşmayı ve en önemlisi yorum yapmayı unutmayın. Çünkü yorumlarınız benim için çok kıymetli ve kendimi aşırı yalnız hissediyorum :''

Oy ve yorum atan herkese şimdiden teşekkürler ❤️

İyi okumalar ^^

...

Eve gitmeden önce bizim evin yakınlarındaki bir parka gitmiştim. Batı'ya merak etmemesi için mesaj atmıştım. Annem ve babama da öyle. Her ne kadar bir şeyimin olup olmadığını merak etse ve  gelmek istese de  yalnız kalmak istediğimi söyleyip engel olmuştum.

Çantamı yere bırakıp salıncaklardan birine oturdum. Ellerimi montumun cebine koyup ayaklarımla yavaş yavaş sallanmaya başladım. Başımı salıncağın zincirlerine yasladım. 

Bu yıl olanları düşündüm de... Ne çok şey değişti, ne çok şey yaşadım. Ama sanırım en ağırı Ömer'in bileğinde gördüğüm tokaydı. Bunun anlamı bir kız var demekti. Başı bağlandı, demekti. Artık benden başka bir kız var demekti.

Çok sıkıntılıydım, içime dert olmuştu bu. Kimin olduğunu merak ediyordum. Kimdi ki? Bir kızın olduğu aşikardı. Herhalde kendinin değildi. 

Bunca zamandır aklımın ve kalbimin onda olması benim suçumdu. Hiç yüz de vermemişti, kızlarla çok konuşan hatta konuşmayı seven biri de değildi. Sadece bir aptal gibi benimle konuştuğunda mutlu hissediyordum kendimi. Ne ara oldu bilmiyorum bu. Ne ara bu kadar bağlandım, başka bir kızın olduğunu duyunca üzülecek kadar?

O ilk sınav günü başlamıştı her şey. İlk göz göze gelişimizi hala hatırlıyorum. Nasıl da teklemişti kalbim. Nasıl da kıpır kıpır olmuştu içim. Şimdi ise içimde sadece acı var. Hüsran var, umutsuzluk ve hayallerimin suya düşüp boğulması var. 

Düşüncelerimin içinde kaybolurken yanı başımdaki salıncakta hissettiğim hareketlilikle ve tanıdık bir sesi duymamla kendime geldim.

''Hasta olup eve kapanmak istiyorsan farklı birçok yöntem biliyorum,'' diyip salıncağa oturdu. ''Zatürre olup da başıma kal istemem.'' dedi ardından aynı tavırla.

''Batı'ya yalnız kalmak istediğimi söylediğimi hatırlıyorum.'' dedim söylediklerini umursamayarak.

O da söylediklerimi umursamayıp bir ceket uzattı, ''Al, bunun üzerine otur.'' dediğinde yüzümü tamamen döndüm, başımı sağa sola salladım.

''Annem, soğuk yere oturduğunu ve ağladığını duyarsa seni rahat bırakmaz bence.'' dediğinde Yankı, ne zaman aktığını bilmediğim gözyaşlarımı sildim hemen. 

Bir bu eksikti zaten!

Dediğinin ardından düşündüm de gerçekten hastalanırsam annem beni önce sıcak suda boğar sonra 30 tane serum, serumla beraber tuhaf bitkiler yedirir içirirdi. Gerçi ihtiyacım da vardı da neyse.

''Haklı olmandan nefret ediyorum.'' diyip hala elinde bana uzattığı ceketi tuttum ve salıncağa koydum. Üzerine oturduktan sonra ''Görevini yaptın, gidebilirsin şimdi.'' dedim.

AlmedaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin