Umarım iyisinizdir. Lütfen iyi olun. Bu günler de geçecek eminim. Her şeyi atlatacağız.
Düzeltme : Deli gibi ev taşımamıza rağmen bölüm atıyorum kıymetimi bilin.
multi: Yankı ve Almeda
Diğer bölümün devamı =>
...
Deniz ve Alperle vedalaştıktan sonra arkama döndüm ve otobüs durağının yolunu tuttum.
Yankı'nın ''Almeda!'' diye seslenmesiyle adımlarımı yavaşlatıp arkama dönmeden yanıma varmasını bekledim. Bana yetiştiğinde sahte ve alaycıl bir gülümsemeyle konuştum,
''Sen de mi buralardaydın?'' dediğimde gözlerini kıstı 'çok komiksin' bakışı atarak.
''Ne arıyorsun burada?'' diye sertçe çıkıştım. Ellerini cebine koyup etrafa bir göz gezdirirken konuştu. ''Hiç. Öyle geçiyordum.''
''İyi,'' diyip yürümeye devam ettiğimde peşimden koşturmaya başladı. ''Nereye gidiyorsun?'' diye sordu.
''Sanane?'' diye çıkıştım. Ona kibar olmaya niyetim yoktu. Zaten bugünlerde fazla yakınlaşmıştık. Gereğinden fazla...
''Eve gitmeyelim ya! Annem bütün evi çamaşır suyuna boğdu yine!'' dedi, göz devirdikten sonra ona döndüm.
''Biz bir yere gitmiyorduk zaten.'' deyip yürümeye devam ettim. Bir şey demeden yanımda yürümeye devam etti. ''Yankı, gider misin artık?''
Bana döndüğünde gözlerinde bir kırgınlık gördüm. Bakışları ben ve etrafı arasında dolaşıyordu. Ardından gözleri tekrar beni buldu, ''Nereye gidiyoruz?'' diye sorduğunda iyice sinirlenmeye başladığımı hissettim.
''Ben, gidiyorum Yankı. Biz değil.'' diye tavrımı ortaya net bir şekilde koyduğumu düşündüm. Peşimden gelmeyip orada durduğunu kesilen adım seslerinden anlamıştım. Zaten benimle gelmeye pek niyetli değildi.
Nihayet Yankı'dan kurtulmuştum. Dümdüz yürüyüp ara sokakların birine çıktım. Buradan otobüs durağına çıkacak, oradan da otobüse binip eve gidecektim. Tam ara sokaktan çıkacakken önüme çıkan tuhaf çocukla neye uğradığımı şaşırdım. Bir iki adım geriledim. Siyah kapüşonlusunu kafasına geçirmiş elinde kanlı bıçak olan biriydi bu. Bıçaktaki kanı gördüğümde daha da çok korkmuştum.
''Abla?'' dediğinde kaşlarımı çattım. ''Sonunda buldum seni! Çok... çok, korktum.'' Zor konuşuyordu ve ayakta zor duruyordu. Madde kullanmıştı sanırım. Bunu fark etmemle iki kat korkmuştum.
''Çekil önümden!'' diyip geçeceğim sırada kolumdan tutup beni durdurdu. ''Şş nereye? Eve gideceğiz. Sen, ben... sonra annem ve babam.'' diye konuştu. Ev derken?
''Bırak beni!'' diye bağırıp kolundan kurtulup geriye savrulduğumda çantam düşmüştü. Yaklaştığında kaçmaya çalıştım ancak beni tutup kendiyle duvar arasında bıraktığında ne yapacağımı bilemiyordum. Karnına bir tekme attığımda geriye doğru sendeledi. Toparlanıp bıçağı uzatıp yaklaştığında adımlarımı gerilettim. Derken sırtım bir şeye çarptığında başımı çevirdim.
''Ne oluyor?'' Bu tanıdık sesi duyduğumda sevineceğimi hiç düşünmemiştim.
''Abla?'' dediğinde tekrar o çocuk, Yankı bir elini omzuma koymuştu. Şu an sırtım göğsüne yaslıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Almeda
ChickLitGerçek ailem kitabı. ''Katranı kaynatsan olur mu şeker, cinsine tükürdüğüm cinsine çeker.'' ... "Kendi içinde kabullendiğini biliyorum. Sen de bildiğin sürece bana 'abi' demesen de olur ufaklığım. Ben seni yine her zaman çok seveceğim ve ömrüm yett...