Tam 3k kelimelik yeni bölümle karşınızdayım.
Kitabın sonundaki açıklamada buluşalım, ben sizleri özledim. Sizler de beni ve Almeda'yı özlediniz mi?
Özlediyseniz İyi Okumalar ve oy ve yorumu eksik olmayan arkadaşlarıma çok teşekkür ederim lütfen yıldızımızı aydınlatmayı unutmayın <33
...
Yankı öne eğdiği başını kaldırdı ve bana döndü. "Seninle bir oyun oynayalım mı?" diye sordu durup dururken. Soruma cevap vermeyip oyun oynamayı teklif etmesi beni sinirlendirmişti.
"Soruma cevap ver." dedim kaşlarımı çatıp. Sorumun cevabını duymak istiyordum.
"Eğer kazanırsan cevap veririm." dedi bilmişçe.
Böyle olacağını biliyordum.
Yere oturdum.
"Bu halde kalkıp bir de seninle oyun mu oynayacağım?" dedim itiraz edercesine çıkan ses tonumla.
"Yere oturma. Hastalanacaksın, bir de seninle uğraşacağız." diye sızlandı.
Omuzlarımı silktim ve hiç kıpırdamadan yüzüne baktım.
Oflayarak tam yanıma çöktü, oturdu. Gerçekten sonumuz, yere oturmalarımızdan dolayı hastalanıp yataklara düşmekti. Sonra da annemizin bizi tertemiz bir dayaktan geçirmesi, Eren'in de buna katıla katıla gülmesiydi.
"Bu oyunu bir kitaptan öğrenmiştim. Hep birileriyle oynamak istedim ama hiç öyle biri olmadı hayatımda." dedi ve biraz daha yanaştı. İkimiz de yerde oturmuş bir vaziyetteydik şu an. Bu durum kulağına giderse annemin hiç hoşuna gitmeyecekti gerçekten.
"Aslında geçenlerde biriyle oynadım ama neyse." diyip kendini toparlar gibi oldu. Daha çok kendi kendine fısıldamış gibi olsa da duymuştum.
Bana döndü. "Biraz moral olur bize de. Hem annem yani annemiz de iyi." dedi kendinden emin bir sesle.
Beni ilk defa değil de, ilk defa bilinçli olarak, isteyerek teselli ediyordu. Bunlar benim için çok önemli şeylerdi. Belki ucuzdu, basitti, normaldi. Ama benim için Yankı, şu an abilik yapıyordu.
"Ama babam iyi değil." diye mırıldandım. Gözlerim benden bağımsız bir şekilde dolmaya başladığında, kırılmış ve kızarmış gözlerimi yumdum.
Önüme döndüğümde konuşan Yankı'nın sesi geliyordu.
"İyi olacak. Babamın ne denli güçlü olduğunu bilmiyor musun sen? Vurdu mu boğayı devirir." dediğinde ister istemez burnumdan güldüm ve yumduğum gözlerimi açtım ona dönüp.
Yüzümde belirli belirsiz bir tebessümle cevap verdim.
"Ne oynayacağız?"Sanki mutlu olmuş gibi yüzünde ufak bir tebessüm belirir gibi oldu. Ya da ben öyle görmek istedim.
"Adı 21." dedi burnunu kaldırarak.
"Nasıl bir oyun?" dedim ve burnumu çektim.
"Bir kazanan ve bir kaybedenin olduğu bir oyun."
Sağol ya çok açıklayıcı oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Almeda
ChickLitGerçek ailem kitabı. ''Katranı kaynatsan olur mu şeker, cinsine tükürdüğüm cinsine çeker.'' ... "Kendi içinde kabullendiğini biliyorum. Sen de bildiğin sürece bana 'abi' demesen de olur ufaklığım. Ben seni yine her zaman çok seveceğim ve ömrüm yett...