16. Bölüm" Defalarca "

53.2K 1.1K 634
                                    


Öncelikle selam olsun aşklarıma 💙 Nasılsınız benim bal okuyucularım?

Kitap kapağımızı duyurmakla başlayayım. Güzel bir kapağımız oldu artık. Aşağıya paylaşacağım.

Sonrasında şu yorum işlerine bir el atmak istiyorum, yorum sınırı geçilsin diye boşa yorum atmanıza çok ses çıkarmadım ilkin ama artık attığınız yorumlar o kadar azaldı ki, bu beni üzmeye başladı.

Lütfen sabırla bekleyin ve de boşa yorum atmayın.

Bir zaman sonra üzücü oluyormuş, acaba kitabım güzel değil de yapılacak yorum bulamıyorlar mı diye düşünüyorum.

Lütfen hassasiyetle yaklaşın.

🕷️

Karman çorman zihnimin hatırladığı bir iki saniyelik görüntüler vardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Karman çorman zihnimin hatırladığı bir iki saniyelik görüntüler vardı. Sersemlemiş bir halde beni sarıp sarmalamaya çalışan Ercüment'in kollarına tutunmaya çalışmamdı beynimde dönüp duran. Bir enkazın altından çıkarılan bedenim halsiz ve bitkindi. Dahası midemde bir kasırga gibi dönüp duran bir şey vardı. Damarlarımın genleşdiğini ve hafiflediğimi hissediyordum.

Yaklaşık beş dakikadır tavanda dönen gözlerimle bedenimi dinledim. Kaldığım oda da tek başıma yatıyordum. Başımı hareket ettiremeyecek kadar yorgun hissediyordum. Bedenimden çekilen güç öylesine muhtaç hissetmeme yol açıyordu ki uzanıp çağrı düğmesine basmaya mecalim yoktu.

Neden bu halde olduğumu az çok biliyorum. Boyadan zehirlenmiş olma ihtimalim çok yüksekti. Yani adamın üzerine boya dökülmesini umursamadan öpmüştüm.

Yine yarım kaldınız iyi mi?

Aklıma Ercüment'in de benim gibi fenalaştığı düştü. Benden daha fazla bedenimde ki boyaları ağzına almıştı.

Yani oranı buranı emcüklediği için bir hoşuna gitti senin Hande.

Orası öyle tabi de. Biraz endişelenmeme engel olamıyordum. Belki de bir tık daha fazlasına. Yutkunmaya çalıştım fakat boğazımda kabarcık gibi tarazlı bir sızı hissedince gözlerim acıdan nemlendi. Nefesim kesilir gibi olduğunda boğulacakmış gibi hissettim. Ağzımı aralayıp kocaman bir nefesi ciğerlerime yolladığımda gözlerimi yumdum. Küçük bir tıkırtı duyduğumda, mermer zeminde tok ayak sesi duydum. Hafif nemli kirpiklerimi kırpıştırıp gelen kişiye baktım.

"Amca?" diye sordum yaralı gibi çıkan sesimle. Buğulu bir camın ardından bakıyor gibi olduğumdan önümde hafif bir karartı vardı. Göz kapaklarımı sertçe yumup açmak istedim. Lakin daha gözlerimi açamadan bir el boğazıma kapandı. Boğazımdaki yaradan dolayı zar zor nefes alıyordum. Şimdi boynumu sıkan el nefesimi hepten kestiğinde gözlerimi can havliyle açtım.

AĞ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin