11. Bölüm " Red Diss "

47.5K 1.3K 623
                                    

Selamm👋Umarım iyisinizdir aşklarım😁 Bölüm yine ateş ediyor. Silahlarımızı kuşanalım bam bam bam🔥

Şuraya bir not düşeyim, üzülerek söyleyeceğim ki oy ve yorumlarınız çok az, kitabım bu kadarını mı hak ediyor sizce?

Lütfen hayalet okuyucum olmayın.

🕸️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🕸️

Bazen içinde tutmadan her şeyi yaşayabilmeliyiz duygularımızı. İçimize attığımızda kendi iç dünyamızda yaşamak bir zaman sonra sorun olmaya başlıyor.

Ben bu dünyaya bir kez gelebiliyorum. Basıp geçtiğimde, yerde yangınımı bırakıyorum, yakmaktan hiç korkmuyorum. Çünkü en çok ben yanıyordum.

Tüm çektiğiniz acılara rağmen hiçbir şeyi umursamadan delicesine eğlenmek istemediniz mi hiç?

Sorunlarınızı içinize atmadan eğlenerekte çıkarabilirsiniz. Ben bir kez ağlıyorsam bin kez gülüp acımı kaburgalarımın arasından yok eden bir insandım.

Kim canının acısıyla her güne nefes almaya uyanır ki? Kalp kırıklığından bu yüzden nefret ediyorum. Peşinde bir azrail gibi sürekli acını yoklayarak izinden geliyor.

Ama işi hep kalbime inmeden beynimde katlediyorum. İşte o zaman azrail benim canımı acıtamıyordu.

Eğlenmek....

Delicesine eğlenmek!

Mika, Şahan ve ben gecenin biri vurmasıyla kendimizi dışarı atmıştık. Canım aşırı derece de dans edip içki tüketmek istemişti. Bir nevi düşüncelerimi süzgeçten geçirmek istediğim vakit başvurduğum bir şeydi. Buranın ünlü barı olan Red Diss'e ayak bastığımızda büyülü bir evrene adım atıyormuş gibi hissediyordum çünkü. Öyle acayip bir havası vardı ki, adı gibi kırmızı neon ışıklar ve kırmızı deri koltuklarla içinizdeki ihtirası devleştirebilecek kadar ambiyansı yüksekti.

Şahan, kendine kalçasını sürterek dans eden Mika'nın karnından tutup  çektiğinde belkide burada bile düzüşecek seks kapasitesi kadar manyaklardı. Elinde buz kovasıyla yaklaşan Tom ikisini yakından tanıdığı için arka cebinden çıkardığı prezervatifi onlara fırlattığında ben gülerek baktım tepkilerine. Hiçte hayır demeyerek havada kapan Şahan Mika'yı daha çok kendine çekip dudaklarına yapıştı. Tom bana döndüğünde gözlerindeki ışıltılar daha da çoğaldı.

"Açılışı yapmamışsın?" dedi dirseğinin tekini bar tezgahına koyarak. Dudak büzüp elimle dalgalı saçlarımı geriye attım. "Seni bekledim. Aradığım lezzeti sadece senin parmakların verebiliyor."

Güldü. "Ne istersin bakalım kırmızı güzeli?"

Sırıttım. Üzerimde deri bir elbise vardı. Çok kalın olmayan askılarıyla tamamen istediğim görüntüyü veriyordum. Göğüs dekoltem kalp yakaydı ve elbise o kadar sert bir şekilde sarmıştı ki bedenimi dolgunluklarım elbiseden taşıyordu. Kalçamın bir bölümünü kapatmaya yeten etek uçları yüzünden birçok aç bakışa maruz kalmıştım.

AĞ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin