31. Bölüm " Yazgı "

18.6K 866 773
                                    

Selammm, Nasılsınız? Gününüz güzel geçsin ballarım.

Sizi seviyorum.

Oy ve yorumda bulunmayı unutmayın.

KEYİFLİ OKUMALAR DİLERİM!

🕷️

Kendimi o kadar çok çaresiz hissettiğim anlar olmuştu ki, hepsinde de bir şekilde ayağa kalkıp gülümseye devam etmiştim. Benim için pes etmek ve kaybetmek diye bir şey yoktu.

Çünkü kaybetmek için güçsüz olmak veya haksız olmak gerekirdi.

Ben ne haksızım. Ne de güçsüz.

Ben Hande'yim.

"Kendini nasıl hissediyorsun?"

"İyi değil,"  diye cevap verdim. Koltuğun kenarına gelişi güzel attığı ceketi eline aldı aheste aheste. Ayağa kalktığında gerilen bedeniyle sert bir nefes çekti içine. Sehpanın yanından dolaşan uzun bacakları hemen önümde durduğunda başımı kaldırıp ona bakmamı bekledi. Ancak bakmadım.

Şu an gözlerine bakarsam beni çırılçıplak okuyabileceği düşüncesini içimden atamıyor, ister istemez kaçınıyordum.

"Beni mi suçluyorsun başına gelenlerden dolayı?"

Ben değil ama o kendini suçluyor olacak ki, sesine sinmiş isli bir suçluluk duygusu vardı.

Ceketi açık omuzlarımın üzerine koydu ve tenimi örttü. Hesaplayamadığım zamandır şirkette duruyorduk. Onun odasında. Dışarı da ciddi güvenlik sorunu vardı ya da daha tehlikeli bir durumlar. Amcamı merak ettiğim için arayıp olanları sormuştum. Orada da sakin bir gün geçmiyordu.

"Hayır, bir ergen gibi kendini suçlamaktan vazgeç. Bunun benim seçimim olduğunu bil. Ve de senden ayrılmak gibi bir düşüncenin aklımdan hiç geçmediğini."

Söylediğim kelimelere fazla yüklenmeden kendi kafasındakileri diline döktü.

" Biliyorum, aldığım tedbirlerin az olduğunu düşünüyordum ama tedbir bile etmediğini öğrendim bugün. Elli koruma neye yetti? Dışarısı bok çukuru gibi, seni bırakıpta çıkamıyorum!"

Bedenini yanıma attığında iki elimle  ceketinin iç kumaşını kavradım. Kambur oturuşumu düzeltip sırtımı diktim. Hafif yorgun gözlerimi kapayıp açtım.

" Güney şerefsizi babasıyla yer altını karıştırmış. Piç! Seninle aynı yaşta olmasına rağmen benim kadar elinde kan var!"

Başımı nihayet çevirip onun sinirli yüzüne gözlerimi çıkardım.

"Ural aradı beni,"

Afalladım. "Neden?"

Derin bir nefes alıp deri koltukta kaydı ve başını arkaya yasladı. Ellerini kucağında kavuşturdu. Gözlerini kısıp tavana baktı dik dik.

"Seni almak için,"

Alnım gerildi. Ceketin kumaşını ezmek ister gibi sıktım.

AĞ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin