34. Bölüm " Zevahir "

16.3K 700 304
                                    

Selamm Nasılsınız?

Bu bölüm için fazla bekledim biliyorum, yine de hala bekleyenler için teşekkür ediyorum.

🕷️


Kuş cıvıltılarının seslerini duymaya başladığım da üzerime örtünmüş olan sabah soğukluğuyla titredim. Gözlerimi açarken bir yandan esniyordum. Yaşaran gözlerimi kırptım hissettiğim dinginlikle.

Tek başıma uyuyordum. Sabaha doğru geldikten sonra biraz yatmıştık bahçede. Lakin şimdi yanımda yoktu, gitmişti. Açık mavi gökyüzüne bakarak sırt üstü uzandım.

Mika, " Hamile kalacağım bu gidişle, kaçıncı kez seks yapacağız?"

Yerimden kalkıp dehşetle evin kapısından görünen ikiliye baktım. Mika'nın üzerinde Şahan'a ait bir tişört vardı. Dahası Mika Şahan'ın dudaklarından kopmak bilmiyordu.

"LAN!!"

Bağırışım evi inletirken birkaç korumanın bana kaçamak bakışlarını yakaladım. Ancak Mika beni gördüğü gibi kahkaha atmaya başladığında ilgim tamamen onlara kaydı. Şahan sinsi bir sırıtışla tek kaşını kaldırdığında bu yaşıma kadar hissettiğim en tap gıcıklık seviyesine erişmiştim. Öyle ki alnımda ki kırışıklıklar yaşlanınca da bu andan bir hatıra kalacak gibi feci çatılmıştı.

"Bak şuna bak! Senin o toksik bakışların bize sökmez canım yalnız! Kim sikine çare bulmuş ki biz bulalım değil mi müstakbel eşim?"

Gözlerim doldu dolacak Mika'nın eline kaydı gözlerim. Gördüğüm küçük parıltılı yüzükle tek kaşımı kaldırdım.

"Hadi beni şimdilik geçiyorum, bir salaklıktı kabul etmişsin evet demişsin geri zekalı arkadaşım! Peki o teleskopla bakıp anca görebileceğimiz tek taş yüzüğü nasıl kabul ettin?" diye çemkirdiğim de Şahan Kaşlarını çatıp Mika'nın eline baktığında, Mika elini havaya kaldırıp tüzüğüne ilk defa inceler gibi baktı.

" Ne küçüğü ya? Bence en ideali buydu! Hem ben bunu memur maaşıyla aldım! Senin gibi anam babam zengin değil! "

Güldüm. "Ba ba ba ba ba! Kayserili misin sen diyeceğim ma yok! Manavsın oğlum sen! Elin açık olmalı! Geninde mi bozukluk var bilemem. "

Fit vermek ister gibi söylediklerim işte yarar olmuş ki Mika somurtmaya başlamıştı. Sanki ortaya bombayı ben atmamışım gibi balkondan içeri salona geçip yanlarından yürüyerek mutfağa geçtim. Hemen amerikan mıtfaüı olduğu için ne bok yaptıkları belli olurken çaktırmadan onları izledim.

Yani kime kız veriyoruz bir bakalım, değil mi? Yoksa ben onları niye dikizleyeyim?

Bir kere günah.

Allah kızar.

Cehenneme götürür bir kapısından baktırır.

Tövbe bismillah!

"Bana bu yüzüğü mü layık gördün cidden ya Şahan! Valla gümüş alsaydın ne biliyim altın kaplama alsaydın ama beni Hande'nin diline düşürmeseydin!"

Göz devirip bardak aldım. Dışı elmas gibi çıkıntılı bardağı kavrayıp tezgahın üzerine koydum.

Bu şey gibiydi. Arkamı alevlere dönerek sinsi bir sırıtışla zafere doğru yürüyorum ifadesiydi.

" Aşkım ne alakası var! Canım balım kuzum sevgilim aşk böceğim yakında evleneceğim kadın çocuklarımın anası! Param bu kadar çıkıştı! Zaten her şey ateş pahası! Ne yapayım gidip banka mı soyayım?"

AĞ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin