AĞ

13. Bölüm " Ercüment Yalınoğlu "

SELAMMM 💗💜NASILSINIZ ÖNCELİKLE, UMARIM İYİSİNİZDİR 🤗

Alıntı ve diğer bilgiler için, dahası bana destek olmak için instagram hesabımı takip ederseniz çok sevinirim 💙

🕸️

Gerginlikten üstümdeki gömleğin patlayacamış gibi zorlayan düğmelerine öfkeli bir bakış savurup iki düğmesini açmak için elimi yakama götürdüm. Çevik bir hareketle çözdüğüm düğmelerden daha derin bir soluk almak istediğimde genzimden çıkan boğuk hırıltılar masadaki herkesi ürpertti. Boynumu yana çevirip kırtlattım ve hafif eğdiğim başımla gözlerimi kısıp hepsine tek tek baktım. Açılan yakamdan esen sert rüzgarla dans eden bir alev gibi uçuşan gömleğimi sinirle çekiştirdim. Ne yaparsam öfkemin dineceğini biliyordum lakin acımasızlığımı bir kenara bırakıp sakin olmayı başarmalıydım.

"Açıkçası ben her şeyin farkında olduğumu belirteyim, desteğim her zaman güzelimin tarafında."

Masadaki herkese bakarak sakince sözlerini dile getiren Cüneyt ben hariç herkesin tepkili bakışlarına maruz kaldı. Hakan, Cüneyt'e son derece öfkeyle bakıyordu. Ona göre Mehtap hayal kırıklığına uğrayan ve aldatılan mağdur konumundaydı çünkü.

" Sen doğru bir insan mısın ki zaten Hande'yi desteklemeyesin it herif! Bunu erkenden fark edipte bize söyleseydin eğer-" diyerek bir anda bağırmaya cüret edecekken iki adımda masaya yaklaşıp yumruk yaptığım elimi masaya savurdum. Masanın yüzeyindeki eşyalar havaya zıplayıp sert bir ses çıkararak masaya düştüğünde Hakan dahil herkes irkilerek bana döndü. Ancak benim öfkemin odağında Hakan vardı. Son derece sakin olmaya çalışarak ona dik dik baktım.

"Hiçbir şey olmazdı Hakan Pamukçu! Erken de öğrensen hiçbir şey değişmeyecekti." dedim, sözlerim onun tarafından algılandığında sorgular gibi baktı. "Kimseye hesap verecek değilim. Ancak yeğeninle olan evliliğimin sahte olduğunu biliyorsunuz. Ben kimseye sadık değildim bunu açıkça beyan etmiştim! Kimseyi de aldatmadım!"

Hakan öne eğilip ellerini kelepçeledi ve masaya yasladı. "Aynı çatının altında birisi karın diğeri baldızın, nasıl hiçbir şey olmamış gibi devam edeceksin? Daha doğrusu bizi bir kenara bırakalım. Kasabatlı ve Pars dahil etrafımızda bizi yıkmak için her açığımızı arayan düşmanlarımız bu zayıflığı fark ettiğinde neler olur biliyorsun değil mi? "

Çenemi sıktım. Sağ gözüm bedenime nükseden sinir yüzünden istemsizce seğirdiğinde ellerimi yumruk yapıp arkamda birleştirdim." Zayıflık? Hakan sarf ettiğin sözlere dikkat et seni masaya yatırıp sikerim! Ben asla zayıflık göstermem. "

Hakan kızaran boynuyla geriye yaslandı. Her daim boyundan büyük lafları edip böyle sindiğinde içimden geçen tek şey onu öldürmekti.

Harun ve diğerleri bizim olduğumuz yere gelmeye başladığında Neslihan Hanım'ın kolundan tutup destek olduğu Rahmi Beye çevirdim gözlerimi. Göz göze geldiğimizde öfkesinin yanında bana duyduğu korku da vardı. Görüş alanımı kapatan suretle gözümü aşağıya kaydırdım. Mehtap'ın ifadesiz ama ıslak kirpiklerini fark ettim. Umursamazca gözlerimi aralarında gezdirdim.

"Hande nerede?" diye sorduğumda rüzgarın çıkardığı uğultu dışında ses çıkmadı. Sertleşen ifademle artık içimdeki öfkeyi zincirlemeye çalışmayacaktım. Hedefime direkt Harun'u aldığımda gözlerini benden kaçırdı.

"Harun! Hande'nin buraya gelmesini istemiştim! Şimdi nerede!"

Kendime hakim olamayarak bağırdığımda yanımda olan Mehtap irkildi. Samet, Harun'un arkasından koşturarak geliyorken önümde duran sandalyeye bir tekme savurdum.