AĞ

30. Bölüm " Ağ "

Selammm 🧡 Nasılsınız ballarım? 

🕷️

Şehvet.

Ercüment ile beraber rahmimi yeniden doğurup şehveti tohum gibi içime ektik.

Derinliklerimdeki ıslak ve kaygan varlığının yarattığı o tatlı his karnımda kelebeklerin kıpır kıpır uçuşmasına neden oluyor ağzımdaki sıvıların çoğalmasını sağlıyordu.

Sürekli yutkunup çıkardığım sesten tahrik oluyordum.

Dar oluşum da onun kalın erkekliğini sürekli emiyor ve bırakmamak için sıkıca tutuyordu.

Bir çocuğun şekerini bırakmak istemeyişiyle eş değerdi bu his.

Kadınlığımda ki gıdıklanmaya düşen kor ateşin hiçbir zaman söneceği yoktu.

Saatlerce, günlerce içimde çıkmadan yuvasında yaşasa da erkekliği asla itiraz etmeden dururdum.

Açtım.

Ona çok açtım.

Günlerce aç susuz kalmış bir bedevi gibi onu istiyordum. Algılarım sadece onu görüyor ve görüyordu.

Manyak diye boşuna demiyorlar.

Üzerime serilen çıplak ve terli bedeninde keşfe çıkan ellerim tenine benden izler bırakıp yerle yeksan ediyor ve onu sürekli titretiyordu. Bana gösterdiği en şeffaf haliyle onu daha çok arzulamaktan başka bir şey yapmıyordum.

Kan akışımı hızlandıracak hamleyi yapıp göğsümde ki sertleşmiş meme ucumu sıcak diliyle yılan gibi boğazladı. Bıraktığı ıslaklık beni daha çok hazza ulaştırırken kadınlığım kasıldı ve girişim onu içime almak ister gibi açıldı.

Ona ait topraklara ayak basmasını isteyen tarafım sabırsız ve panik halindeydi. Tenine kayan kısık gözlerim sıkı ve toplu kalçasını kaydığı gibi uzun boyalı tırnaklarımı kalçası üzerine getirip kaşır gibi okşadığımda inleyip meme ucumu vakumladı. Sertçe dudaklarını geriye çektiğinde bıraktığı meme ucum sızladı. İnleyerek başımı yastığa bastırdığımda avucunun tamamını sağ göğsüme kapatıp sertçe okşadı.

Gözlerimi üzerimde tüm heybetiyle dikilen adama çevirdim . Ağzım ihtiyaçla aralandığında ıslak dudaklarını yalayıp gerilen alnıyla dudaklarıma yaklaştı.

İçinde yanan ateşle ağzımı kavradı iki dudağımı da ağzının içine aldı. Belimi yukarı kavislediğimde ise karnımın üzerine kadar gelen dik erkekliği tenime değdi. Ucundan akan zevk suları göbek deliğimin üstüne aktığında hırlayarak elini kadınlığıma attı.

İlk zamanlar öperken kıyamayan adam benimle birlikte sevişmeyi öğrenip şehvetle beni yakmaya başladı.

Artık canımın acımadığını zevk aldığımı anladığında beni tüketmek ister gibi öpüyordu.

Dişlerimi geçirdiği dudaklarımı emerek sertçe geriye çekildiğinde serbest kalan dudaklarım sızım sızım sızladı. Araladığım gözlerimin arasından kahve gözlerine baktım.

Kaygan kadınlığımda hareket eden parmakları yeşil gözlerimi kapattı. Başımı geriye attığımda dikilen çenemi dişlerinin arasına alıp hırladı.

Kalçasına tırnaklarımı bastırıp parmağını deliğimden içeri kaymasına neden oldum. Sanki tam içime girdiği yerde bir yangın başlamıştı. Ne su söndürebilirdi o alevleri ne de tonlarca buz kütleleri.

Buzlar dahi bu tutku karşısında erimek istemezdi.
İkinci pafmağını da içime ittiğinde topuklarım saten çarşafa zevk içinde sürtündü. Çenemi dişleri arasından alıp dilini attığında şeker emer gibi inleyerek emmeye başladı.