İki hafta sonra tekrar kontrole gelmek adına sözleşmiş ve odadan çıkmıştı. Adımları kendiliğinden hastane çıkışını bulduğunda kafası ise bambaşka bir yerlerdeydi. Aklında binlerce fikir varken uzun süredir üzerinde düşündüğü bir tanesi şu an ki durum için en mantıklısı haline gelmişti. Birer ebeveyn olmaya kendilerini hazırlayabilirlerdi belki bu süreçte ancak ilişkileri asla bir çocuk yetiştirebilecek hale gelmeyecekti.
Arabaya binmiş çantasını hemen yanındaki koktuğa bırakmıştı. Telefonunu çantasından çıkarıp arabadaki gerekli yere sabitledikten sonra yola koyulmuştu.
Bebek haberi Lisa'yı sarstığı doğruydu. Annelik duygusunu hissetmeyi tabii ki çok istiyordu ancak şu an buna müsait değillerdi, hiçbir zaman müsait olamadılar. Onlar hiçbir zaman tam olarak karı koca olamamıştı zaten. Lisa ise bu çocuğu kesinlikle bir savaşın ortasında büyütmek istemediğinden emindi. Kendilerine şans vermeyi aklının ucundan geçirmedi. İki yıldır evlilerdi ve bir kez olsun araları düzelmemişti, bir şans uğruna bu çocuğu bu denli kavga ortamında büyütmek biraz bencilce geliyordu. Ona elinden geldiği kadarıyla en harika ortamı oluşturması gerekliydi.
Dalgınlığını arabanın hoparlöründen gelen telefonun sesi dağıtmıştı, Jungkook arıyordu. Çağrıyı yanıtladığında 'alo' demeden "Nerdesin?" sorusunu yöneltmişti. Lisa'nın gözlerini devirmesine sebep oluyordu her bir tınısı, bir zamanlar aşık olduğu her bir tınısı. "Yaklaştım, geliyorum."
"Ne dedi doktor?" Merak edip etmediğinden emin değildi, belki de annesinin zoruyla soruyordu bu soruyu.
"Geldiğimde konuşalım mı? Şu an trafikteyim." Bunu ona telefonda söylemek istemiyordu.
"Tamam, dikkat et kendine." Israr etmemişti.
"Görüşürüz birazdan."
"Görüşürüz." Telefonun kapanmasıyla o da dikkatini yola odaklamıştı.
Tekdüze yolculuğunun sonunda Jungkook'un ailesinin evine varmıştı, Jungkook da çoktan buraya gelmişti ve birazdan karşılaşıcak olması Lisa'yı geriyordu. Torpidodan çıkardığı dosyayı, telefonunu ve yan koltuktaki çantasını da alarak arabadan indi. Arka bahçeden yükselen sesleri duyunca kapıya yönelmek yerine o da arka bahçeye geçmişti. "Ben geldim!" Elindekileri çoktan sofra kurulmuş bahçe masasının üzerine bırakıp 'hoşgeldin' nidaları yükselten Jungkook'un annesi Eunha anneye sarılıp Lisa da bir sandalyeye yerleşmişti.
"Gelmişsin." Söylediği ile arkasını döndü genç kadın, evin açık bahçe kapısından çıkıyordu. Beyaz kısa kollu t-shirt'ü, altına giydiği gri şortu ve nemli dağınık saçlarından anlaşıldığı üzere eve gitmiş, duş almış ve öyle gelmişti buraya.
"Evet, geldim." Jungkook da eşinin yanındaki sandalyeye yerleşmişti. Ne zaman tam olarak zamanı olur bilemediğinden çok geciktirmek istemedi Lisa. Masanın kenarına bıraktığı dosyayı alıp önüne koydum. "Ne bu?" Eve kargoyla gelen dosyalardan biri olduğunu düşündü önce, dahasında dosyayı açıp incelemeye başladı.
"Jungkook ben boşanmak istiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
if we leave
FanfictionJungkook ve Lalisa anlaşamayan bir çiftti. Ve Lalisa, Jungkook'tan boşanmak istiyordu.