"Jungkook hep bu sinir problemleriyle muzdaripti, sadece onu bırakmandan korktuğu için siz daha evlenmemişken bu özelliğini senden sakladı. Senin onu bırakmandan ölesiye korkuyordu."
Yeo-been ablanın söyledikleri aklımdan çıkmıyordu, tekrar tekrar düşünüp duruyordum. Zaten karışık olan kafamı tamamen allak bullak etmişti. Ben ne yapmam gerektiğiyle ilgili hiçbir şey bilmiyordum artık.
"Lalisa, iyi misin?"
Jungkook'un seslenmesiyle başımı yasladığım camdan kaldırdım, dik oturdum koltukta. Dünyaya dönmemi sağlamıştı adeta. Mırıldanarak onayladım onu. "Durgun gibisin. Her şey yolunda mı?" Her şey yolunda değildi. Ne istediğimi bile bilmez haldeydim. "Evet, sadece yorgunum sanırım."
"Ne diyorum; evdeki misafir odasını boşaltalım, orayı çocuk odası yapalım. Mobilyalar alalım, duvarlarını boyayalım ne dersin?" Yine çok hevesli bir şekilde planlarını anlatmaya başlamıştı ve bu benim artık canımı yakıyordu. O bu kadar heyecanlıyken ondan boşanıp tüm mutluluğunu elinden alacakmışım gibi hissediyordum. "Olabilir."
"Cinsiyeti belli olduğunda ona göre mavi ya da pembe yaparız ama eğer cinsiyet kalıplarına bağlı kalmayalım dersen beyaz ya da gri güzel olabilir diye düşünmüştüm. Sence nasıl olur?" Bana dönüp benden cevap beklercesine gülümsedi. "Bilmem." Oysa benim kısa ve yetersiz cevabım onun suratını asmasına sebep olmuştu. "Farkındayım, ne kadar ben hala dosyayı imzalamamış olsam da boşanıyoruz ve o doğduğunda seninle yaşayacak ben ne yaparsam yapayım velayetini alamayacağım, bununla beraber siz ikiniz o evde yaşayacaksınız ve ben taşınacağım, onu sadece haftasonları görebileceğim. Sonuç olarak ikimizin evinde de bir odası olmalı değil mi? Dersen ki 'bırak Jungkook bu evdeki odasına ben karar vereceğim, çünkü bu evde ben yaşayacağım.' çok haklısın, sana diyecek hiçbir şeyim olamaz. Sadece biraz hayal kurdum işte."
Başımı salladım hızla. "Hayır, kesinlikle böyle düşünmüyorum. Sen onun babasısın ve onun bulunduğu her ortamda söz hakkın var. Sadece bu aralar biraz kafam karışık, yorgunum. Oda için ya da herhangi başka bir şey için düşünemedim daha." Sessizlik oldu, tek ses arabanın ve dışarıdaki yağmurun sesiydi bir süre.
"Anlıyorum, çok normal."
O sırada çoktan eve varmıştık bile. Arabayı kapalı otoparkta her zamanki yerine park ediyordu Jungkook.
Ben emin değildim ama sanırım vazgeçmiştim.
İstemediğimi farkettim. İstemediğim ve istemediği bir şeyi yapmak zorunda değildik. Belki tekrar eskisi gibi olabilirdik. En azından çabalardık.
Ona baktım, arabayı dikkatlice yerine yerleştirdi ve durdurdu. Mutsuzluğu yüzünden okunuyordu.
Ve galiba Jungkook değişmişti. Onu değiştiren şeyse bizim ayrılıyor oluşumuz değil çocuk sahibi oluyor oluşumuzdu. Ben ne kadar boşanma kararı üzerinde düşünüp dursuysam o da bebek üzerinde düşünüyordu.
"Jungkook... " İnmeye yetendi ama sesimle bana döndü. "Ben sanırım kararımı değiştirdim." Anlamadığını çatılan kaşları çokça belli ediyordu bu yüzden devam ettim. "Boşanmak istemiyorum."
"Ne?"
"Bunu oldukça uzun süredir düşünüyordum, sürekli aklımda ölçüp biçtim. İstemediğimi farkettim. Senden ayrılmak istemiyorum." Bana uzunca baktı hiçbir şey demeden. "Lalisa lütfen, tamamen kararını vermeden bana bununla ilgili hiçbir şey söyleme. Benden iki yıldır memnun olmadığının farkındayım, artık beni hayatında istememen çok normal, buna alışabilirim. Dosyayı imzalamıyorum, çünkü davanın lehine olacak hiçbir harekette bulunmak istemiyorum, ben o dosyayı imzalamazsam da boşanabiliriz bunu biliyorum."
Başımı salladım. "Jungkook ben vazgeçtim. Yarın gidip davayı geri çekeceğim. Boşanmayalım."
"Boşanmak istemediğine emin misin?"
Başımı sallayarak onu onayladım. Emniyet kemerimi açıp beni kendine çekti ve sarıldı. Mırıldandığını duydum, art arda mırıldanıyordu. "Teşekkür ederim."
"Sensiz yapamazdım Lalisa, sana daha önce öyle davrandığım için o kadar pişmanım ki."
Görmese de gülümsedim. "Senden ayrılmayı ne kadar ben istemiş olsam da, ben de sensiz yapamazdım. Seninle aramın bozuk olmasını, sanırım, sensiz olmaya yeğlerim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
if we leave
FanfictionJungkook ve Lalisa anlaşamayan bir çiftti. Ve Lalisa, Jungkook'tan boşanmak istiyordu.