10

1.9K 138 14
                                    

Laptop'undaki verileri etmeye çalışıyordu Kook, sürekli dağılan dikkatini kahvesiyle toplamaya çalışıyordu ancak bunun hiçbir etkisi olmuyordu. Öyle ki okuduğu şeyleri anlamadığını hissetmeye başlamıştı.

Sinirle arkasına yaslandı, başını arkaya atıp gözlerini kapattı. Odaklanmakta zorlanıyordu, normalde böyle bir şey yaşamazdı.

Aklına sürekli Lalisa geliyordu. Acaba işleri yoğun mu, acaba yoruluyor mu, acaba öğlen yemeğinde ne yedi gibi bir sürü soru aklında dolanıp duruyordu.

Merak ediyordu ama sormak istemiyordu.

Dahası davayı hatırlıyordu ve bin kere daha lanet ediyordu. Sevdiği kadını sırf ilgisizlikten kendinden nefret edecek hale getirmişti, kendinden utanıyordu. Hem onun hem kendi ailesinin karşısına çıkacak yüzü yoktu. Ailelerinin o kadar uyarılarına rağmen erken evlenmişlerdi, oysaki böyle olabileceği onlara önceden söylenmişti.

Tükürdüğünü yalıyordu yani kısaca.

Ona karşı ne kadar net konuşsa da eğer bir gün boşanırlarsa - ki şu sıra çok olası gözüküyor - ne yapacağı hakkında hiç bir fikri yoktu. Büyük ihtimal çocuğun velayetini de alacaktı. Kendi çocuğunu görebilmek için hafta sonlarını bekleyecekti en iyi ihtimalle, eğer Lisa şehirden taşınmak gibi bir eylemde bulunmazsa.

Kapının tıklatılıp açılma sesini duyunca gözlerini açıp oraya yöneldi. "Hazırlamamı istediğiniz dosyaları getirdim bay Jeon." Sekreteri Yuri masanın üzerine bıraktığında dosyayı Jungkook hâlâ düşünüyordu. Zihni o kadar dağılmıştı ki böyle bir şey istediğinden haberi yoktu.

"Ne dosyası istemiştim?"

Şaşkınlığını saklamaya çalıştı Yuri. "Bu sabah benden yıllık gider analizlerinin de bulunduğu son beş yıllık veri tablosunu istemiştiniz."

Kaşlarını çattı Jungkook, hatırlamaya çalıştı. "Bunu ne için istedim?"

"Bilmiyorum bay Jeon."

Çok üzerinde durmak istemedi şimdilik. "Tamamdır, çıkabilirsin."

"Ha bu arada saat 15'te toplantınız var."

Düşünmedi bile Kook. "İptal et."

"Ama-"

"İptal et Yuri," Ayaklandı, masanın üzeründen alması gerekenleri aldı. "Ben çıkıyorum sen idare edersin."

Sekreter Yuri ısrar etmedi, o iyi gözükmüyordu. Belki de fazla üst üste gelen işlerden dolayıdır diye düşündü sadece. Jungkook'sa arabaya binip aklından geçen ilk emre uydu.

"Jeon Lalisa müsait mi?"

Karşısındaki danışman kadın kendisini görünce kararsız kalmış gibi gözüküyordu. "Odasında ama rahatsız edilmek istemediğini söyledi, birazdan duruşması var da."

Kafa salladı. "Peki ne zaman biter duruşması?"

"Tahminimce iki saat içinde biter."

"Ben burada bekliyorum o zaman." Koltuklara yöneldiğinde arkasından bir ses işitti.

"Sizi burada görmesi hoş olmayabilir Bay Jeon, gitseniz iyi olur."

Kaşlarını çatıp ona döndü tekrar, neyi iyi olmayabilirdi ki? Alt tarafı eşini bekleyecekti oturup.

"Boşanacağınızı duyduk, size karşı sinirli gibi gözüküyordu Bayan Jeon."

Sinirlenmişti işte. İş yerindeki danışmanın dahi haberi vardı. Aslında bu mümkündü sonuçta davayı burası sayesinde açmıştı haberleri olması doğaldı ama insanların bunu bu kadar rahat dile getirmesi rahatsız etmişti.

"Boşandığımız falan yok, ne duyduysanız yanılmışsınız."

Arkasından seslenen danışman görevlisini takmadan asansöre yöneldi. Eşinin bulunduğu kata hızlıca ulaşıp duraksamadan odasına girdi. Koridordakilerin bakışları sinirle odaya dalan adama dönmüştü.

Çalışıyordu, gözlerini evraklarından anlığına ayırıp kimşn geldiğini kontrol etmişti. Jungkook'un gelmesine şaşırmıştı, uzun bir süredir büroya uğradığı olmamıştı ama bu şaşkınlığını belli etmedi. Zaten de anında evraklarına dönmüştü.

"Binadaki tanımadığım görevliler dahi herkes her şeyden haberdar!"

"Jungkook, çalışıyorum." Lalisa karşısında sinirden köpüren eşini asla tınlamamış ve istifini bozmamıştı.

"Tüm büroya yaymak zor oldu mu, gelip belki de kararın için tebrik bile etmişlerdir seni?"

Derin bir nefes verip başını kaldırdı Liz. "Neyden bahsediyorsun?"

"Hamile olduğunu da söyledin mi iş arkadaşlarına? Söylememişsindir. Kim bilir benden bir çocuk taşıdığın için utanıyorsundur bile!"

Söyledikleri ağır geliyordu ama haklılık payı da vardı. Evet, iş yerindeki en yakın arkadaşına dahi söyleyememişti, hatta arayıp ailesini bile bunu anlatmamıştı.

"Şuraya otur, sakinleş ve aklını başına al." Sinirlenmiş, o da ayaklanmıştı. "Utanmak ne demek ya?"

"Jennie'den ve annemlerden başka kimin haberi var hamile olduğundan söylesene Lalisa? Ama görünüle bakılırsa tüm hukuk bürosu boşanıyor oluşumuzu ve bana sinirli olduğunu gayet iyi biliyor."

if we leaveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin