Bir kaç hafta geçmişti. Jungkook yine iş yerindeydi. Kendini kaptırınca bazen zamanın nasıl geçtiğini hissedemiyordu. Başka hiçbir şey düşünmeden çalışıyordu.
Yine öyle bir gündü. Masası evraklarla dolmuştu. Ne zamandır sandalyesinden kalkmadığının farkında bile değildi. Telefonu çalınca tüm dikkati dağılmış ve çalan telefona sinirlenmişti ta ki arayanın eşi olduğunu görene kadar. "Efendim Liz?" Bir süre cevap alamadı, hatta telefonun kapanıp kapanmadığını bile kontrol etmişti. "Lisa orada mısın?" Dahasında Lisa'nın ağlamaklı hıçkırığını duydu. "Sen ağlıyor musun?" Yine cevap alamamıştı, belli ki konuşmak için nefesini düzenlemeye çalışıyordu. Neden ağlıyor olabileceğini düşündü Kook o süre zarfında. Hormonlarından dolayı olabilirdi belki dedi içinden, evde tek olduğunu hatırladı ve için bir korku kapladı.
"Jungkook?" Nefesini dizginlemeye çalıştığı buna rağmen durmamaksızın ağladığı çok belliydi.
"Lisa ne oldu?" Öyle bir korku yaşıyordu ki, kalbi duracaktı neredeyse. Aklına her türlü ihtimal geliyordu, düşük yapması da buna dahil.
"Jungkook, çok canım acıyor!"
O an sanki zaman durmuş gibiydi. Dünya sanki başına yıkılmıştı. Ne yapması gerektiğini şaşırmıştı. Ayaklandı, odadan çıktı hemen. "Ne, ne oldu?"
Asansörle zemin kata ulaşmış insanların meraklı bakışları arasında şansa kapıya yakın bir yerde park halinde olan arabaya koşmuştu. "Lalisa ne oldu?" Telefonu hoparlöre almış arabaya binmişti. Arabayı el çabukluğuyla çalıştırmış ve yola çıkmıştı ki duyduğu şey ani fren yapmasına sebep olmuştu. "Merdivenlerden düştüm ve kanamam başladı."
Jungkook'a kal gelmişti sanki, hiçbir şekilde hareket edemedi. Gözleri yaşla doldu. Son duyduğu kelimeyi çokça kafasından geçirdi tekrardan. Gözlerinin önüne eve gidince görebileceği bir manzara canlandı sanki. Her türlü sonucu düşündü saniyeler içinde, bebeği kaybetmek, Lisa'yı kaybetmek.
"Jungkook, beni hastaneye götür!"
Konuşmakta zorlandığını ve nefesinin düzensizlendiğini hissetti. "Geliyorum." Arabayı tekrar gazladı. Trafik kurallarına uyup uymadığını dahi bilemediği bir ruh haliyle sürüyordu. Tek düşündüğü Lisa ve bebekleriydi. Onlara bir şey olmaması için yalvarıyordu. Onlar olmadan nasıl yaşayabileceğini bilmiyordu.
Ne ara eve geldiğini farkedemeden koşar adım binaya ve asansöre girdi. Bu kadar yavaş olmasına küfretti. Bir yandan da kendini sakinleştirmeye çalışıyordu, ne kadar soğuk kanlı olabilirse, ne kadar telaş yapmazsa ona o kadar yardımcı olabilecekti bunu biliyordu.
Kabinin kapılarının açılmasıyla kendisi de çıktı bir anda. Evin kapısına geldiğinde bir an eli ayağına dolandı, anahtarı deliğe denk getirebilmesi süre almıştı.
Kapı açılınca eşinin ağlamaklı çığlıkları daha net duyuluyordu, ayrıca kanlar içindeki bedeni tam karşıda merdivenin dibindeydi. İki büklüm olmuş karnını tutuyor ve ağlıyordu. Yanına koştu. Ne yapacağını şaşırmıştı. Dizlerinin üzerine oturdu, ne yapmalıydı?
"Jungkook, onu kaybetmek istemiyorum!"
Cevap veremedi Kook, neyle karşılalacağını bilmiyordu ve ona emin olmadığı bir şey hakkında konuşmak istemiyordu. O da kaybetmek istemiyordu ama şu an gözlerinin önündeki manzara ona güven veremiyordu, korkutuyordu, acıtıyordu.
Kendine gelince Lisa'yı belinden ve diz altlarından tutarak kaldırdı. Hızlı ve dikkatlice onu taşıyarak asansöre ardından arabaya götürdü. Tekrar dikkatlice onu bindirdi, kemerini de bağladı. Hastaneye götürecekti tabii ki.
Belki de fazla hızlı sürüyordu, bilmiyordu. Aklında tek şey yer etmişti şu an sadece, onları kurtarmalıydı, bunu yapabilmeliydi.
Çok sürmemişti hastaneye varmaları. Aceleci tavrından gram bir şey kaybetmemişti. Arabadan inmiş, etrafından dolanmış, Lisa'nın kapısını açıp onu tekrar kucaklamış ve hastanenin acil kapısından giriş yapmıştı. Onları gören bir hemşire kenardaki sedyeyi çekmişti onlar için. Jungkook Lisa'yı yatırırken olanı anlatıyordu. "15 Haftalık hamile, merdivenlerden düşmüş. Kanaması var ve sanırım sancısı da var."
Bir kaç hemşire daha da gelmişti. Sedyeyi çekerek asansöre bindirdiler, Jungkook da onlarla birlikteydi. Lisa'nın eli sedyenin kenarına sıkıca tutunmuş olan eşinin elini buldu. Jungkook da onun elini kavradı.
Asansör kata vardı ve hızla sedyeyi çıkardılar. Doğumhaneye geldiklerinde Jungkook'u içeri almadılar ama o Lisa gözden kaybolana kadar kapının önünde ona bakıyordu.
Lütfen, dedi.
Lütfen kötü bir şey olmasın onlara.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
if we leave
FanfictionJungkook ve Lalisa anlaşamayan bir çiftti. Ve Lalisa, Jungkook'tan boşanmak istiyordu.