14

1.7K 116 17
                                    

Sıkılmaya başlıyordu. Hormonları alt üst olmuştu, duygu değişimlerine çok sık rastlıyordu. Yerli yersiz ağlıyordu, Jungkook'un yanında özellikle asla tutamıyordu göz yaşlarını, hemen ağlayıveriyordu. Bundan fazlasıyla rahatsız oluyor fakat elinden hiçbir şey gelmemesi sinirlerini bozuyordu. Bu güne bu gün 12 hafta olmuştu. En sonki ultrason fotoğraflarının birinde bebeğin yüzü net bir şekilde gözüküyordu, Jungkook bu fotoğrafı başucundaki komidine çerçeveletip yerleştirmişti. Lisa'nın da iştahı artmıştı. Sürekli bir şeyler yemek istiyor suçu da bebeğe atıyordu.

Lisa öğle arasına henüz çıkmadan önce işlerini bitirmişti ki zaten o gün de pek bir yoğunluk yoktu. Amaç vakit öldürmek olsun internette dolanırken karşına çıkan magazin haberiyle nefesini bıraktı. Ünlü iş adamı Jeon Jungkook eşi ünlü avukat Jeon Lalisa ile birlikte bebek bekliyorlar. Lalisa bu kadar çabuk duyurulacağını düşünmemişti. Kıskoca Güney Kore'nin başka bir işi yokmuş gibi internet sitelerinde parlak harflerle aynı cümle
dolanıyordu.

Kapısının tıklanıp açılması ve içeriye Jennie'nin adımlamasıyla laptopunu kapattı Lalisa. "Öğle yemeğini birlikte yiyelim."

Lisa dünden razıymışçasına laptopunu kapattı. Zaten açlık bastırmıştı, öğle yemeği fikrini de duyunca daha da acıkmıştı. "Ay Jen! Ne kadar aç olduğumu bilemezsin."

Alması gereken eşyalarını hızlıca toplayıp ayaklanmıştı. Odadan çıkıp asansöre yönelmiş, Jennie'nin bu kata asansörle çıkmasından dolayı da asansör hali hazırda onları bekliyordu sanki. Kabine girmiş sıfırı tuşlamışlardı.

"Başbaşa mıyız, yoksa?"

"Evet." dedi Jennie "Taehyung da var." Başını salladı Lisa. Eskiden dört kişi olurlardı öğle yemeği toplantılarında.

Heyecanla sordu Jennie. "Bebek nasıl? Sen nasılsın?"

"İkimiz de çok iyiyiz." Eli çoktan karnını bulmuştu bile. "Jungkookla nasılsınız?" Çok üzerinde düşünmedi Lisa, düşünmek istemedi. "Boşanacağız işte."

"Netim diyorsun yani?"

Onaylarcasına mırıldandı. Bunda net olmayacak ne vardı ki? Gerçekten çevresine duvar örmeye karar verecekti. Gelen geçen bu konuda kararlı olup olmadığını soruyordu. Her çift boşanabilir bu çok normal bir şey değil miydi?

"Duruşma ne zaman?" dedi Jennie. Sanki korkuyor gibiydi.

"Daha imzalamadı." Jennie içten içe derin bir oh çekmişti.

Asansörün kata ulaşması çok da uzun sürmemiş, kabini boşaltmışlardı. Danışmandaki görevliye selam verip binadan çıktılar. Taehyung onları arabaya yaslanmış bir şekilde bekliyordu, ki onları görmesiyle arabaya binmesi bir oldu. Kızlar da yerleşince sürmeye başladı. Yol boyunca çok da konuşmamışlardı. Jennie ve Taehyung arada tatlı zıtlaşmalar yaşasalar da Lisa olaydan çok uzaktı. Konu açıldığından beri boşanmayı düşünüyordu. Bu kadar insan tepki gösterdiğinden yanlış bir şeyler yapıyormuş gibi hissediyordu ve bundan nefret ediyordu ayrıca her sorulduğunda, konusu geçtiğinde stres yapıyor ve konu kapansa bile üzerinde uzunca düşünüyordu. Bu kadar kafaya takmanın bebeğe zarar vermesinden de korkuyor daha sonrasında 'bundan ne olabilir ki' diyerek geçiştirmeye çalışıyordu. Boşanma hakkında hazır Jungkook da imzalamıyorken biraz daha düşünmeye vakti olmuştu. Yanlış karar vermekten korkuyor, bir yandan da daha önce yaşadıklarını hatırlayıp yaptığının doğru olduğuna karar veriyordu.

Çok da uzun sürmemişti zaten yolculuk, varmışlardı çoktan. Hatta masaya yerleşmişlerdi de.

"Yiğenimizin canı ne istiyorsa bu gün onu yiyoruz." dedi Taehyung menüye göz atarak. Lisa kahkaha atmış ve ne istediğini karar vermişti. "Yiğeniniz Taehyung bey, pizza istiyor."

"Okey o zaman!" Pizza siparişini garsona bildirmişti.

Birden yanındaki sandalyeye birinin oturmasıyla irkilmişti.

"Hoş geldin Kook. Pizza yiyoruz, yiğenimizin canı pizza çekmiş." Dedi Taehyung.

"Jungkook'un geleceğini söylememiştin Jennie."

"Pizza mı aşerdin sen?" Kimse umursamamıştı Lisa'nın sorusunu.

"Aşermek değil, ne istediğimi sordular sadece." Sessizlik olmuştu. "Jungkook, artık dosyayı teslim etmem gerekiyor."

Yutkundu Kook. Bunu konuşmaktan nefret eder hal almıştı. "İmzalamadım Lisa. Boşanmak istemiyorum."

"Ama ben istiyorum!" Sesi yükselmişti. Onlarla ilgilenmeyen Jennie ve Taehyung bu tepkiye şaşırmışlardı. İkisinin de gözleri tekrar tartışan çifti bulmuştu. İkisi de Jungkook'un gözlerinin dolduğunun farkındaydı.

Bir kaç nefeste sakinleşti Lisa. Sesi de az öncekine nazaran oldukça alçalmıştı. "Biz birbirimize uygun değiliz."

"Biz birbirimizi seviyoruz" Cümlesini bitirmesine bile zar zor izin vermişti resmen Kook. "Sevgi yeterli değil demek ki." dedi Lisa. Jungkook'un göz yaşları çoktan akmaya başlamıştı. "Lisa biz dört yıldır birlikteyiz. Şimdi mi uygun olmadığımızın farkına vardın? Biz mantık evliliği yapmadık biz sevgi evliliği yaptık."

"Bu muydu sevgin? Jungkook suratıma dahi bakmıyordun, aklıma neler gelmedi, sana yakıştıramadığım neler gelmedi aklıma? Çok tartıştık bu konuda. Neden hâlâ boşanmamak için ısrar ediyorsun?"

"Ben bir hata yaptım, bunu sana söylemiştim. Şimdi telafi etmeye çalışıyorum."

Taehyung öksürerek araya girmişti. "Belki de sadece yemek yemeliyiz, konuşmadan yani."

"Benim iştahım kaçtı." Çantasını da alıp tam ayaklanmıştı ki Lisa, Jungkook onu bileğinden kavradı. "Şirket, işler falan derken kendimi kaybettim. İzin ver özüme döneyim, eskisi gibi olalım."

Tepki vermedi genç kadın eşine. İçinde hissettiği sinir bir anda uçup gitmişti sanki ama hâlâ orada bulunmak istemiyordu. Eşinden kurtardı elini ve beklemeden çıkıp gitti lokantadan.

if we leaveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin