13

1.9K 144 27
                                    

O kadar düşüncelerinde kaybolmuştu ki Jungkook'un eve geldiğinin farkına bile varmamış ve birden arkasından gelen bu ses onun irkilmesine sebep olmuştu.

"Biliyorum çalışma masanın karıştırılmasından hoşlanmıyorsun, karıştırmadım zaten sadece dosyayı imzalayıp imzalamadığına baktım. Kalkıyordum ben de zaten." Ani bir telaşla ıslak yanaklarını silmiş ve sandalyeden kalkıyordu ki Jungkook onu omuzlarından ittirip hafifçe geri oturtmuştu.

"Hayır sinirlenmedim, sakin ol."

Lalisanın eğilen başını çenesinden nazikçe tutup kaldırmış, göz teması kurmuştu. "Neden ağladın?"

"Bir şey yok, ağlamadım."

Gülümsedi. Ağırlığını tam olarak vermeden masaya yaslandı o da. "Yeme beni Lisa." Ellerini dizlerine yaslayıp bir az öne eğilerek hemen hemen onun hizasına geldi. "Gözlerin, burnun... Kıpkırmızı olmuşsun. Sen ne kadar seni artık sevmediğimi düşünsen de sen benim en değerlimsin ve seni bu halde görmek istemiyorum. Neden ağladın?"

Lalisa her şeyin farkındaydı, o da hâlâ Jungkook'u seviyordu ama artık evli kalmak istemiyordu. Bunun bu kadar zor olacağını düşünmemişti. Altı üstü ayrılacaktı ondan, bu kadar etkilenmemeliydi. Zaten uzun süredir aklında olan bir fikirdi, şimdi niye göz yaşlarına boğulmasına sebep oluyordu ki?

"Gerçekten seviyor musun Jungkook?" İmalı sesi Kook'u korkutmuştu, gözlerinden anlaşılıyordu. "Evet."

"Peki, o zaman neden iki yıl boyunca bu kadar soğuk davrandın bana?"

Geriye çıktı nefesini verirken. Bunu konuşmaktan rahatsız oluyordu.

"Biliyorum, ben tamamen hatalıyım. Gözümü hırs bürüdü, biliyorum. Sana haksızlık ettim, zamanını çaldım, biliyorum. Sıkı çalışmam gereken bir dönemdi ama ben iş dışında bir hayatı olmayan birine dönüştüm. Seni korkuttum önce, sonra çabaladın benim için, sonra sıkıldın, şimdi de bitirmek istiyorsun ki sonuna kadar da haklısın. Ama bunu farkettiğim an ben kendimi düzeltmek için çalışıyorum, gerçekten çalışıyorum."

İçindekileri dökmek onu yormuştu sanki. Bunları konuşmak onun için fazla zorlayıcıydı ama hazır konu açılmışken kendini en iyi şekilde açıklamak istiyordu. Çünkü giden geri gelmiyordu, çünkü ele bir kez fırsat geçtiyse tekrar geçmiyordu, bu boşanma döneminde de en çok bunu farketmişti.

Ellerini Lisa'nınkilere kenetledi. "Seni kaybetmek istemiyorum Lalisa. Güvenini kaybettim zaten ve bu kadar uğraşmama rağmen tekrar kazanamıyorum, yanlış anlama bana tekrar güvenmemekte haklısın, daha güvenini kazanamamışken seni kaybettikten sonra asla geri dönüşü olmayacak biliyorum."

"Jungkook-"

"Bana bir şans daha veremez misin? Her şeyi düzelteceğim, eskisi gibi olacağız sana söz veriyorum."

Ellerini, Jungkook'un elleri arasından çekti Lisa. Bu hareket Jungkook'u tamamen bitirmişti. Açık tenli, ince, narin ellerin kendisininkiler arasından kaydığını görünce içindeki en ufak umut kırıntısı bile kalmamış, uçmuş gitmişti. İçinden çığlık atmak istedi. Ellerinin de kaybolduğu gibi Lalisa'nın kendisini de aynen bu şekilde kaybedecekti. Bu günlerin onun son günleri olduğunu farketti.

"Jungkook, ben tekrar son iki yılı yaşamak istemiyorum."

if we leaveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin