özel bölüm <3

15.3K 1.1K 162
                                    

iyi okumalar <3 özlemisim

Elindeki kahve tepsisiyle bahçeye adım atarken gözleri oyun oynayan çocuklarına kaydı. Altı yaşını geçmişlerdi ve artık onları kontrol etmek daha zor geliyordu, özellikle Delta oğlu Rüzgar o kadar hızlı koşuyordu ki saniyeler içinde gözden kayboluyordu.

Telefonda bir şeylere bakan eşinin yanına oturup tepsiyi önlerine koydu, pazar günlerini seviyordu. Savaş ile ruh eşi olduğunu öğrenmeden önce hiçbir zaman kendini böyle sıcak bir aile ortamında hayal edemiyordu, tabii ki istiyordu ama aklı hep Deltasında olduğu için onunla olamayacağını düşünüp üzülüyordu. Şimdi erkeksi kokusu burnunun dibindeyken ikizleri gözünün önünde oyun oynuyordu. Mutlulukla iç çekerken Savaş kafasını eşine döndürüp telefonu elinden bıraktı.

"Eline sağlık hayatım." deyip şakaklarını öptü, omzundan çekip kendisine biraz daha yaklaştırıp göğsüne yaslanmasını sağladı. Büyük kahve fincanına uzanıp eşine uzattı, kendisi de diğer fincanı alırken arkasına yaslandı. Feza gibi o da böyle huzurlu ve sessiz günleri seviyordu.

"Sence ruh eşiler mi?"

Feza'nın sorduğu soruyla gözleri Rüzgar'a kaydı, geçen haftalarda parkta oyun oynarlarken Yiğit'in minik omegasını koruma iç güdüsüyle ilk defa kurda dönüşmüştü ve ailedeki herkes içten içe ruh eşleri olduklarını düşünüyordu.

"Olabilir, aileler cidden böyle şeyleri hissediyorlarmış." deyip gülümsedi, kendi babası da hep Feza ile ruh eşi olduklarını düşünmüştü.

Alfa sessizce kafasını sallarken kahvesinden bir yudum aldı, o zamandan beri olan Yiğit'in kıskançlıkları aklına gelince dudakları kıvrıldı. Resmen küçücük çocuğu altı yaşındaki Deltadan kaçırıyordu.

Bitmiş kahveleri sehpanın üzerine bırakırken yanlarına gelen çocuklarına meyve sularını uzattı, süt içmeyi bıraktıklarından beri sağlıklı beslenmeyle kafayı bozmuştu. Tabii ki arada sırada kaçamak yaptırıyordu, ama sürekli olarak abur cubur yedirmemeye çalışıyordu.

"Oturun biraz, kıpkırmızı olmuşsunuz." derken Çınar'ın -omega oğlu- sırtına elini koydu, terlememişlerdi ama tenleri beyaz olduğu için iki dakika güneşin altında kaldıklarına hemen kızarıyorlardı.

Sallanan salıncağa çıkan çocuklarını ortalarına aldıklarında gözleri omeganın ayakkabılarını çıkarmasına yardımcı olan minik deltasına kaydı. Bu kadar iyi anlaştıkları için şükrediyordu. Deltası omegası için o kadar korumacı davranıyordu ki bazen boyuna bile bakmadan kardeşi için Delta babasına dikleniyordu.

"Okuldan bir çocuk bana çirkin dedi, çirkin miyim ben?" diye soran omegaya tüm gözler dönerken hepsinin kaşları çatıldı. Savaş bebeğinin koltuk altlarından tutup kucağına oturttuğunda elini yumuşacık saçlarına attı. "Sen dünyanın en güzel omegasısın, kim dedi söyle babana." Güzel gözlerinin altını öperken omegası gülümseyip kafasını babasının göğsüne yasladı. Çocukluğundan beri tüm ailesi o kadar çok ilgi gösterip güzel şeyler söylüyordu ki bir kişinin bile söylediği kötü söze kafasını takıp üzülmüştü. "Söylemem, hem güzelmişim zaten."

Feza bebeğinin omuz silkip tatlı tatlı konuşmasıyla gülümsedi, şimdi bile bu kadar güzelken büyüyünce peşinde gezecek beta ve alfaları düşünüp kıskanıyordu. "Ben onu döverim." Sinirle konuşan oğlun baktığında kaşlarını çattı, böyle şeyleri hep Savaş'tan öğreniyordu.

"Çok ayıp, kimseyi dövemezsin. Ben onun ailesiyle konuşurum, bir daha söylemez." Baş parmağıyla deltanın yanağını okşarken Savaş'ında bir şey demesi için ayağına vurdu.

"Evet evet, çok ayıp." deyip minik deltaya göz kırptı, Feza bıkkınlıkla nefesini verirken arkaya doğru yaslanıp Rüzgar'ı yan bir şekilde kucağına yatırdı. Bu kadar oyundan sonra muhtemelen saçlarını okşamaya başladığı an uykuya dalacaktı.

***

Kolundan sürüklediği bedeni bırakırken geri dönüp odanın kapısını kapattı, artık kızgınlık dönemleri sadece bir-iki gün olduğu için bu zamanlarda çocukları ailelerine bırakıyorlardı ama yinede kapı açık olunca rahat edemiyordu.

Sinirle arkasını dönüp suçunu bilen çocuklar gibi gözünü kaçırıp durduğu yarı çıplak bedene baktı. İki saniye yalnız bıraktığı Alfası üstünün çıplak oluşu ve yaydığı yoğun feromonları umursamadan yan eve taşınmış olan Alfaya kapıyı açmıştı. Alfa, Deltanın korkusundan hemen gözlerini çekse de sonuçta kokusu ciğerlerine dolmuştu ve Savaş'ın kurdu bunu düşündükçe delirecek gibi oluyordu.

"Özür dilerim, bir an dalgınlıkla oldu." dediğinde siyah gözlerin içine baktı. Aynı şeyi Savaş yapsa kendisininde ne kadar sinirleneceğini tahmin ettiği için suçunu kabul ediyordu.

Delta bir şey demeden Alfaya yaklaşıp yüz üstü duvara dayadı, bir kaç dakika alnını ensesine yaslayıp nefeslenirken ellerini şortuna götürüp lastiklerini aşağı çekiştirdi. Islanan deliğine parmaklarını götürüp beklemeden iki parmağını içine iterken Feza'nın kafasını arkasına atmasıyla dudaklarını mühür bölgesine kapattı. Dişlerini değdirerek emerken bunun Alfasına tatlı bir acı verdiğini biliyordu.

Parmaklarını durmadan hareket ettirirken avuç içinin kalçasına çarpmasıyla çıkan ses odada yankılanıyordu. Bir kaç dakika sonra elini çekip zevk sıvısıyla ıslanmış olan parmaklarını emdi, kızgınlık zamanlarında daha tatlı oluyordu.

"Yorgun musun?" diye sorduğunda Feza anında kafasını olumsuz anlamda salladı, Deltası için hiçbir zaman yorgun değildi. "Sen yat, ben aşağıdan pre-"

"İstemiyorum." diye omuz silkip eşinin elini tuttu. İkinci kez hamile kalmaya kendini hazır hissediyordu ve Savaş'ın da istediğini bildiği için korunmak istemiyordu. Tahmin ettiği gibi eşinin gözleri parlarken parmak uçlarında yükselip yanağını öptü.

Yatağa yatırılıp yüz üstü çevrilirken arkasından doğru beline bastırılan kollarla kalçasını kaldırdı. İçine giren sert aletle dudakları aralandı, bazen aklından kızgınlık zamanlarında Deltaya bastırıcı vermek geçiyordu. Her vuruşunda öne doğru savrulup inlerken gözleri çoktan dolmuştu, Savaş artık nereye baskı yapacağını bildiği için durmadan oraya vuruyordu.

Kalçasına yediği tokatla büyükçe inlerken Savaş saçlarından çekip sırtını göğsüne yasladı. "Bağlanmak ister misin güzel Alfam?" dediğinde içinde 'yakışıklıyım ben' diye söylense de sadece kafasını sallamakla yetindi.

Bir kaç dakika sonra içinde büyüyen aletle gözyaşlarını tutamazken sızdıran aletine değen elle kafasını arkaya atıp Deltanın omzuna bıraktı. Tamamen rahatladıklarında kendini yatağa bıraktı, dünden beri o kadar yorulmuştu ki çocuklarının kokuları burnunda tütmese ailesini arayıp bir kaç gün daha kalmalarını söyleyebilirdi.

"İyi misin?"

"Hm." diye bir ses çıkarttığında Deltanın göğsüne doğru uzandı.

"Feza, senin için kendimi ne kadar çok törpülediğimi biliyorsun değil mi?" diye sorduğunda eşi anında kafasını salladı. "Bir daha kızgınlıktayken veya üstün başın çıplakken kimseye kapıyı açma. Kendimi tutamasam çoktan onun ciğerini sökmüştüm."

"Söz." deyip kafasını kaldırdığında dudaklarına uzanan bedenle kendini yukarı kaydırdı. Minik öpücüklerinden sonra tekrar kafasını göğsüne koydu. "Sence olmuş mudur?" diye sorarken parmaklarıyla Deltasının göğsüne kalp çiziyordu.

Savaş elini Alfanın karnına koyup okşadı, sanki içeride bebek olup olmadığını kontrol ediyormuş gibi olduğu için Feza'nın dudaklarından tatlı bir kıkırtı çıktı. "Olmamış, bir kere daha yapmamız lazım." Ciddi ciddi konuşmasıyla gülüp yaslandığı göğsü öptü. Bazenleri o kadar saçma şeyleri ciddi ciddi söylüyordu ki şaka yaptığını anlaması bir kaç saniyesini alıyordu.

"Hala enerjin varsa beni yıkamakta kullanabilirsin." dediğinde Savaş omzunu öpüp ayağa kalktı. Alfanın en sevdiği şeylerden biride eşiyle küvete girip kendisiyle bebek gibi ilgilenmesiydi. Sırıtarak Deltanın kendisini kucaklamasını beklerken ailesinin çocuklarla ilgili attığı bir kaç mesaja baktı.

---

06.05.2022

olduğu kadar olmadığı kader diyerek yatmaya gidiyorum <3

soulmate | boyxboyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin