Her gün olduğu gibi güneş doğduğu an gözlerini açıp koşuya çıkmıştı, kurt formunda olmak kendisini özgür hissettiriyordu.
Uçurumun kenarında durup esen rüzgarı hissederken arkasından gelen seslerle kafasını çevirdi. Küçük kardeşi kurt formuna tam olarak alışamadığı için yalpalayarak yanına doğru koşuyordu, uçuruma yaklaşmaması için ayağa kalkıp yanına yaklaştı. Muhtemelen annesi yemeğe çağırdığı için gelmişti.
Yan yana yürürken arada sırada gözü kardeşine değiyordu, minik Omega yürürken sürekli patilerine bakıyordu. Kardeşinin tatlılığına gülümserken ensesinden tutup sırtına doğru bıraktı. Ağaçların arasından hızlıca koşarken toplanmış kalabalığa kaşlarını çattı, bu kadar erken toplanmış olmaları hayra alamet değildi.
Evlerinin önüne geldiğinde eğilip kardeşinin inmesine yardımcı oldu, o çoktan insan formuna dönüştüğü için koşarak eve girdi. Annesi eve kurt formundaki kimseyi sokmuyordu, sonra o tüyleri temizlemek için kendisi uğraşıyordu.
İnsan formuna dönüşüp eve girdiğinde mutfaktan gelen güzel kokularla gülümsedi, hayattaki en sevdiği şey yemek yemekti. "Günaydın."
Annesi arkasını dönüp kendisinden bir hayli uzun boylu olan oğluna baktı, "Günaydın bebeğim." dedi, alfa oğlunu kaç yaşına gelirse gelsin bebek olarak görmeye devam edecekti.
Feza masaya oturduğu sırada babası içeri girdi, gülümseyip ağzını açtığı sırada babasının kafasını çevirmesiyle derin bir nefes verdi. Bir kaç gündür eve geç geldiği kocaman adamdan trip yiyordu. Aslında sıkıntının eve geç gelmesi değil haber vermemesi olduğunu biliyordu, ama son zamanlarda kendini sürekli sıkıntıda gibi hissediyordu.
Bir kaç hafta sonra her yıl yaptıkları ruh eşi töreni yapılacaktı, bu sene yirmi yaşına bastığı için törene o da katılacaktı ve belkide ruh eşiyle tanışacaktı. Tanışmama ihtimalide vardı çünkü eğer eşi yetişkinliğe girmemişse kendini göstermeyebilirdi.
Ailecek yaptıkları kahvaltıdan sonra öğle saatinde olan dersi için evden çıktı, kasabanın orman kısmında yaşasa da fakültesi evlerine çok uzak kalmıyordu.
Yürüyerek gittiği yolda sürünün liderini görmesiyle başını eğip selam verdi, aynı şekilde karşılık alınca kafasını çevirip yoluna devam etti.
Fakülteye girmesiyle başının döndüğü hissetti, bir yere tutunmak için elini kaldırdığında beline dolanan ellerle kafasını kaldırdı. Gördüğü kişiyle kaşlarını çatıp geri çekilmeye çalıştı. "Bırak." deyip kolunu itmeye çalışsa da fena halde başı dönüyordu.
"Düşüp gideceksin şimdi, gel otur şöyle."
Feza istemsizce kafasını salladı, neden yaptığını bilmiyordu. Koltuklardan birine oturduklarında gözlerini yanındaki Deltaya çevirdi. Sürü liderinin oğluydu ve biriyle mühürlenince sürünün başına geçecekti. İstese istediği kişiyle mühürlenip geçebilirdi, ama ruh eşini beklediği için kimseyle öyle bir yakınlık kurmuyordu.
Delta farkında olmadan yanındaki Alfanın rahatlaması için feromon yaymaya başlayınca bir kaç kişinin kafası onlara döndü. Herkes ikisinin anlaşamayıp sürekli kavga ettiğini bildiği için sessizce yan yana oturmalarını garipseyen gözlerle izliyorlardı.
"Daha iyi misin?" dedi Savaş, sesi endişeli gibiydi.
"İyiyim, feromon yaymayı kes! İğrenç kokuyorsun." Sinirli bir şekilde konuştuğunda Savaş'ın dudakları kıvrıldı. "Benimle böyle konuşamazsın." derken sağ eliyle çenesini kaşıdı. Kimse bir deltayla böyle konuşamazdı, özellikle sürüsünün başına geçecek bir deltayla!
Feza bu sözleri aldırmadı, sürüde Savaş'ın karşısında korkudan titremeyen tek kendisi vardı. İçinden bir ses Savaş'ın kendisine zarar vermek amaçlı dokunmayacağını söylüyordu.
"İstediğim gibi konuşurum, ne yapacaksın?"
"Sürünün başına geçtiğimde seni sürüden kovarım." Feza sahte bir şekilde sesli güldü, başının dönmesi geçmişti. "Önce sana katlanabilecek bir eş bulman gerek, tabii o da imkansız." Kafasını yan yatırıp Savaş'ın sinirli ifadesine baktı, çok karizmatik gözüküyordu.
"Beni zorlama Alfa." Delta sesiyle konuştuğunda Feza yutkundu, ister istemez Alfası geri çekiliyordu.
Arkalarından gelen sesle birbirlerinden uzaklaştılar. "Feza." Kısa saçlı Omega 'a' harfini uzatarak yanlarına geldiğinde Deltayı görmesiyle yutkundu, burada olduğunu fark etse bağırarak gelmezdi.
Savaş Omeganın tatlı kokusunu aldığında yüzünü buruşturdu, böyle kokulardan pek hoşlanmazdı. Feza ise hiçbir şey söylemeden ayağa kalktı. Deltaya son bir kez gözlerini devirip Omeganın minik omuzlarına kolunu atıp dersliğine gitti.
---
12.12.21
Selam! Hikayeme şans verdiğiniz için teşekkürler <3
Feza Alfa, Savaş Delta karıştırmayın.
Bu kurgu iki erkeğin aşkını anlatıyor, feza kız mı diye sorup durmayın tesekkurler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
soulmate | boyxboy
Teen Fiction[Tamamlandı] Alfa Feza ve Delta Savaş ne kadar anlaşamasalar da birbirlerinin ruh eşidir. omegaverse | mpreg