oy ve yorum yapmayı unutmayın, iyi okumalar <3
Feza 17, Savaş 20 yaşındayken...
Çatalıyla önündeki kahvaltılıklarla oynarken derin düşünceler içindeydi, sanki bir el boğazını sıkıyormuş gibi hissediyordu. Karnında hissettiği baskı ve ağrıyla eli karnına gitti, ağzından çıkan inlemeyle anne ve babasının gözleri kendisine döndü.
"Feza, oğlum bir şeyin mi var?"
Annesi oturduğu sandalyeden kalkıp yanına geldiğinde kafasını kaldırıp telaşlı bir şekilde yüzünü süzen kadına baktı, bir aydır geçirdiği sinir krizleri ve iştahsızlığı tüm ailesini ve arkadaşlarını endişelendiriyordu.
"Karnım ağrıdı biraz, bir şey yok." dediğinde annesi geri çekildi, biraz daha zorlarsa bağırıp çağırıp masayı terk edeceğini bildiği için geri yerine oturdu. "Hastaneye gidelim mi? İster misin bebeğim?"
"İstemem." dedikten sonra yarım bıraktığı elma suyunu kafasına dikti. "Eline sağlık." Sandalyeyi itip ayağa kalktığında ne kadar ailesini üzdüğü için vicdan azabı çeksede sert adımlarla odasına çıktı.
Küçük kardeşini uyandırıp onun ağlamasını dinlememek için kapısını yavaşça kapatıp kendini yatağa attı. Bugün Savaş'ın ilk ruh eşi töreni vardı, eşini bulacaktı. Belki bugün biriyle mühürlenirdi, belki çocuğu olurdu.
Aptalca düşüncelerine sinirlenip yorganın altına sakladığı hırkayı çıkarttı, karşı duvara fırlattığında başını yastığın altına sıkıştırdı. Onu başkasıyla görmek istemiyordu.
Bir kaç dakika sonra ıslak gözleriyle ayağa kalkıp hırkayı fırlattığı yerden aldı. Üzerindeki tişörtü çıkartıp kendisine büyük gelen hırkayı giydi, fermuarını çekip şapkasını kapattı. Kollarıyla sıkı sıkı kapanıp tekrardan yatağa uzandı, kızgınlık dönemlerinde yaptığı yaramazlıklar yüzünden hırkayı tekrar tekrar yıkamak zorunda kalsada iyi hissettiriyordu.
Burnunu çekip saate baktı, üç saat sonra tören başlayacak ve Deltanın kolları arasına biri girecekti.
Neye bu kadar öfkelendiğini bilmiyordu, sadece artık deltanın büyümüş olması ve eskisi gibi onunla atışamayacak olması canını sıkıyordu.
Gözleri sessize aldığı telefonunun yanan ışığına değdiğinde kaşlarını çattı, yedi yeni mesajı vardı.
Ela:
Yakışıklı alfam
Napıyorsun
?
Annemler evde yok, gel içelim
Kafan dağılır
?
Tamam mı?Ela sıkıntısını anlayan ama belli etmeyen insanlar arasındaydı, bugünde arkadaşını yalnız bırakmak istememişti.
Feza:
Olur geliyorumAyaklanıp duşa girdi, bu sıcakta hırkaya sarılıp durduğu için terlemişti. Soğuk duşunu aldıktan sonra üzerine günlük salaş kıyafetlerini giyip aşağı indi. Babası çoktan işe gitmiş olsada annesi koltukta oturmuş kardeşine yemek yedirmeye çalışıyordu.
"Anne ben çıkıyorum, bugün belki Ela'larda kalırım." dedi, içmeye gittiğini tabii ki söyleyemezdi. "Ela'nın ailesinin haberi var mı? Omeganın evine öyle pat diye gidilmez."
Annesinin sorusuyla gözlerini devirmek istesede yapmadı, Ela ne zaman evlerine gelse annesi farklı farklı bahanelerle odasına pat diye giriyordu. Bir türlü sadece arkadaş olduklarına inandıramamıştı. "Var anne var, aileside olacak zaten." diye yalan uydurup kapıya yöneldi.
Beyaz spor ayakkabılarını giyip kapıdan çıktı, temiz hava ciğerlerine dolduğu an kurdunun dışarı çıkma isteği tavan yapsada şu an kontrol edemeyeceği için bu isteği görmezden gelmeye çalıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
soulmate | boyxboy
Teen Fiction[Tamamlandı] Alfa Feza ve Delta Savaş ne kadar anlaşamasalar da birbirlerinin ruh eşidir. omegaverse | mpreg