Bolca yorum yapıp düşüncelerinizi benimle paylaşmayı unutmayınız. İyi eğlenceler
•☀️•
Jeongin Hyunjin'in ona emir vermesinden hoşlanmıştı. Her ne kadar kimseden emir almaktan hoşlanmasa da bunu beğenmişti. 'benimle geliyorsun!'
Jeongin'in Anlatımından;
Odadan çıktığımızdan beri aramızda hiçbir konuşma geçmemişti. Şu an restoranttaydık ve şimdiye kadar sadece garsondan menüyü istemişti.
"Evet geldik bakalım. Nasıl? Beğendin mi mekanı?"
Birden bana doğru yöneltilen soruyla afallamıştım. Şu an konuşmasını beklemiyordum.
"Evet güzel yermiş. Tekrardan teşekkür ederim benimle böyle ilgilendiğiniz için" Şu an çok gerginim ve umût ediyorum ki karşı taraftan bu fark edilmiyordur...
"Teşekkür etmenize gerek yok bu benim görevim. Yapmak zorundayım... Peki hazırsanız yemekleri sipariş ettikten sonra soru cevap kısmına geçelim mi?" Kafa sallayarak yanıtlamıştım ve kocaman gülümsemiştim. Bu adam hiçbir şey yapmasa bile beni güldürüyordu beni..
Yemekleri sipariş etmiştik çoktan. Hyunjin biftek ve yanında salata ben ise eti iyi sindiremediğim için patlıcanlı bir yemek istemiştim. Şahsen bunu ilk defa görüyordum ama denemekten zarar gelmez..?
"Peki Jeongin Bey.. Ailenizden başlayalım isterseniz. Yaşıyorlar mı? Yaşıyorlarsa nasıllar sağlıkları yerindeler mi?" Bu konuları konuşmak zorunda mıyız gerçekten ne gerek var ki
"Yaşamıyorlar. Ve bunun bu formla ilgisini sormak istiyorum." Sesim olduğundan monoton çıkmıştı ve bu isteyeceğim son şeydi. Ona sinirliymişim gibi bir izlenim bıraktım aklında. Neden
"Ah kusura bakmayın ben sadece onlara teşekkür edecektim sizin gibi güzel bir evlat yetiştirdikleri için"
"Ben 3 yaşındayken babam 10 yaşındayken de annem öldü" Dediğim şeyden sonra gözleri ve ağzı aynı anda açılmıştı. Ben gülümsemeye çalışıyordum ama karşıdan bu gülümsemenin ne kadar acı dolu durduğuna emindim..
Tam bir şey diyecekti ki garson gelmişti. Yemekleri bırakıp gittiğinde ortam hâla sessizdi. Bana sadece kısa bir 'afiyet olsun' dedikten sonra yemek yemeye başlamıştık. Ama ben çok fazla dayanamayıp konuşmaya başladım;
"Canınızı sıktığımın ve kabalık ettiğimin farkındayım kusura bakmayın. İsterseniz sorulara devam edelim" Yemeğini bırakıp beni dinlemişti ve hemen sonrasında hafiften kafasını sallayıp soru sormaya devam etmişti.
"Nerde doğdun Doğum tarihin ne? Ne mezunusun? Daha önce hangi işlerde çalıştın? Diyor burdaki kağıtta"
"Kore/Seoul'de 8 Şubat 2001 tarihinde doğdum. Lise mezunuyum ve şimdiye kadar bir restorantta çalıştım. Ek bilgi olarak şunu da diyebilirim liseye başladım başlayalı orda çalışıp paramı kazanıyorum" Ben konuşurken yemeğinden yiyordu ve ben de konuşmam bitince aynı şekilde yemeğimden bir çatal almıştım. Daha sonra ise Hyunjin'in konuşmasını dinledim
"O yaşta herhangi bir işe başlaman çok zor olmadı mı? Hem neden başladın ki? Bu arada 'sen' diye hitap ediyorum ama sorun olur mu?"
"Hitap şekliniz istediğiniz gibi olabilir herhangi bir sorun olmaz. İlk sorunuza gelecek olursak da annem vefat ettiğinde ben daha yeni ortaokula geçmiştim ve üvey babam bana sürekli 'keşke ölsen de ekstradan masraf olmasan bu eve' derdi. Halbuki şu anki durumundan daha zengindi... Ben de ortaokuldan sonra para kazanmaya ve okul masraflarımı, yememi içmemi kazandığım para sayesinde karşılamaya başladım. Geçen seneye kadar onun saray yavrusu olarak anılacak evinde kalıyordum. Daha sonrasında ise arkadaşlarımla ayrı eve çıktık. Tabii eve para getirebilen tek bir kişi var.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Trouvaille || Hyunin
Romanceİşini yapamayan bir çalışan mı? Hayır kesinlikle! Sadece Hyunjin'e dayanamayan bir çalışan, Jeongin... Ne var ki yaptığı beceriksizlik aslında dünyada yaptığı en doğru şeydi... İyiki o tabak, iyiki o patron ve iyiki o duygular... Tesadüf eseri karış...