[13] - [Sana doya doya seni sevdiğimi söylemek istiyorum]

340 31 66
                                    

Sabahın yine erken saatlerinde kalkmak zorunda kalmıştım. Çünkü Hyunjin'in evine gidicektim. O da şirketten daha uzaktaydı ve bu yüzden normal kalktığım saatten daha erken kalkmıştım.

Evet saati söylüyorum. Hazırlanın. 6... Evet saat şu an altı ve 2 saate anca giderim Hyunjin'in evine. Çok iyi değil mi? Umarım orda çalışırken uyuya kalmam. Çünkü akşam 2'de yattım ve evet 4 saatlik uyku ile duruyorum. En iyi güzel bir kahve yapayım kendime. Hiç aç değilim ve kahve yeterli bence.

Evden erken çıktığım için endişelenicek kimse yoktu ve bu yüzden not ya da mesaj bırakmadım. Jisung Minhonun yanındaydı Seungmin ise bugün erken kalkacağımı biliyordu. Rahatım.

İlk gelen otobüse binmiş ve kendime oturacak yer seçiyordum. Çünkü her yer boştu. Ama gidip her zamanki arka koltuğa oturmuştum.

Uzun, yaklaşık 1 saatlik, bi yolculuğun ardından şirketin önünde inmiştim. Hyunjin'in evini tam olarak bilmiyordum. Ama geçen gün Sooyeong ile giderken arabanın gittiği yerleri az çok biliyordum. En azından aklımdan gittiğim yerlerin fotoğraflarını çekmiştim. Benim yeteneğim de bu işte.

Yavaşça, kendimi yormadan arabayla gittiğimiz yerlerden geçiyordum. Kendimi yormamam gerekiyordu ne de olsa bir sürü iş yapıcam.

Açık hava uykuma iyi gelmişti. Biraz da olsa dağılmıştı uykum. İlerde gördüğüm dükkandan güzel bir içecek de olsam tamamen dağılırdı.

Yaklaşık olarak 48 dakikadır yürüyordum. Ve sonunda eve varabilmiştim. Biraz yorulmadım da değil..

Kapıdaki güvenlik beni ilk başta içeriye almasa da geçen gün geldiğimde konuştuğum kadın şansıma dışardaydı. Onun yardımı ile girebilmiştim. Güvenlik de öğrenmiş oldu beni. Bundan sonra rahat girebilirim heralde.

İçeriye girdiğimde Hyunjin sofradaydı. Onu öyle görünce acıktığımı fark etmiştim. Ama belli etmeden eğilerek selam vermiş ve yavaşça yanına doğru yürümüştüm.

"Afiyet olsun."

"Sağ ol Jeongin. Ve günaydın. Sen de otur istersen."

"Hayır sağ olun ben aç değilim. İzninizle çalışmama geçmek istiyorum." Elindeki çatalı ve bıçağı bırakıp bütün vücuduyla bana doğru dönmüştü. Sorun neydi?

"Jeongin?"

"Efendim?"

"Sana geçen gece ne dedim?" Ahh tabi ya. Tamamen aklımdan çıkmış.

"Özür dilerim. Ben.. unutmuşum. Alışkın değilim pek. Daha dikkatli olmaya çalışıcam. Ama şimdi işlerimi halletsem?" Tek istediğim şey uyumak. Belki o yokken biraz uyurum?

"Tamam biraz bekle. Nonna seni yukarı çıkarsın. Ben de yemeğimi yiyip hemen geliyorum." Kafa sallayıp yaşlı kadın ile birlikte yukarıya çıkmıştım.

Çok uzun sürmemiş Hyunjin gelmişti. Bana yapacağım şeyleri gösterip başka bir iş için gideceğini söyledi. Verdiği iş o kadar da zor bir şey değildi. Şirketindeki stajyerlerin performanslarını bilgisayardaki bir başka uygulamaya geçirmemi istemişti.

Abartmıyorum ama 1 buçuk saattir bunları geçiriyordum ve hem acıkmış hem de uykum tekrardan gelmişti. Uykucu biriyim ve en sevmediğim 2 şey gerçekleşiyor. Hem açım hem de uykulu. Bence uyursam bir şey olmaz.

"A-ah uyuya kalmışım" Kendi kendime konuşup gülmemin ardında karşımdaki bilgisayarı kapatıp yatmıştım masaya. Uyuya kalmam o kadar da uzun sürmemişti. 1.. 2.. 3..

***

Her yerim ağrıyor diye içimden geçirirken bir yandan da esniyordum. Sonra bir ses duydum. Hyunjin'in sesiydi ve odaya giriyordu. Ne yapıcağımı bilemediğim için uyuma pozisyonuma geri geçmiştim. Kaç saattir uyuyorum ben?

Trouvaille || HyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin