[10] - [Göz yaşı, acı, nefret ve öfke ile dolu olan hayatlar var...]

369 34 75
                                    

Selam
Merhaba
Güle güle
İyi okumalar
Bol yorumlar
İyi eğlenceleeeeeer

•☀️•

Yazarın Anlatımından;

Seungmin öğlen molasındayken acaba Hyunjin'in Ki'nin restorantına geldiğini söylemesi doğru muydu diye düşünüyordu. Ama bir türlü doğru cevabı bulamıyordu. Ne işi olabilir ki diye düşünüp duruyordu. Ya da neden yanında kimse yoktu ve takım elbiseli değildi

Normalde dışarıya nadiren korumasız çıkar bu tür iş adamları. Hele ki iş saatleri içinde. Gerçekten bir anlam veremiyordu. Şimdi ise düşünmekten deliye dönmüş durumdaydı.

İzin almalı mıydı? Ya da izin alsa verirler miydi? Bence verirdi nede olsa özel çalışandı. Biraz da moralinin bozuk olduğunu gösterse pek bir sorun olacağını zannetmiyordu. Bu yüzden önlüğünü çıkartıp Ki'nin odasına doğru yürümeye başladı. Oldukça uzaktaydı. Ne de olsa restoranttan yayılan yemek kokularının odasına sinmesini istemiyordu.

Odaya varıp kapıyı tıklatınca 'gel' komutunu duyması ile hızla içeriye girmişti

"Seungmin hoş geld- Bir sorun mu var bembeyaz olmuşsun? Aç mısın yoksa kahvaltı yapmadın mı?" Endişeli bir şekilde konuşmuştu Ki. Ne de olsa tek güvencesi oydu. Hatta burayı öldükten sonra Seungmin'e devretmeyi bile düşünüyordu. Ama yine de zamana ihtiyacı vardı bunu kesinleştirmesi için.

"Ah aslında sizden izin isteyecektim. Biraz yorgun ve mutsuz hissediyorum kendimi." Ki ayağa kalkıp Seungmin'in önünde durup ellerini nazikçe omuzlarına götürmüştü.

"Tabii ki de gidebilirsin. Senin sağlığın bizim için çok önemli."

Seungmin teşekkür edip dışarı çıktığında kendini biraz daha iyi hissediyordu. Ne de olsa günün devamında serbestti.

Arabaya binmiş eve doğru ilerliyordu. Bazen gerçekten Ki çok kör biri olabiliyor. Onun gözünün önünde Jisung ve Jeongin ile arkadaştı Seungmin. Ama şu an onu çocuğundan farksız görüyor.

Eve gelmeden kısa bir süre önce Jisung aramıştı onu. Daha önce arayacağını ama daha yeni vakit bulduğunu söyleyip özür dileyerek kendisine önemli şeyler anlatacağını söylemişti. Seungmin ise yorgun olduğunu söyleyip kapatmıştı.

Şimdi ise evde, duşunu almış, bornozla oturuyordu. Kendini biraz daha iyi hissedince de dışarı çıkıp kafa dağıtmanın iyi olacağını düşünmüş ve Jisung'u aramıştı

"Alo Jisung, hâla şirkette misin..?"

***

Uzun zaman geçmiş ve Seungmin anca varabilmişti şirkete. Saat yaklaşık 5 civarıydı ama hâla şirket tıka basa doluydu. Buna şaşırsa da aldırış etmeden girişteki güler yüzlü kadını geçip Jisung'u aramıştı.

"Ji nerdesin sen?"

"28. kata gel sağdaki odadayım"

"28 mi? Bu bina o kadar büyük mü?"

Jisung her zamanki gibi Seungmin'in yüzüne kapatmıştı telefonu. Şaşırmadı, yine...

Trouvaille || HyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin