[8] - [Kahve Sincap]

384 39 121
                                    

Selamlar. Umarım yazılılarınız güzel devam ediyordur. Çok bos yapmadan sadede geliyorum. Bolca yorum yapıp beni eğlendirmeyi unutmayın lütfennnnn. İyi eğlenceleer

Bölümü şimdi atmayı düşünmüyordum ama sizin yorumlarınızla rahatlamak istiyorum. Bu yüzden bolca yorum yapın lütfen...

•☀️•

Jisung'un Anlatımından;

Bugün her şey her zamanki gibi çok sıkıcıydı. Bir kaç işimin olduğunu söyleyip evden çıkmıştım. Ama işim yoktu. Sadece restoranta gitmek için kafa dinleyip güç toplamam gerekliydi. Ve yapıyorum da. Tabii ne kadar güç topladığım tartışılır.

Şu an herhangi bir kafede öylesine bir şey içiyordum. Kahveydi galiba ama ilk defa hindistan cevizli kahve içiyordum.* Ve şimdiden favorim olmuştu bile.

Şu an saat öğlen vaktini gösteriyordu. Acaba restoran şu an çok dolu mudur diye de düşünmeden duramıyordum. Ki bunu düşünürken çoktan restorantın önüne varmıştım. Şirin bir yere benziyordu. Umarım patronu da öyledir.

İçeriye girip garsonlardan birine seslenerek yanıma çağırmıştım. "Afedersiniz. Benim bugün patronunuzla bir iş görüşmem olacaktı ama" Adam güzel bir şekilde gülümseyerek bana karşılık vermişti

"Tabii efendim. Şu koridoru takip ederseniz önünüze bir asansör çıkacaktır. 3. kata çıkarsanız ordakiler yardımcı olacaktır"

Teşekkür edip işaret ettiği koridora gittiğimde asansöre binmiş ve 3. kata çıkmıştım. En son bir asansöre bindiğimde 28. kata çıkmıştım.

3. kata geldiğimde duran asansörden inip birilerini arıyordum ama nafile.. Kimse yoktu burda. Ben de önüme gelen ilk kapıya girmeye karar verdim.

Biraz yürüyünce önüme, üstünde 'Bayan Ki' yazan bir kapı çıkmıştı. Umarım bu düşündüğüm kişi değildir..

Kapıyı yavaşça tıklayıp içeriye girdiğimde karşımda somurtan bir kadın görmüştüm. Tabii dosyalarla uğraşırken normal diye düşündüm çünkü bana bakınca karşısına çuvalla para koymuşlar gibi sevinmişti. Ne? Ben mi? Hayır hayır kesinlikle kolyem...

Kolyem annemden kalmaydı. Her zaman takardım. Kimseye ellettirmezdim bile. Benim için çok değerli... Buna bu kadar gülümsemesinin nedeni ise pahalı görünmesi. Haklı da, yeterince pahalı bir kolye bu. Gümüş zinciri ve ucunda da tektaş yüzüklerde olan pırlantanın biraz daha büyük hâli vardı.

Kadının bakışlarının iyice oraya doğru yoğunlaştığını fark ettiğimde kapıyı kapatırken fırsattan istifade kolyeyi tişörtümün içine sokmuştum.

"İş görüşmesi için gelmiştim ama"

"Evet evet oturun lütfen"

Rahatsız bir şekilde kadının karşısındaki koltuklardan birine oturmuştum. Gerçekten neden bu kadar gerildim ben?

"Sizi gözüm bir yerden ısırıyo ama... Ah buldum. Sen Jisung olmalısın. Han Jisung. Öyle değil mi?"

"Evet. Ama sizi tanıyor muyum?"

Kadın bir anda pişmiş kelle gibi sırıtmaya başlamıştı. Dünyanın en iğrenç gülüşü vardır ya, sahibinden başka kimseye yakışmaz. İşte bu en iğrenç gülüştü ve bu kadından başkasına yakışmazdı.

"Eşim Bay Ki'nin restorantında görmüştüm bir keresinde seni. Azar yiyordun. Ne içindi..? Ahh hatırladım. Annene laf eden bir müşteriyi dövdüğün için. Ne kadar yazık değil mi? Annenin olmadığını bilmiyor. Halbuki bilmesi gerekirdi. Babanı terk etmeye çalışırken onun tarafından bıçaklanıp öldüğünü. Daha sonra da senin bir yetimhanede yetiştiğini ve ordan kaçtığını. Tüm herkesin bilmesi gerekliyidi. Onlar adına çok özür dilerim bir tanem. Ah bir de seni ağlattığım için... Ama bazen gerçekleri konuşmak, hatırlamak gerek. Senin annen öldü. Baban öldürdü onu. Senin yüzünden öldürdü."

Trouvaille || HyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin