1.5K 107 108
                                    


"Lâl?" Önünde çözmeye henüz yeni başladığı kitabın kapağını kapattı Lâl temkinlice. Seslenen abisine cevap vermek yerine kalemi de kalemlerine koyup sırtını sandalyesine yasladı. Abisi zaten yanına gelecekti. O, onun sesini duyardı, Lâl konuşursa duyar,  fısıldarsa dinlerdi bu hep böyle olmuştu. Onun abisi onun konuşmadıklarını bile duyardı bazı şeyler hariç.

Ateş Lâli korkutmamak için odanın kapısına yavaşça tıklattı cevap alamayacağını bilse de, ardından beş saniye bekledi ve yine aynı yavaşlıkta girdi odaya. Önündeki masanın kenarında sandalyede oturan küçük bedene baktı, güzelliği her zaman Ateşi çok korkutuyordu bu kızın. Çok güzel bir kızdı ve Ateş kardeşini başka erkeklerle paylaşma düşüncesinden hiç hoşlanmıyordu.

Sakin adımlarla Lâlin yanına doğru yürüdü, ardından sandalyenin üzerinde oturan kardeşinin dibine çöküp sarıldı ona. "Yine mi ders çalışıyorsun sen?" Lâl yine cevap vermedi. "Abiciğim daha tatil başlamadı bile karneni bugün aldın. " Lâl yine cevap vermedi ama Ateş onu duydu. Karnesini alamamıştı ki Lâl. Kimse gelmemişti onun karne gününe, herkes ailesiyle gelmişti ama Lâl tek başınaydı hep böyle olmak zorundaymış gibi hep tek başına kalıyordu.

"Karneni almadan çıktın okuldan dimi?" Lâl bu sene sekizinci sınıfı bitirmişti ve okulda mezuniyet partisi vardı. Hoca da bilerek yapıyor gibi karne faslını en sona bırakmıştı normalde karneleri hemen dağıtırdı ama bugün dağıtmamıştı. "Neden gelmedin?" Lâlin kuru sesinden sadece bu soru dökülmüştü. Merak ediyordu neden onu orada tek başına bıraktığını, herkesin yanında biri vardı mutlaka, ailesi gelemeyenlerin anannesi dedesi belki komşuları ya da dışardan katılan arkadaşları yanındaydı ama Lâl tek kalmıştı. Öğretmeni bile konuşmuyordu onunla sanki Lâl çok kötü bir insanmış gibi.

Ateş Lâlin sorusunu cevapsız bıraktı. Yavaşça onun sandalyede küçülen bedenini kucaklayıp yatağına doğru ilerledi. Çok gitmek istemişti aslında ama annesi aramıştı "baban trafik kazası geçirdi durumu ağır hemen gelmen gerekiyor." Demişti ona, Ateş annesinin ona yalan söyleyeceğini akıl edebilseydi hastaneye gitmeden direk okula gider kardeşinin yanında olurdu.

Yatağa oturttuğu kardeşinin önüne oturdu ve inceledi güzel yüzünü. Kısa bi süre önce ağlamış olmalıydı, gözleri kızarık değildi zaten Lal ağladıktan bir iki dakika sonra gözlerindeki kızarıklık geçerdi ama burnu kıp kırmızıydı, Lâl ne yaparsa yapsın ağladığı andan sonra yaklaşık yarım saat boyunca burnunun kızarıklıgı asla geçmezdi. Gözünün önüne gelen saçını yavaşça kulağının arkasına attı Lâlin.

"Gelmediğimi nerden çıkardın bakayım sen?" Lâlin hüzün dolu yüzünde bu sefer sinir oturdu. "Bana yalan söyleme Ateş, bugün okulda olan herkesin yüzünü ezberleyecek kadar çok aradım seni." Yatağın en sonuna kayıp abisinden uzaklaştı. "Yoktun işte. " ' herkesin bi şeyi vardı ama benim yoktu işte' diye geçirdi içinden ama bunu Ateş duymadı.

LÂLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin