Lilya: Yine sizde saat gecenin bir körüLilya: Ve yine benim destan gibi yazacağım ama sonra sen okumadan sileceğim mesajlar silsilesiyle karşı karşıyasın solist.
Lilya: Konser fotoğraflarınızı gördüm, geç bitmiş olacağını ve şu an yorgunluktan pestilin çıkmış vaziyette uyuyor olduğunu düşünüyorum.
Lilya: Bir de içimi dökmem lazım.
Lilya: Ve bunu sanki seninle konuşuyormuş gibi yapmak iyi gelecek gibi hissediyorum, belki biraz açılırım.
Lilya: Zaten normal bir saat olsa bunu yapacak cesaretim olmazdı.
Lilya: Bakalım buna ne bahane bulacağım sorduğunda...
Lilya: Neyse, çok uzattım
Lilya: Başlayayım..
Lilya: Haziran dün bütün gece dizimde ağladı.
Lilya: Saatlerce, iç çeke çeke bir hâl oldu.
Lilya: O yanındaki deve boylu sarışınla ayrılma yıldönümleriymiş,
Lilya: Ayrılmanın da yıl dönümünü tutuyor anasını satayım
Lilya: İşte bizimki de böyle bir ruh hastası.
Lilya: Geçen yıl da bunu kendine hatırlatıp bütün gün evden çıkmamış, eski fotoğraflarına bakıp durmuştu
Lilya: Saatlerce o destelere bakıp kendine acı çektirmişti
Lilya: Hoş...
Lilya: Aslında her gün çektiriyor ya, orası da ayrı bir mesele.
Lilya: Gözlerimizin önünde her geçen gün daha da büyüyen ve saklaması, saklamamız imkansızlaşacak bir hâle gelmekte olan koca bir sır varken her gün kendine acı çektiriyor.
Lilya: Ve elimden bir şey gelmiyor olması da beni deli ediyor!
Lilya: Ayrıca
Lilya: Onun uğraştığı, direndiği, göğüs gerdiği şeyleri gördüğümde bazen kendimi çok bencilmişim gibi hissediyorum.
Lilya: O nelerle uğraşıyor, nelere katlanıyor...
Lilya: Bense küçük bir çocuk gibi yıllar öncesinden kalan birkaç hatıranın derdindeyim.
Lilya: Ama ne yapayım, elimde değildi ki...
Lilya: İlk tanıştığımda sinirle baktığım bir çift mavi gözün esiri oldum aradaki yüzlerce kilometreye rağmen.
Lilya: Dip dibe geldiğimizde üç lafın ikisinde didiştiğim adamı aradaki yüzlerce, hatta binlerce kilometreye rağmen sevdim hem de...
Lilya: Başa çıkamacağımı düşününce de böyle bir yola başvurdum işte.
Lilya: Çok mu bencilim acaba?
Lilya: Hata mı ediyorum?
Lilya: Bilmiyorum...
Lilya: Seni sevmemeyi istesem yapabilir miydim ki Pamir?
Lilya: Bunu engelleme, kalbime söz geçirebilme şansım olsaydı ilk konuşmamızın didişmeden beter olduğu bir çocuğu uzaktan sevmeyi kendime yedirebilir miydim?
Lilya: Kalbimden, zihnimden, bir elin parmaklarını geçmeyen anılarımızdan söküp atabilir miydim?
Lilya: Hakkımda hiçbir şeyi hatırlamayan, belki de her şeyi unutmuş olan bir adam için boşuna mı kendimi hırpalıyorum?
Lilya: Resim yeteneğimin olduğunu açık ettim, bölümümü söyledim, Köpük'ü bile yolladım sana.
Lilya: Ya rehberine kaydettiğin isim...
Lilya: Bana o gece Lilya diye seslenen sendin Pamir!
Lilya: Söylemememiş olmama rağmen bunu bilmiş olan sendin.
Lilya: Şimdi nasıl unutmuş olabilirsin?
Lilya: O kadar mı etkisizdim? Hiç mi önemsemedin?
Lilya: Bak yine kendime kızmaya başladım.
Lilya: Neyse, en iyisi sen mesaj seslerine uyanıp görmeden sileyim.
Lilya: Yine iki yabancı olalım, şimdilik böylesi daha iyi.
(Bütün mesajlar silindi.)
♣️♣️♣️
Yade içerikli bir Lilya bölümü oldu 🙈
Benim çok hoşuma gitti,umarım siz de sevmişsinizdir 🥰🥰Bir de, oy vermeden geçmezseniz çok seviniriiimm 🖤✨
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LİLYA || texting
Teen FictionBilinmeyen: Pardon canım bir şey soracağım. Bilinmeyen: Ayıptır sorması biraz insafız mısın? Bilinmeyen: O nasıl bir fizik o nasıl bir endamdır? Bilinmeyen: Hatta bence Allahsızsın. Bilinmeyen: Sahnede kendini öyle bir kapatıyorsun ki şarkılara...