GERÇEK

765 62 808
                                    


AİSHA

Yataktan kan ter içinde fırlayarak kalkmıştım. Panik beni ele geçirmişti. Korkudan titriyor, derin nefesler alıp sakinleşmeye çalışıyordum. Üstüm başım terden sırılsıklam olmuştu. Nabzım kulaklarımda atıyor gördüğüm kabusun etkisinden kurtulmaya çalışıyordum. Çok gerçekçiydi. Kabusun her saniyesi beynimde dönüyor, gördüğüm simsiyah çukurlar gözümün önüne geliyordu.

Derken alarmın sesi ile irkildim. Aceleyle alarmı kapatıp düşünmeye başlamıştım. Bir kabus bu kadar etkili olabilir miydi? Alnımdaki teri elimin tersi ile sildim. Adamın elleri sanki halen daha ağzımın üzerindeymiş gibi hissediyordum. Ellerim fark etmeden dudaklarımın üzerinde gezindi. Tuhaftı.

Yataktan kendimi kalkmaya zorlayarak banyoya gittim. Kendimi toparlamam gerekiyordu. Atölyeme gidip öğrencilerim ile zaman geçirmek bana iyi gelecekti. Elimi yüzümü yıkadım. Rutin makyajımı yapıp üzerime mavi jeans , beyaz bir tişört geçirdim. Mavi yünlü hırkamı da giyerek kahvaltı yapmadan evden çıktım.

Kapıdan çıkmamla adımlarım havada kalmıştı. Aniden durdum. Henüz kabusun etkisini üzerimden atamamışken gördüklerim beni iliklerime kadar titretmişti. Aynı giyiniş aynı duruş ile asansörün önünde rüyamda gördüğüm adam dikiliyordu. Ellerim titremeye başladı.

Acaba halen daha rüya mı görüyordum? Yaşadığım dejavu etkisi beni korkuttu. Anahtarı bir an da yere düşürmüştüm. Çıkan sesle beraber bu gizemli adamın bana dönmesi bir olmuştu. Hemen yerden anahtarı alarak kapıyı kilitledim. Derin bir nefes aldım. Şimdi dönüp eve girersem olmazdı. Koşarak merdivenlerden inersem merdivenler diğer taraftaydı. Mecbur bir şey yokmuş gibi dönüp o taraftan gitmem gerekiyordu. Sakince arkamı döndüm. Neyse ki adam bana bakmıyordu.

Ağır adımlarla ilerledim. Tıpkı rüyamdaki gibi hemen yanında asansörü beklemeye başlamıştım. Tedirgin bir şekilde yanında dikilirken göz ucuyla gözlerine bakmaya çalıştım. Neyse ki gözlerinde rüyamdaki gibi gözlük yoktu ve normal iki çift göz yerli yerindeydi. Kirpiklerinin uzunluğu bu açıdan belli oluyordu. Bunun beni sakinleştirmesi gerekiyordu ama yine de endişeliydim. İçimde tarifi olmayan bir adrenalin dalgalanıyordu.

Asansör gelip kapı açıldığında içeri girdi. Benim ise adım atacak halim yoktu. Öylece bekledim. Bana döndü. Kalbim yerinden çıkacaktı. Bir an da '' Siz gelmiyor musunuz?'' dedi sakin ama tok bir sesle. Göz göze gelmiştik. Koyu kahve gözlerinin üzerindeki uzun kirpikler ile bakışları delip geçen cinstendi. Çok güzeldi. Keskin yüz hatları, hafif kemerli burnu , sinek kaydı traşı ile çok çekiciydi. Öylece bakakaldım . Asansör kapısı tam kapanırken eliyle tuttu. Biraz tereddüt ederek, hiçbir şey söylemeden içeri adım attım. 

Giriş kat tuşuna bastı. Sanki rüyamın tam tersini yaşıyorduk. Daha önce görmediğim bu adamın rüyama nasıl girdiğini anlayamıyordum . Bu bir tesadüf müydü yoksa ilahi güçten bir işaret mi bilmiyordum. Düşüncelerimin arasında benimle konuştuğunu fark etmiştim. '' Burada mı oturuyorsunuz?'' dedi sakin bir ses tonu ile. Cevap verip vermemek arasında kararsız kalmıştım. Bu yüzden sadece kafamı hızlıca aşağı yukarı sallayıp '' Hı hıı '' diyerek mırıldandım.

'' Ben de burada yeniyim. Hemen sol çaprazınızdaki daireye taşındım. '' dedi. Çok güzel. Kabusum burnumun dibinde artık benimle beraberdi.

'' Ne güzel'' dedim alakasız bir şekilde. Daha fazla konuşmak istemiyor buradan uzaklaşmak istiyordum. Çok şükür ki asansör durdu ve koşarcasına asansörden çıkmıştım. İçimde tarifi olmayan bir huzursuzluk baş göstermişti. Neden bu kadar endişe etmiştim bilmiyordum. Hızlıca binayı arkamda bırakarak arabama bindim. Michigan Bulvarına doğru sürmeye başladım.

SANRIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin