KARŞILAŞMA

84 14 33
                                    

AİSHA

Cebimdeki kâğıdı makineye fırlattıktan sonra çok düşündüm. Bunu bana her kim yapıyorsa beni tanıyan birisinin olduğu belliydi. Bir şeyleri gün yüzüne çıkarmaya çalıştığı apaçık ortadaydı. Acaba kimdi? Hayatım gözümün önünden bir film şeridi gibi geçmişti. Kimlerin olabileceğini uzun bir süre düşünmüştüm. Nitekim bir sonuca varamamıştım. İçimden bir ses aradığım cevapların kesinlikle evimde olduğunu söylüyordu. Oraya gitmem ve bunu yapanı bulmam için mücadele etmemi söylüyordu. Tabii diğer bir yanım ise bunun aptallık olabileceğini asla o eve gitmemem gerektiğini söylüyordu. İkilemde kalmıştım. İçten içe kendimi yiyip bitiriyordum. Bir şeyler yapmam lazımdı ama ne?

Sonunda içime sinen bir plan yaptıktan sonra hazırlanıp evime doğru yola çıkmıştım. Saat artık gece yarısını geçiyordu. Kimseye haber vermeden doğruca evime gittim. Siteye girerken Peter ile göz göze gelmiştik. Tuhaftı. Her zaman yüzünde olan o aptal gülümse yerine şimdi ifadesiz bir duruş vardı. Ve tabii burnundaki peçeteler yüzüne renk katmıştı. Bir şey olduğu kesindi ama ona ne olduğunu sormamıştım. 

Her ne olduysa hak ettiğini düşünmüştüm. Aynı şekilde o da beni gördüğüne sevinmiş gibi durmuyordu. Daha çok nefret ediyormuş gibi bakmıştı. İstediğini yapabilirdi. Umurumda değildi.

Hızlıca evime çıkmıştım. Kapıyı açarken içimde tarifi olmayan bir heyecan vardı. Bugün her şey farklı olacaktı. Bugün onu yakalayacaktım.

Giriş kapısını kapattım ama kilitlemedim. Biliyordum, hissediyordum. Bugün de gelecekti. Mutfağa yönelip ekmek bıçağını elime aldım. Ev bıraktığım gibiydi. Berbat bir haldeydi. Nedense bu durum şu an canımı o kadar sıkmamıştı. Vücudum adrenalinle dolmuştu. Her an patlamaya hazırdım.

Giriş kapısının arkasına, görüş açısının tam tersi yönüne sandalye çekip oturdum. Beklemeye başlamıştım. Benim geldiğimi biliyordu ve gelecekti. Ben de onu haklayacaktım. Beklerken unuttuğum bir şeyi yapmak için kalktım. Çantamdan vlog kamerasını çıkardım. Hemen girişi görecek bir şekilde kapının karşısındaki küçük kitaplığa, kitapların arasına yerleştirdim. Kamera sayesinde en azından evime giren kişiyi çekebilecektim. Bu bana yeterdi. Kamerayı yerleştirdikten sonra beklemeye başladım. Gelecekti buna inanıyordum.

Tahminlerim doğru çıkmıştı gelmişti. Kapıdan çok hafif sesler geliyordu. Kapıyı zorlama sesi kulağıma artık beste gibi gelmeye başlamıştı. Birazdan olacak olaylardan sonra bestenin finalini ben yapacaktım.

Kapının açıldığını belli eden hafif bir "tık" sesinden sonra sesler kesildi. Hafif, çok hafif bir şekilde kapı geriye doğru itildi. Kapının arkasında kaldığım için beni görmesi imkansızdı. Yine hafif bir şekilde içeriye adım attığını duydum. Birkaç adım sonra hamlemi yapacaktım.

Kalbim deli gibi atıyordu. Nedenini bilmediğim bir şekilde mutluydum. Korku yoktu. Bekledim. Nefesimi tuttum. Tam istediğim gibi iki adım sesi sonra kapıyı şiddetli bir şekilde kapattım. Onu gördüm. Karşımda siyah kapüşonlu, siyah maskeli birisi vardı. Vücut hatlarından kadın olduğunu anlamıştım. İşte bu beklemediğim bir şeydi. Kapıyı sert bir şekilde çarpmamla ileriye doğru sıçradı. Elimdeki ekmek bıçağını havaya kaldırdım. Bunu beklemiyordu. Bunu görebiliyordum.

"Demek evimi bu hale getiren ve kafayı benimle bozmuş orospu sensin." sözlerimi çok sakin bir şekilde söylemiştim. Onu şöyle bir süzdüm. Benden çok da güçlü durmuyordu ama bu özgüvenine hayran kalmıştım.Ellerini yumruk yaptı.

"En azında katil bir orospu olmamdan iyidir." cebindeki silahı çıkardı. İşte bu planda olmayan şeydi. Siktir. 

Silahı görünce aklımdan bir sürü şey geçti. Hızlıca düşünmeye başladım. Bir çıkış yolu arıyordum.

SANRIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin