YÜKSEK DOZ

62 6 0
                                        

AİSHA

Polis merkezinden ayrıldıktan sonra Darian'ın evine gelmiştik. Kendi evime gitmeme izin vermiyordu. Zaten oradan taşınacaktım. Artık orada yaşamam mümkün değildi. Darian bana olabildiğince iyi davranıyordu. Hatta gereğinden fazla.

Yaşadıklarımdan sonra yanımda olan tek insandı. Neden halen daha yanımdaydı? Neden beni terk etmiyordu? Neden benden korkmuyordu? Genelde bu tarz durumlarda insanlar sizden koşarcasına uzaklaşırdı. Sizdeki lanetin onlara bulaşmasını engellemek için hayatınızdan ışık hızında çıkarlardı. Ama Darian tam aksine, bana daha sıkı sarılıyordu.

Geçmişte yaşadıkları en büyük etkendi. Bunu hissedebiliyordum. Darian'ı seviyordum ama bana acıdığını düşündüğüm için ondan ister istemez uzaklaşıyordum. Belki de yanlış yapıyordum. Belki de bende ona dört elle sarılmam gerekiyordu. Ama bir şey beni engelliyordu. İçimde bir yerlerde açığa çıkmamış bir duygu bunu bastırıyordu.

Darian'ın odasından çıkıp salona geçtim. Tüm gün odamdan çıkmamıştım. Darian ise beni rahatsız etmemişti. Genelde hiçbir fırsatı kaçırmazdı ama bu sefer gelmemeyi tercih etmişti. Salona geldiğimde Darian koltukta uyuya kalmıştı. Amerikan mutfaktaki bar taburesine oturdum. Darian'ı izlemeye başlamıştım. Güzel uyuyordu. Saçları dağılmıştı. Siyah tişörtünün altından kasları belirginleşmişti. 

Spora gidiyordu. Önceleri çok umursamıyordu. Bu düşüncelerini değiştiren şey benim tepkim olmuştu. Bir gün kahvaltı yaptığımız kafede kaslı bir adam dikkatimi çekmişti. Aslında böyle şeyleri önemsemezdim ama bir anlığına dikkatimi çekmeyi başarmıştı.

''Vay canına her bir hücresini görebiliyorum demiştim.'' Darian baktığım yöne bakınca suratı düşmüştü. Biraz inceledikten sonra '' Hava yastığından farkı yok demişti.'' Kıskandığı çok belliydi.

Hiç bozuntuya vermemiş sırf onu sinir edebilmek için '' Hava yastıkları hayat kurtarır demiştim.'' O da ertesi günü spor salonuna kayıt yaptırmıştı. Sebebini sorduğumda '' Belki bir gün hayatını kurtarırım demişti.'' Saçmaydı ama tatlıydı.

Buna ben sebep olsam da yine de Darian'a spor yapmak yakışmıştı. Ortalıkta kaslarını göstermek için gezdiği günleri saymazsak iyi anlaşıyorduk. Ne kadar süre izledim bilmiyordum. Hafifçe kıpırdandı. Biraz esnedikten sonra beni gördü.

''Maşallah hiçbir fırsatı kaçırmıyoruz.'' Ah şu esprileri yok muydu?

'' Yakaladığım her fırsatta gözetlemeyi severim.'' Yerimden kalkıp yiyecek bir şeyler hazırlamak için tezgâha yöneldim.

'' Farkındayım. Özellikle uyurken daha seksi oluyorum. Sen de gözlerini benden alamıyorsun.'' Bu laubali hali hoşuma gidiyordu. Yerinde doğruldu.

Buzdolabından tavuğu çıkarttım. Kesme tahtasını tezgâh altından alarak tavuğu bıçakla kesmeye başladım.

'' Öyle her yerde uyuma Dan. Sana ne yapacağım hiç belli olmaz. Fazla seksiliğin beni baştan çıkarıyor.'' Elbette dalga geçiyordum. Tamam, seksi gözüküyordu ama ondan uzak durmam onun için daha iyi olacaktı.

'' Namusumu korumak beni zorlamaya başladı. Yap gitsin.'' Geçip karşıma oturdu.

Tavukları yıkayıp, soğanları doğradım. Malzemeleri tavaya atıp pişirmeye başladım. Beni dikkatle izliyordu.

'' Dünden razı olmana şaşırdım. Biraz naz yaparsın diye düşünmüştüm.'' Tavuklar pişerken salata yapmaya koyuldum. Kâsenin içerisine salatalıkları, domatesleri sırasıyla kesmeye başladım.

'' Düşündüm de yeterince sabrettim. Ne olacaksa olsun artık.'' Darian ne kadar esprili konuşsa da bunların hepsinin gerçek duyguları olduğunu biliyordum.

SANRIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin