AİSHABirisi bana sesleniyordu. Gözlerimi açmaya çalışıyordum ama açamıyordum. Sanki birisi göz kapaklarımı birbirine yapıştırmıştı. Kendimi zorladım. Ses yakınımdan geliyordu. Tanıdıktı.
'' Ash uyan lütfen.'' Ses yalvarırcasına bana seslenmeye devam ediyordu.
Bir el saçlarımda gezindi. Ona karşılık vermek istedim. Başım çatlıyordu. Tanıdık olan o ağrı yeniden geri gelmişti. Ağrı dayanılmaz bir noktaya ulaşmıştı.
'' Başım ağrıyor.'' Diyebildim fısıltıyla.
'' Şok geçirmiş olabilir, ağrı kesici ve sakinleştirici yapacağım.'' Bir el kolumu kavradı. Hafif bir acı hissettim. İğne yapılmış olduğunu anladım.
'' Birazdan daha iyi hissedecektir. '' bu ses Ryan'a ait olmalıydı. Ama neden buradaydı ve ben neredeydim? En son ne yapmıştım. Hatırlayamıyordum.
Biraz daha rahatlamış hissettim. Yeniden gözlerimi açmayı denedim. Hafifçe gün ışığı göz kapaklarımdan içeri girmeye başlamıştı. Şükürler olsun.
''Evet Ash uyan bakalım.'' Bu Darian'dı.
Gözlerimi açtığımda sağ tarafımda Darian'ın endişeli gözlerle bana baktığını gördüm. Ryan ise sol tarafımdaki koltukta oturuyordu. Pek iyi gözüktüğü söylenemezdi ama oradaydı.
'' Ne oldu?'' anlamaya çalışıyordum.
'' Biz de sana bunu soracaktık Ash. Ne oldu?'' bilmiyordum. Hatırlayamıyordum.
''Hatırlayamıyorum.'' Dedim. Başımı yastıktan kaldırmaya çalıştım. Darian bana yardımcı oldu. Yatakta doğruldum.
Ellerimle başımı ovuşturdum. Ryan'ın yaptığı iğne etkisini gösteriyordu. Daha hafif hissetmeye, gevşemeye başlamıştım.
Ryan yerinden kalkıp yatağımın hemen yanına geldi. Dikkatle beni inceliyordu.
'' İzninle.'' Diyerek gözkapaklarımı yukarı doğru çekiştirdi. Göz bebeklerime tuttuğu ışıkla gözlerim görme yetisini anlık olarak kaybetti.
İncelemesini bitirdikten sonra '' Göz bebeklerin olması gerektiğinden daha büyük. Ve aklarına kan inmiş. Büyük bir darbe yemiş gibisin. Neler hatırlıyorsun?'' yüzünde ifade yoktu. Ya da ben mi okuyamıyordum? Bilmiyorum.
Altında siyah Adidas eşofman, üzerinde ise siyah bir hırka vardı. Evden alel acele çıktığı belliydi. Ryan'ı ilk kez böyle dağınık görüyordum.
Düşünmeye zorladım kendimi. Neler olmuştu? En son neredeydim? Ne yapıyordum?
Ryan düşüncelerimi dile getirmemi bekledi. Ama ona söyleyecek pek bir şeyim yoktu.
Bir şey söylemeyeceğimi anladığı zaman iç çekti. Omuzları düştü. Darian'a dönerek '' Yarın on iki de ofisime Aisha'yı bekliyorum. Seans yapmayalı uzun zaman oldu. Yarın saatinde bekliyorum. O zamana kadar kafasını toparlayabilir.'' Bana bakmadan odadan çıkmıştı.
Sanırım bana baktıkça ona kardeşini hatırlatıyordum. Bana bakmamayı tercih ediyordu. Bu biraz canımı acıtmıştı. Bu şekilde aramıza mesafe girdiği için üzülmüştüm. Yarınki seansımıza pek gönüllü gideceğim söylenemezdi.
Ryan'ı yolcu ettikten sonra Darian yanıma geldi. Endişeli gözüküyordu. Şu sıralar onu hep böyle görüyordum.
Yatağımın kenarına oturup ellerimi tuttu. '' Ash neler olduğunu bilmek istiyorum. Senin için oldukça endişeliyim. ''
Sürekli sorup duruyorlardı ama ben bile neler olduğunu bilmiyordum.
'' Dan gerçekten hatırlamıyorum. Sen gittikten sonra biraz televizyon izledim. Duş aldım. '' duraksadım. Kan kokusu burnuma doldu. Ellerim başımın arka kısmına gitti. Başımı çarpmıştım. Birisi beni yere savurmuştu.
Aynadaki görüntüm gözlerimin önüne geldi. Gülümseyişim, simsiyah göz çukurlarım.
'' Ash, ne hatırlıyorsun?'' ellerimi daha sıkı tutmuştu. Tedirgin oldum. Bunu ona söyleyemezdim.
'' Banyoda düşüp başımı çarptığımı hatırlıyorum. Sonra odaya zar zor kendimi attığımı. Gerisini hatırlamıyorum.'' Böylesi daha iyiydi. Bilmemeliydi.
Darian derin bir nefes aldı. '' Beni çok korkuttun. Hastaneye gitmeliyiz. Tomografi çekilsen iyi olur. Çarpmanın şiddetiyle bayılmış olmalısın.'' Benim için endişelenmeyi bırakmayacaktı.
'' Sen ne zaman geldin?'' hastane konusunu geçiştirecektim. '' Sabaha karşı dörtte geldim. Geldiğimde yerde yatıyordun. Bir elinle başını tutarken diğer elinde maket bıçağını tutuyordun. Ne yapmaya çalışıyordun?'' doğru. Maket bıçağı.
'' Hatırlamıyorum dedim ya. Başım çatlıyor. Bilseydim ilk sorduğunuzda söylerdim. '' bu sorgu beni yormaya başlamıştı. Gerildiğimi fark eden Darian sonunda farklı bir şey söylemişti. '' Yarın Ryan'ın ile olan seansı kaçırmayacağız. İyi olduğunu artık bilmesi gerek.'' Doğru. İyi olduğumu ona kanıtlamam gerekiyordu. Aksi taktirde peşimi bırakmayacaktı.
''Tamam giderim.'' Bana dikkatlice baktı. Bir şeylerden emin olmak istiyordu.
Ryan'ın yaptığı ilaç etkisini iyice göstermeye başlamıştı. Vücudum oldukça gevşemişti. Biraz olsun baş ağrım dinmişti. Hafiften uyku bastırmaya başlamıştı.
'' Saat kaç Dan.'' Dün geceden beri zaman kavramını yitirmiştim.
'' Öğleden sonra dört buçuk.'' Saatler geçmişti.
'' Ne! Resmen akşam olmuş. Ben nasıl uyudum bu saate kadar?'' kendime inanamıyordum.
'' Bizde şaşırdık Ash, o yüzden bu kadar endişeliyim. Ama aldığın darbeye bakılırsa beyin kanaması geçirmemen mucize. Bu kadar uyuman normal.'' Evet çok normaldi.
'' Dan, Ryan benden nefret mi ediyor? Cenazeden sonra ilk kez karşılaştık ve sanki benden nefret ediyormuş gibi geldi. '' ne durumda olduğunu bilsem iyi olacaktı. Yarınki seansımızda nasıl davranacağımı kestirmem gerekiyordu.
Gözlerini kaçırdı. Ellerini saçlarından geçirip sol tarafa yatırdı.
''Nefret etmiyor fakat olan olayları hazmedebilmiş değil. Ona zaman tanımamız gerek. '' Haklıydı.
'' Anlıyorum. Yarın sözlerime dikkat edeceğim.'' Darian bana gülümsedi.
'' İyi olmana sevindim. Sana yiyecek bir şeyler hazırlayayım. Daha sonra dinlenmeye devam edersin. '' yatağımdan kalkıp odadan çıktı. O gittikten sonra ne yapacağımı düşünmeye başlamıştım.
RYAN
Kafam allak bullaktı. Aisha'yı görmem nedense beni huzursuz etmişti. Tüm bunlardan onu sorumlu tutuyordum belki de. Emin değildim. Yaşanan onca şeyden sonra Aisha'ı görmek beni kötü etkilemişti. Bugünkü seansımızın nasıl geçeceğini ise bilmiyordum. Onu görmek bende bir şeyleri tetikleyebilirdi. Aisha'ya karşı nasıl nötr olabilirdim ki?
Ofisimde oturmuş öylece kardeşimin fotoğraflarına bakıyordum. Ne kadar neşeli ve hayat doluydu. Ailemizde mutsuzluğunu neşesinin ardına saklayan tek kişiydi. Hepimizden uzakta bir hayat yaşamayı seçmişti. Haklıydı. Ailemiz ona sadece üzüntü getiriyordu.
Keşkeler beynimde dönüp durdu. Bir sürü senaryo kurup hepsini yeniden bozmuştum. Kardeşimin hayatta olabilme ihtimalleri üzerinde düşündüm. Bir sonuca varamamıştım.
İçimde büyük bir öfke vardı. Aisha'ya mı sinirliydim yoksa aileme mi? Her ikisine de.
Günlerdir düşünüyordum. Neden bir insan Aisha'yı bu kadar takıntı haline getirip öldürmek isterdi? Sebebi neydi? Şef bir şeyler biliyordu fakat hiçbir şeyi net söylemiyordu. Sikik. Her şey olup bittikten sonra olay yerine gelmek ne kolaydı ama.
Bu işin aslını öğrenecektim. June denen kadının Aisha ile ne problemi varmış öğrenecektim.
Aisha'ya gelince... Onun gerçek kimliğini ortaya çıkaracaktım.
Selamlar ♥️
Tahminlerini merak ediyorum 🌸
Bu bölüm kısa , geçiş bölümü tarzındaydı.
Bir sonraki bölüm için tahminleriniz neler 🌸
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SANRI
Bí ẩn / Giật gânAisha yetenekli bir müzik öğretmenidir. Darian ile atölyesinde müzik derslerine devam ederken bir gün işler kötüye gider. Aisha kendini iyi hissetmemeye başlar. Darian her ne kadar Aisha'nın yanında olsa da hayatının yokuş aşağıya gitmesine engel ol...