AİSHAKendimi kapıdan dışarıya nasıl attığımı bilmiyordum. Tek bildiğim şey saf korkuydu. Sert bir şekilde kapıyı savurarak kapattım. Kapı sesi binada yankılanırken , çarptığım kişi her kimse beni sıkıca tutmuştu.
'' Hey heyyy sakin ol! '' dedi bir ses , sakinleştirmek istercesine.
Hızlıca bu her kimse onu itip uzaklaştım. Panik halindeydim. Sırtım duvarla birleşti.
'' Uzak dur benden ! '' diye avazım çıktığı kadar bağırdım. Dışarıdan delirmiş gibi göründüğümden oldukça emindim. Karşımdaki adamın bakışlarından bunu net bir şekilde görebiliyordum. Sesim boşlukta yankılanırken konuşmaya başlamıştı.
'' Sakin ol. Sana zarar vermeyeceğim. Ne oldu? Birisinden mi kaçıyorsun? '' dedi sorgularcasına.
Nefes nefese kalmıştım. Kalbim ağzımdan atıyor az önce olan şeyi sindirmeye çalışıyordum. Sahi ya ne olmuştu az önce? Ne olduğundan eminim peki bunun ne kadarını karşımdaki insana söylemeliydim? Ne diyeceğim , '' Az önce aynadaki yansımam önce deli gibi saçını tarayıp yoldu daha sonra canıma kastetti.'' mi diyecektim. Saçmalık. Asla böyle bir şeyden bahsedemezdim. Anında akıl hastalıkları bölümünde yerimi ayırtırlardı. Bu yüzden,
'' Sadece televizyonda yayınlanan korku filminden etkilendim bu kadar.'' dedim alelacele.
Pek inanmış gibi değildi ama aklıma başka bir şey gelmemişti. Hem küçük detaylar hariç gerçekten korku filmini yaşamıştım.
'' Peki o halde ben gideyim.'' dedi. Bir an panikledim çünkü tanımadığım bu adamın varlığı bile beni rahatlatmıştı. Sorun şu ki o giderse ben burada ne yapacaktım. Anahtarlarım , telefonum, cüzdanım her şeyim evdeydi. Üstelik evden pijama ile çıkmıştım, saçlarım halen daha ıslaktı. Çok güzel. Olabilecek en kötü durumdaydım. Nereye gidecektim ? Ne yapacaktım? Eve geri dönmek istediğim de söylenemezdi ama böyle dımdızlak ortada kalmam da hiç iyi olmadı.
Kendi düşüncelerim ile boğuşurken tanımadığım bu adam ilerlemeye başlamıştı. Ardından öylece bakakaldım. Sahi kimdi bu adam? Daha önce görmediğimden adım gibi emindim. Kumral dalgalı saçları biraz uzundu, iri ela gözleri ise yüzünün en güzel kısmı olabilirdi. Hafif kirli sakalı ve ince yüz hatları olan bu adamı hatırlamamam imkansız olurdu. Şimdi ne yapmalıydım? Seslenip seslenmemek arasında kalmıştım ki arkasına dönüp
'' Seslenmeyeceksin değil mi?'' dedi. Şaşkınlıkla ona baktım.
'' Ne söylememi bekliyorsun?'' dedim.
'' Mesela 'kapıda kaldım bana yardım eder misin? ' Ya da 'Gidecek artık bir evim yok o yüzden bu gece sende kalabilir miyim?' gibi '' dedi. Ağzım hafifçe aralandı. Bu söyledikleri karşısında şaşırmıştım. Aklımdan geçenleri açık açık söylemesi beni biraz da utandırmıştı. Çünkü söylediklerinde haklıydı. Gidecek yerim yoktu.
''Tanımadığım bir adamın evine neden gideyim ki? '' dedim. Kendimden emin.
'' Çünkü koskoca rezidansta tek tek kapıları 'çalıp bu gece evinizde kalabilir miyim?' demen saçma olurdu da o yüzden. '' dedi. Bilmiş bilmiş.
'' Hayır saçma olmaz çünkü her kapıyı çalmama gerek yok tek bir kapıyı çalsam yeter'' dedim.
Kaşları hafifçe havalandı. '' Buyurunuz o zaman hanımefendi. '' dedi.
Ben de neyime güveniyordum bilmiyordum ama kırk yıllık arkadaşımmış gibi sol çaprazımdaki Derek'in kapına yöneldim.
Arkamdan bana seslendi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SANRI
Детектив / ТриллерAisha yetenekli bir müzik öğretmenidir. Darian ile atölyesinde müzik derslerine devam ederken bir gün işler kötüye gider. Aisha kendini iyi hissetmemeye başlar. Darian her ne kadar Aisha'nın yanında olsa da hayatının yokuş aşağıya gitmesine engel ol...