6. Bölüm

1.1K 182 10
                                    

Günlerden pazardı. Hava aşırı sıcaktı ve insanın götünden terler akıyordu lakin Asu aşırı derecede mutluydu. Şu an resmi olarak Emel Hanım kenks listesinde top 5'e oynuyordu. Artık o bir potansiyel kaynana değildi. Mükemmel bir kankaydı. Uraz'ın annesi olduğu için onunla yakın olmayacaktı, Emel ablayla yakın olduğu için onun oğluna bir şans verebilirdi! Mantığını değiştirmişti!

Tabii ki bu işin şakasıydı. Ama yine de Emel Hanım'la arasının çok iyi olduğunu inkâr edemezdi. Gerçekten bugün Uraz'ı bile unutmuştu artık. Emel Hanım'a Emel Hanım için gelmişti. Cuma akşamüstü pazar çıkışı kızlara da söyleyip onunla beraber gitmişti. Başta kızlar mırın kırın etmişlerdi ama Asu "Kadıncağızı kıramadım, aşırı tatlı ve çılgın bir kadın," falan diyerek onları oyalamıştı. Cumartesi günü için de çağırmıştı Emel Hanım ama Asu kızları atlatamamıştı. Merve'nin potansiyel aşkıyla tanışacakları için gitmesi gerekmişti. Akşam da Merve onları bir pub'a kokteyl içmeye götürmüştü. Bu işler hiç Asu'nun anlamadığı işler olduğu için o alkolsüz kokteyl içmişti. Kızlarla ancak o tarz bir ortak noktada buluşabilmişlerdi. Asu'nun kendini sofistike hissettiği nadir anlardan biri olmuştu bu.

Pazar günü zaten ayrılık günüydü. Büşra sabah uçakla gideceği için o erkenden çıkmıştı. Canan'ın da akşam kendisi gibi otobüsü vardı. Ama Canan Muğla otogardan gidecekti. Asu'ysa biletini Bodrum otogara aldırmıştı. Merve'ye yine Emel Hanım'a gideceğini söylemişti. Merve bu kez daha fazla surat yapmıştı. Asu da yalanlar zincirine bir yenisini ekleyerek kadının ona bu ufak eğitimler karşılığında para verdiğini söylemişti. O zaman Merve bir şey diyememişti. Bir de üstüne Asu bir sürü güzel iş göndereceğine dair tekrar söz verince Merve'nin modu iyice düzelmişti.

Pazar sabah Mervelerden valizini alarak çıkmış ve direkt Emel Hanım'ın evine gitmişti. Akşam otobüs saatine kadar onunla takılacaktı. Bugün Emel Hanım pek bir keyifliydi. Daha sabahtan çok güzel yemekler yapmaya başlamıştı. Bir kısmından Asu'ya da yedirmişti. Sonra onunla beraber sarma da sarmışlardı. Asu'ya kendisinin yaptığı ev yapımı limonatadan ikram etmişti. Asu için muhteşem bir gün oluyordu kısacası. Şimdi de verandasında, gölgede oturmuş çanta örüyorlardı. Emel Hanım söylediği kadarıyla bunları eşe dosta dağıtacaktı. Portföy çanta çalışıyorlardı özellikle. Burada böyle şeyler kadınlar arasında gece çıkmalarında çok popülerdi.

Hoparlörden açtığı Füsun Önal'ın sesi bahçeyi doldururken "Ben bu müzikleri çok severim, sen de sever misin?" diye sordu Asu'ya. Senden Başka çalıyordu. Asu tabii ki bayılırdı bunlara. O iflah olmaz bir televizyon bağımlısı olarak bu müziklerin can damarı olan o filmleri binlerce kez izlemiş bir insandı. Ayrıca Türk pop müziği tarihine, Uraz'a olan hayranlığı sayesinde bir hayli hakimdi.

"Çok severim Emel abla. Yeşilçam filmlerini falan da çok severim ben."

"Ay ben de kıız! Bayılırım. Defalarca kez izleyeyim, yine de bıkmam."

"Ben de!"

Emel Hanım "Ben Türk dizisi falan da severim. Hani şimdi moda, herkes şey diyor 'Ben televizyon izlemiyorum pek, evde televizyon açmıyoruz' falan. Hiiiç! Kimseye öyle entel dantel görüneceğim diye uğraşamıyorum. Bence zaten herkes gizli gizli izliyor. Erkekler bile o yaz dizilerini falan seviyor bak ciddi söylüyorum," diye bıcır bıcır konuştu. Asu çoğu zaman Emel Hanım kendisinden daha gençmiş gibi hissediyordu. Kadının konuşurken kanı kaynıyordu. Ayrıca konuşma tarzı bile komikti.

Kıkırdarken başını olumlu anlamda salladı. "Ben de çok izliyorum. Bir sürü dizi var takip ettiğim. Artık yetişemiyorum ama! Süreleri çok uzun."

Emel Hanım da bu konudan şikâyetçiymiş gibi başını salladı. Sonra bir anda tekrar canlanarak ani bir şekilde omuzlarını sallaya sallaya şarkıyı söylemeye başladı. Asu çaktırmadan hayranlıkla onu izliyordu. Onun kadar eğlenebildiğinden şüpheliydi ama ona bakarken Asu da eğleniyordu.

RESMEN AŞIĞIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin