34. Bölüm (Son Söz)

2.2K 205 44
                                    

Elini karnının üzerine koyarak eğilip sınıfın kapısına doğru baktı. Kapı tamamen kapalı olmasına rağmen içeriden bağrışan çocukların sesi geliyordu. Asu sesleri duydukça yüzündeki gülümseme büyüyor, daha da keyifleniyordu. Hafif hafif karnını okşarken kendisinin bu heyecanlar için daha önünde en az altı yedi senesi olduğunu düşündü.

Sessizlikte koşturan ayak seslerini duyunca başını hızla sola çevirdi. Uraz son hız Asu'ya doğru koşup yanında soluklanmak için durdu. Ellerini dizlerine koyarak nefeslenirken Asu güldü. "Acele etmene gerek yoktu, daha çıkmadılar ki!"

"Yetişemeyeceğim sandım. Ne yapayım?" Uraz hala nefes nefeseydi. Yorgunca kendini Asu'nun yanındaki oturma yerine bıraktı. Başını geriye yaslayarak soluklanmaya devam etti.

Kendine gelebildiği ilk anda hemen gülümsemeye başlayarak Asu'nun karnına eğildi. "Bebeem! Nasılsın n'apıyorsun?!" diyerek karnını öptü. Asu onu izlerken güldü. "Bütün gündür yatışta, sadece bir kez döndü, o kadar."

"Oh ne güzel ya! İnsanın en güzel zamanları!" dedi tekrar doğrulurken Uraz. O anda tüm okulda teneffüs zili çaldı. Bu tabii çıkış ziliydi. Sanki kapıda hazır bekliyorlarmışçasına bazı sınıflardan çocuklar, anında kırarcasına sınıflarının kapılarını açtılar. Koşturarak okul çıkışına giderlerken Asu da Uraz da gülerek onları izledi. Yavaş yavaş boşalan sınıflar ve koşturan çocuklar arasında birkaç tanesi ufaktan yanda oturan Uraz'ı fark etmeye başladı. Kimisi durup kocaman gözlerle heyecanlanarak ona bakıyor, kimisi uzaktan kaçak gözlerle bakıyordu. En sonunda birkaç tane küçük kız cesaret ederek yanlarına geldiğinde, yavaş yavaş gelen sayısı artmaya başladı.

"Aaa sen o şarkıcısın!" diyen bir kıza arkadaşı dirsek atarak kulağına fısıldar gibi "Uraz Selim kızım!" dedi. Asu da Uraz gülerek kızları izliyorlardı.

Uraz onlara "Selam kızlar! Nasılsınız bakalım?" diye sordu. Daha yedi sekiz yaşlarında olan ufacık kızlar içleri gider gibi Uraz'a bakarlarken "İyiyiiiz!" dediler hep bir ağızdan koro gibi. Uraz onların yanıt verişlerine güldü. Kızlardan daha cabbar olduğu belli olan bir tanesi "Siz nasılsınız?" diye sordu.

"Teşekkür ederim ben de çok iyiyim."

Kızlar kendi aralarında heyecanla fısıldaşmaya devam ederken bir tanesi daha yüksekçe bir sesle koluna girdiği arkadaşına "Ya keşke annem almaya gelmiş olsaydı, telefonla fotoğrafımızı çekerdi!" diye inledi. Diğerleri de aynı isyanı ederken Asu "İsterseniz ben çekeyim fotoğrafınızı? Ben kendi telefonumdan babama atarım, o da sizin annenize gönderir?" dedi ayağa kalkarken. Kızlar heyecanla ona bakarken biri akıllılık edip "Sizin babanız kim ki?" diye sordu.

Asu daha yanıt veremeden omzuna bir kol dolandı. Mehmet Bey soran kızın başını okşayıp "Benim babası Ceylincim. Asu benim küçük kızım. Hani size iki kızım var demiştim ya!" diye açıkladı.

Asu içi eriyerek ve gözlerinden kalplar çıkararak babasına baktı. Uraz fotoğraf pozuna girmeleri için kızların arasında konum almaya girişti. Yere diz çöküp kızları etrafına topladı.

"Aaaa sizin kızınız mı örtmeniiim?!" diye heyecanlanan birkaç tane kız oldu. Bu sefer de ilgileri Uraz'dan hamile Asu'ya kaydı.

Asu fotoğraf için geriledi. Sürekli fotoğraf karesine dahil olmaya çalışan öğrenci sayısı artıyordu. En sonunda birkaç poz çektiler. Uraz bazılarını talebi üzerine kızlara birer de öpücük verdi. 'Sizin babanız kim' diye soran Ceylin'i öperken "Demek senin adın Ceylin, adının anlamı nedir?" diye sordu.

Ceylin utanarak güldü. "Bilmiyorum ki ben."

Uraz onun saçlarını okşayıp bu sefer de merakla diğer kızlara adlarını sormaya başladı. Asu onun ne yapmaya çalıştığını anlamıştı. Gülerek Uraz'ı izlerken Mehmet Bey "Hala isim konusunda bir karara varamamışsınız belli ki?" dedi Asu'ya.

RESMEN AŞIĞIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin