31. Bölüm

1.5K 179 12
                                    

Asu gözlerinden kalpler çıkarak iki dakikadır Sabah ve Saffet'in kaldığı aşırı samimi butik otelin dışını inceliyordu. Otuz kere "Uraz burası çok şirinmiş!" diye inlemişti. Uraz da en sonunda onun büyüsüne kapılıp "İstersen yer varsa kalalım bir gün falan?" diye teklif etmişti.

"Yok canım! Emel abla bekliyor. Sadece beğendim burayı. Bir gün biz de geliriz," demişti Asu da. Sabah kafasında kocaman bir şapka ve gözünde gözlüklerle otelin bahçesinden çıkar çıkmaz Asu'yu görünce çığlıklarla arkadaşına koşturdu ve sarıldı. Asu da hemen onu kucakladı.

"Aşkım hoş geldiin!" diye şakıdı Sabah.

"Hoş bulduk da, beni bu kadar hızlı özlemiş olamazsın Sabiş. Saffet'e ayıp değil mi?" Son cümlesini fısıldayarak söylerken, Saffet iki koca valizi çekiştirerek kapıdan sığmaya çalışmaktaydı. Uraz onun halini görür görmez atılıp "Dur ben sana yardım edeyim!" diyerek valizlerden birini aldı. O ana kadar Uraz'ı görmezden gelmeyi başarmış olan Sabah onun yanından geçişini memnuniyetsizce izledi.

"Sabah! Şöyle bakma çocuğa, zaten senden ötürü gergin!"

"Gerilsin! Gerim gerim gerilsin. Dünyanın en güzel yüzüğünü almış olması henüz onu affettiğim anlamına gelmiyor. Yatsın kalksın sana ve Emel ablaya dua etsin yürüyen kredi kartı."

"Sabaah!" Asu dişlerinin arasından tıslayarak arkadaşına kaş göz etti.

Bu sırada Saffet'in elinden bir valizi alan Uraz'a, Saffet bir bakakaldı. "Abi kusura bakmazsan ben sana hala alışamadım. Ara ara böyle garipseyerek bakarsam affet şimdiden. Kızlar kendi aralarında konuştukları için idmanlılar ama ben malum bir haftadır konuya hâkimim."

Uraz gülerek bagajın önüne geldi ve düzenlemeye başladı. "Sorun yok, rahat ol. Hiç kasma kendini."

Sabah Uraz'ın sözlerini duyunca onlardan tarafa dönerek "Aman o ne kasacak kendini! Gevşeğin teki o!" dedi. Kolunu arkadaşının omzuna koyup beylerin bagaj önünde can çekişmesini izlemeye başladı.

"Sabişim ayıp ediyorsun ama!" Saffet bir anlığına geri çekilip arabaya heyecanla baktı. "Abi bu Velar S di mi ya? Dizel otomatik?"

"Haah başladık..." diye bıkkın bir nefes verdi Sabah. Asu kıkırdarken Uraz Saffet'i onayladı. "Evet. 2020 model."

Saffet inleyerek kalbini tutarken Sabah'a bakarak "Kalbim sıkışıyor," diye mırıldandı. Uraz ve Asu onun haline gülüp duruyorlardı.

"Al sen kullan Bodrum'a kadar," dedi Uraz.

Saffet ve Sabah'ın gözleri aynı anda büyüdü. İkisi de "Ne?!" derken, Saffet'in sesi kısık ve heyecanlı, Sabah'ınki isyan eden bağırır bir tondaydı.

Uraz şaşkınca etrafındaki insanların yüzünde gezdirdi bakışlarını. "N'oldu ki? Ben de arkada keyif yaparım diyecektim. Ama yorgunsan ben kullanırım tabii, heves ettin diye ben—"

"Abi deli misin, sen iste ben bizi bununla buradan Iğdır'a götüreyim."

Asu Saffet'in haline gülmeye devam ederken Sabah mutsuzca "Yandık ya!" diye mırıldandı.

Asu kendisine yaslanarak durmakta olan arkadaşına baktı. "Kızım sen demiyor muydun klima bozuk yıldım bütün yol diye! İşte fırsat ayağına geldi. Sus da keyfine bak."

"Hazırsak gidelim mi?" diye sordu Uraz kızlara bakarak. Sabah şapkasını çıkarıp saçını düzeltirken "Hazırız da, bizim size bir önerimiz olacaktı. Bence gitmeden şu Küçük Zindancık ve Pissa koylarına uğrayalım. Mayolarınız kolaydaysa eminim görmek istersiniz. Yani en azından Asu ister. Seni bilemiyorum," dedi Uraz'a bakarak gözlerini devirmek suretiyle.

RESMEN AŞIĞIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin