17. Bölüm

1.2K 183 6
                                    

Uraz eve girdiğinde oldukça dikkatliydi. Kapıyı aralayıp önce görebildiği tüm bölgelerde hızlıca gözlerini gezdirdi. Sonra içeri girip bir de ilk anda göremediği kısımlara baktı. Salon dün gece bırakıldığı gibi berbat görünüyordu ve evde çıt yoktu.

Sessiz adımlarla odasına girip baktığında Asu'nun hala uyuduğunu görünce gülümsedi. Bir an onun uyanıp kendisini bulamayınca gittiğini düşünmüştü. Ama öyle bir şey olsa herhalde Asu gibi biri mesaj atardı. Güneş doğup iyice sıcak olunca örtüyü falan komple üstünden atmıştı. Sabah Uraz yedi buçukta uyandığında ilk önce çok şaşırmış sonra çok sevinmişti. Çünkü mışıl mışıl uyumuştu. Ne ara sızıp kaldığını da hatırlamıyordu. Hatırladığı son şey Asu'nun düzenli nefeslerini dinlediğiydi. Ona bakarken uyuyakalmış olmalıydı çünkü baya baya onun tarafına kaymış olarak uyanmıştı. Bu da çok büyük bir şeydi tabii ki. Sokulmak sarılmak... Uraz'ın pek de becerebildiği şeyler değildi normalde. Adım adım bunları da başaracaktı inşallah.

Asu Uraz ilk kalktığında örtüyü üstünden tepiklemiş ve hala dümdüz biçimde derin derin uyuyordu. Tişört biraz yukarı sıyrılmış ve üst bacaklarının neredeyse tepesinde duruyordu. Uraz o sırada ona pek bakmamış, örtüyü düzeltip kendi spor eşyalarını alıp evden çıkmıştı. Fakat şimdi Asu duruşta kendine level atlatmıştı. Sırt üstü dönmüş, Uraz'ın yattığı yastığı kendine çekip ona sarılmış, bir bacağını da örtünün üstünden atmıştı. Şu an teknik olarak Uraz'ın yatağına sarılıyor gibi uyuyordu. Tişört de haklı olarak yarı beline kadar sıyrılmıştı.

Uraz, sırf Asu'nun kendisine olan saygısından ötürü aynı saygıyı ona göstererek bakışlarını kaçırmak istemişti. Ama Uraz o kadar da düzgün bir adam değildi. Etrafta yarı çıplak bir kadın, hatta yarı çıplak çok hoşlandığı bir kadın varsa bakardı.

Spor çantasını giyinme odasına atarak üstünü çıkardığı gibi hızla yatağa doğru ilerledi. Heyecan tüm bedenini sararken kendini yatağa bırakıp omzunu başlığa dayayarak Asu'ya doğru eğildi. Ona dokunup onu uyandırmaya neden olmadan önce her bir noktasına dikkatle baktı.

"Bir de lisedeki gibi diyorsun. Senin üniversitede bile böyle fırsatların olmadı ki... Yanında bir kadın uyuyacak, izleyeceksin falan falan," diye geveledi ağzının içinde. Sonra çok az aşağı kayarak bakışlarını Asu'nun vücudundan çekip yüzünde sabitledi. Kız bir de mutlu uyuyordu ya! Tembel hayvanlar gibi gülümsüyordu.

Uraz hafifçe onun saçlarını yüzünden çekince Asu iç geçirerek daha çok gülümsedi. Yastığa sıkıca sarıldı. Uraz sesli gülmemek için kendini zor tutuyordu. Gözlerini ağır ağır araladığında ilk önce aşırı ışıktan kıstı. Sonra iç çekerek başını kaldırdı ve Uraz'la göz göze gelince birkaç kez gözlerini kırpıştırdı.

"Günaydın!" dedi güçlü bir sesle Uraz. Asu bir süre yanıt vermeyince Uraz gülerek "Günaydın?" dedi bu kez sorarcasına.

Asu saf saf "Ha sen gerçeksiiin!" dedi.

Uraz bu kez kahkahayı patlattı. Asu sarhoş gibi gülümsemeye devam ederken "Ben rüya görüyorum sandım," dedi. Alt dudağını ısırarak bakışlarını kolları arasındaki yastığa çevirdi. Sonra bakışları aşağı kaydı. Örtünün üstüne atılmış bacağını fark etti. Sonra da neredeyse çıplak olduğunu ve pamuklu siyah külotunun gayet de ortada olduğunu. Işık hızıyla başını kaldırıp Uraz'ın tebessüm eden yüzüne baktı. Uraz'ın da üstü çıplaktı! Baya baya çıplaktı. Ve bunlar rüya değildi.

Panikle tişörtü aşağı çekiştirerek yatakta zıplayarak kalktı ve dizlerinin üstünde durdu. Tişörtü eteklerinden tutmuş aşağı çekip duruyordu. Uraz gülerek "Dur dur sakin ol! Olan oldu zaten," dedi.

RESMEN AŞIĞIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin