28. Bölüm

1.4K 189 8
                                    

Asu saçının bozulmasını hiç umursamadan kafasını geri yaslamış, annesinin üzerinde son düzeltmeleri yaptığı Sabah'ı izliyordu. Gerçekten arkadaşı prensesler gibi görünüyordu. Gelinlik, makyaj ve saçla beraber üstünde tahmin ettiklerinden de güzel olmuştu. Saffet gündüz fotoğraf çekiminde gördüğünde küçük dilini yutmuştu. "Bu prenses benim deli şirret Sabişim mi?" dediği an kafasına Sabah'tan bir itekleme yiyince ancak kendine gelmişti.

Birazdan nikâh için çıkacaklardı. Sabah'ın bozulan her şeyi düzeltilmişti. Ve gerçekten de bu ağır gelinlikle sabahtan beri hiç yorulmadan hareket ediyordu. Mutlu çocuklar gibi oradan oraya gezinip duruyordu.

"Ben çıkayım da konukları karşılamaya döneyim. Nasılsa Asuş burada," dedi Sabah'ın annesi Naime Hanım. Kızları gelin odasında yalnız bırakıp çıktığında Sabah arkadaşına dönerek "Kızım saçın bozuluyor, oturma şöyle!" diye Asu'yu azarladı. Asu hemen doğruldu. Sabah da bir anda hızlıca mod değiştirerek "Gel fotoğraf çekilelim! Instagram'a atayım!" dedi neşeyle. Asu'nun yanına kurulup telefonunu eline aldı. "Sen de artık Instagram'ını geri aç. Yeter!"

"Açarsam sürekli bakacağım için açmak istemiyorum."

"Ama bugün benim düğün günüm! Bir sürü hikâye atmalıydın! Sen benim nedimemsin!"

"Senden atıyorum işte hepsini, neyine yetmiyor."

"Uf Asu! Gülümse hadi!" Sabah hemen poz vererek yanağını arkadaşının yanağına dayadı. Kızlar o halde birkaç poz çekilirken kapı tıklatıldı ve içeri bir kafa uzandı. "Kızlaaar? Gelebilir miyim? Hem de en sevdiğim zamanı yakaladım!" Emel Hanım neşeyle bağırarak hemen kızların arkasına dolaştı. Asu da Sabah da daha anın şokunu atlatamamışken Emel Hanım ikisinin tepesinde ve tam ortasında poz verdi. "Hadi çekin de sonra özlem giderelim!"

Sabah hemen birkaç poz daha çekti. Emel Hanım fotoğraf işi bitince kızların önüne geldi. Kızlar da ayaklandılar.

"Ay ne güzel olmuşsunuz siz böyle! Vallahi peri kızları gibisiniz!" Emel Hanım Sabah'ı sanki daha önceden beridir tanıyormuşçasına elinden tutup döndürdü. "Bak bak bak! Yemin ediyorum mankenlere taş çıkarırsın!"

Sabah da Asu da gülüştüler. Asu hemen "E tabii onda boy var Emel ablacım" dedi kıkırdayarak. Sabah gülse de arkadaşına dik dik baktı.

"Gelinlik de çok güzel ama değil mi Emel Hanım? Asuşumun şaheseri!" dedi Sabah hemen.

Emel Hanım "Kız ne hanımı? Emel abla. Ya da Emoş. Başka hitap şekli kabul etmiyorum ben. Ayrıca gelinliğin her anını takip ettim, sağ olsun Asu fotoğraflar gönderdi, yemin ediyorum ben de heves ettim. Ben de dikmek istiyorum. Eve makine alacağım. Bu çok güzel bir şeymiş! İnsanlar böyle böyle modacı oluyor galiba," dedi.

Asu onaylarcasına başını salladı. "Eğer birazcık ilgin varsa sahiden keyifli bir iş Emel abla. Bir de kıyafet dikmeye başlarsan duramazsın bak. Her şeyini kendin dikmek istersin. Hele senin orada ne plaj kıyafetleri falan dikilir var ya! Güzel güzel kumaşlar alıp çok havalı şeyleri kolayca dikebilirsin."

"Bak iki dakikada kanıma girdin. Nasıl özlemişim kız seni ben!" Emel Hanım sıkı sıkı Asu'ya sarıldı. Asu'nun onun sarılmasıyla hemen gözleri doldu. Emel Hanım gerçekten büyük bir kadındı. Muhteşem bir kadındı hem de!

"Ben de seni çok özledim Emel ablacım. İyi ki geldin, tam da zamanında geldin!"

Emel Hanım geri çekilip tekrar bi alıcı gözle kızlara baktı. Sabah'a sarılıp onunla da usulen tanıştı. Oturup kızlarla uzun uzun sohbet etti. Asu'yu Bodrum'a geleceği zaman konusunda tekrar sıkıştırırken "Biliyorum daha anıların taze sayılır ama ben bizim geri zekâlıya söyledim Asu gelecek diye. Habersiz kalkıp gelmesin diye de uyardım. Merak etme sen," diye durumu açıkladı.

RESMEN AŞIĞIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin