33. Bölüm

1.7K 186 25
                                    

8 Ay Sonra

"Ben hayatımda bu kadar yüzlüğü bir arada görmemiş olabilirim."

Cem'in bu sözleri üzerine Pamir yanındaki arkadaşına tek kaşını kaldırarak ve gülerek baktı. "Şaka ediyorsun değil mi?"

"Valla ya! İnsanın halinin vaktinin yerinde olması demek bu kadar çok nakdi bir arada görmesi demek değil ki!"

Pamir başını iki yana sallayarak gülmeye devam ederken tekrar odak noktaları olan apartman kapısında döndü. Yakalarını mümkün olduğunca açarak sıcakla mücadele etmeye çalıştı. Hava cidden sıcaktı bugün ve daha sabahın körü olmasına rağmen çok resmi bir giyim tarzı içindelerdi. Etrafta kalabalık edip onlara bakarak rüzgârı kesmekte olan mahalleli de cabasıydı.

Birazdan Asu'yu alacaklardı. Yani inşallah alacaklardı. Uraz heyecandan deli danalar gibi yürümeyi kesip de yukarı çıkarsa ilk adım atılmış olurdu.

"Abi biz çalmaya başlayalım, gelin hanımın hazır olmasına daha vardır. Hem kolay kolay çıkılmaz buralarda öyle." Zurnacının sözleri üzerine daha Uraz onay veremeden Ceylan Hanım "Çalın çalın siz tabii, kız tarafı gelmeden azıcık erkek tarafı olarak oynayalım," dedi. Davulların gümbür gümbür çalmaya başlamasıyla Uraz'ın goy goycu akraba ve eş-dost tayfası oynamaya başladı. Uraz'ı da birkaç kez teşvik etseler de o bunu henüz sürdürebilecek aşamada değildi. Meraktan ölecekti, Asu'yu görmek istiyordu.

Emel Hanım bugün yüzde yüz erkek tarafı olacak olmasının verdiği huzursuzlukla apartman kapısına yapışmış içeri bakıyordu. Düğün gününe kadar genellikle kız tarafı gibi davrandığı için şimdi Asuların evinde olmaktansa aşağıda olmak onu hem meraka sokuyor, hem de üzüyordu.

Telefonunun çalmasıyla heyecanlanarak torbasından telefonunu çıkardı. Mutlu bir sesle "Asuşum!" diyerek açtı. Deli kız onu arıyordu.

"Emoşcum, nasılsınız? Ben hazırım! Sabah aşağı inmeden bir arayıp sesini duymak istedim," dedi kıkırdayarak Asu.

"Senin hazırlanmanı göremediğim için biraz buruğum ama mutluyum."

"Aşağı ineyim, sonra hep beraberiz ki!"

"Hadi gelelim de alalım bari hemen. Uzi de ben de iki şaşkın nasıl yapacağız bakalım. Sizin dişlilerle mücadele edilmez ki!"

Asu yine güldü. "Çok uzatırlarsa ben pencereden kaçarım, birilerini ayarlarsınız siz."

Emel Hanım da bu sözlerin üzerine kıkırdadı. Tam vedalaşıp telefonu kapatırlarken Uraz onun Asu'yla konuştuğunu anladı. Ama geç kalmıştı.

"Oha Asu'yla mı konuştun? Ne yapıyormuş? O mu seni aradı?"

Emel Hanım hülyalı hülyalı döndü. "Evet, beni özlemiş kuşum. Ben de onu özledim. İlk kez ayrı saflardayız n'apalım."

"Anne artık bugün ya, bugün bari ayrı saflarda olun. Hazırlarsa çıkalım hadi!"

"Dur Sabah gelecek—hah geliyor hatta!" Emel Hanım merdivenlerden inen Sabah'ı görünce gülümsedi. Sabah yavaşça apartman kapısını açıp aradan dışarı süzüldü. Ardından kapıyı çekip sırıtarak önüne toplaşan erkek tarafına baktı.

"Hoş geldiniz!" diye şakıdı.

Uraz hemen hevesle "Hoş bulduk! Çok güzelsin, yukarı çıkabiliyor muyuz?" diye sordu.

Sabah nazikçe gülerek Uraz'ın göğsüne birkaç kez pat pat vurdu. "Sen ne şakacısın öyle! Bu kapı açılmaz."

"Açık işte arkanda!" dedi Uraz. Etraftan gülüşmeler geliyordu.

RESMEN AŞIĞIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin