(4)

8.6K 514 54
                                    



(4)

Keyifli okumalar!

"Ne dedin sen?" dedi Yaprak hanım. Yıllardır bu hastaneyi temizliyor ve elinden geldiğince burayı çekip çeviriyordu ama ilk defa bu kadar sinirli olduğunu görmek beni korkutuyordu. Sanki zaman yavaş yavaş ilerliyor gibi, kan akışımı az önce odada hissettiğim gibi hissedemiyordum.

Korkudan mıydı? Bilmiyorum.

Kalp atışlarımı en derinden hissederken şimdi anında sessizliğin sesini duymam mantıksızdı. "Yaprak abla," dedim sesim titrerken. Bugün olmazdı. Olmasındı. Elektrik yemek istemiyordum. "Kimseye söyleme, bana verilen elektrik diğerlerine verildiğinden beş volüm fazla." Dediğimde kafasını hafifçe sağa çevirdi. Zeytin gözleri hala üstümdeyken ağzını araladı. "Bundan dolayı elektrik vermiyorlar Anna." Dedi sert bir sesle. Lavin'e baktım. Bir elini duvara katmış diğer elinide dizine katarak yere hafifçe eğilmiş nefes alıp vererek bize bakıyordu. "Sıkıldım artık sizin arkanızı toplamaktan." Dedi eliyle bacağının yan tarafına vurarak.

Afferim sana, bir hafızanı kaybetmediğin kalmıştı zaten.

"Hayır," duyduğum sesle Lavin'e döndüm. "Anna'ya elektrik konusunda nasıl bir tedavi uyguladıklarını bilmiyorsun," Lavin'in sesi gittikçe sert ve kalınlaşıyordu. Yaprak abla bir kızın ağlamasına dayanamazdı. Keşke şu an Lavinya burada olsaydı. Yaprak abla duyduklarını duymamış gibi yapıp merdivenlere; Türker'in odasına gitmek için hareketlendiğinde ben ve Lavin'de peşinden gitmek içinde hareketlendik.

"Ya söyleme işte!" Lavin'in bağırmasıyla Yaprak durmuştu. Yaşının verdiği doğasından dolayı kırışık yüz hatlarıyla bizden tarafa döndüğünde, "Alt tarafı yatağınızı toplayacaksınız, bu bu kadar mı zor?"

yatak mı? ne yatağı? yüzümü ekşitip dudaklarımı yüzümüz sağ üst tarafına getirdiğimde Lavin ile aynı anda konuştuk. "Ne yatağı?" dediğimizde gözlerini devirdi Yaprak abla. "Kızlar şu yatağınızı uyandıktan sonra toplayın diye bin defa konuştum. Hayır anlamıyorum akli dengenizde var bir şey denildiğinde algılıyorsunuz," ben lanet olası kadına bakarken Lavin benim odama doğru koşuyordu.

Bu muydu yani? yatak mı? ben bu yüzden mi korkudan altıma etmek üzereydim?

"Yaprak hanım, bir sıkıntı mı var?" duyduğumuz sesle arkamızı döndük. Türker geliyordu. " Evet, bir sorunumuz var, Türker bey." Kahverengi gözleri ile beni süzerek Yapak ablaya ulaştığında durdum. "Çok önemli bir şey değil ancak tam anlamıyla her gün uyardığım ama uyarımın dinlemediği söz konusu. Kimse odasına çeki düzen vermiyor ve bu hastane dört katlı. Her gün sil, süpür, haftada bir pencereler, hastaların dağıttığı yerleri düzeltmek ve-"

"Ya tamam işte uzatma kadın alt tarafı yatağını düzeltmemiş kız." Sağ tarafa döndüğümde Lavin'in buraya geldiğini gördüm. Bana baktığında ve az önce söylediklerinin devamını getirdiğinde telefonla ilgili bir sıkıntının kalmadığını anlatır gibi bakması beni rahatlatmıştı. "Sen ne biçim konuşuyorsun öy-"

"Ya ben dağıttım kızın yatağını, akli denge diyorsun ya işte o yok bende iki kişiliğim ben." Olduğum yerde hareket dahi etmeden gizlice gözlerimi Türker'e çevirdim. Ne olduğunu anlamaya çalışıyor gibiydi. Kahretsin. Bana baktığında aniden gözlerimi çevirdim. "Yaprak abla özür dilerim, benim akli dengem yok ya, Lavinya Anna ile şakalaşırken dağıtmış kızın yatağını bir daha olmaz."

"İyi." Bize ters bir şekilde bakıp gittiğinde Türker'e baktım.

Umarım yalanınızı anlamadı.

GÖKYÜZÜ KADAR YAKIN | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin