Lavinya/ LavinJagwar Twin- Loser
Ophelia- The Lumineers
Keyifli okumalar!
(3)
Çiziyordum. Durmadan, saniyenin sillesine bile bir mücevher değerinde bakıyor ve aralıksız önümdeki tuvale kutup ışıklarını çiziyordum. Olduğum yerde değildim. Nerede olduğumu bilmiyordum ve bilmek istemeyeceğim kadar yegane bir yerdeydim bu sefer.Tehlike teşkil ettiğini zannetmediğim bir evdi burası.
Nasıl gelmiştim buraya?
Elimdeki fırçayı siyah masanın üzerine bıraktım. Yabancı birinin evindeydim ve elimde fırça önümde tuval ile ne halt ettiğimi ben bile bilmiyordum. Etrafa bakınmak için hareketlendiğimde ayağa kalktım. Beyaz duvarlar ile beyaz mobilyalara göz gezdirdiğim sırada kulaklarımdan içeriye beni titretecek bir ses doldu.
"Gitmek istediğin yer burası demek." Arkamı dönmem ile kapı pervazına omzunu yaslamış bir adamı görmem bir olmuştu. Gözlerimi şok içerisinde açtığımda neler olduğunu ilk başta anlamadım.
Hayır.
Bu bir rüyaydı. Rüya görüyordum. Rüyadaydım. "Kutup ışıkları sence de biraz imkansız değil mi?"
"Sende kimsin?"
"Bu soruyu dün seninle felsefe yapan kişi içinde düşünmüştün, sahi, o kimdi ya?" dediğinde gerim gerim gerilmiştim. Sonrasında devam etti. Devam ederken sözleri kalp atışlarımı da hızlandırıyordu. "Ahh, doğru ya, sen şimdi dün yaşananların hayal mi gerçek mi olduğunu da düşünüyorsundur. Doğru, kim senin gibi biri için konusu geçmişle alakalı tüyolar verir ki?" Kıkırdamaya başladığında hissettiğim duygunun gerilmekten çıkıp sinire dönüştüğünü seziyordum. Kaşlarımı söylenen kelimelerin ağırlığıyla çattım. Beni yargılıyordu.
Omzunu kapı pervazından çekip atacağı adımları beyaz mobilya takımlarının olduğu yere yönlendirdiğinde ellerini siyah pantolonunun cebinden çıkardı. Ben ise o yanımdan geçerken geri sendeliyordum. Bu herifin saçlarımdan tutup beni kaçıncı katta olduğunu bilmediğim bu evin balkonundan atacak bir enerjisi var gibiydi. "İrem'e gelince," duyduğum isimle gözlerimi sıkıca yumdum. O isimi duymak istemiyordum. "Seninle senelerce konuşup aynı zaman diliminde senin paranla beslenen bir kadına yıllardır bir melek gözüyle bakman, ne acınası ama..."
Sağ elimi sıktım.
Haklıydı.
Kim olduğunu bilmemek söylediklerinden daha az korkutucuydu ama tepeden tırnağa haklıydı. Tekli koltuğa oturduğunda kollarını bacaklarına yatırdı ve başını benim olduğum yere doğrulttu. Ona oturduğu yerden başım dik bakarken görüntüsü kadrajıma sığamıyordu. Gözlerimin dolması sonucu yüzünü net göremiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖKYÜZÜ KADAR YAKIN | TAMAMLANDI
Teen Fiction"Fazla takıntılı olma, geçmişe takılı kalırsan geleceği göremezsin." Dedi gözlerimin en derinlerine bakarak. "Yanlış düşünüyorsun, geçmişi unutmam imkansız, geçmişi unutan gelecekte kaybolur." Dediğimde küçük çaplı bir kahkaha dudaklarından dökülüv...