(10) Gökyüzü Kadar Uzak

7.3K 358 258
                                    

Başlama tarihlerinizi ve oy atmayı, düşünceleriniz için de yorum eklemeyi unutmayın :)

Keyifli okumalar!

(10) "Gökyüzü Kadar Uzak"

(10) "Gökyüzü Kadar Uzak"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Hadi, inin aşağıya." Yağmur yağmaya başlamıştı. Tilki gidene kadar burada mevzilenmek istemiştim. Ölene kadar değil. Gözlerimi açmak istemiyordum. Hayvana doğru yöneltilen tüfekten çıkan kurşunun sonucunda olanı görmek istemiyordum. "Zeynep'im. Lavin, neden inmiyorsunuz aşağıya?" Ali dede cidden hayvanı öldürmüş olamazdı değil mi? ne olur öyle olsun.

Allah'ım, sadece hayal kurmak istemiştik; başımıza gelmeyen kalmadı.

"Ann- şey Zeynep," Lavin'in eli ceketinin içinde bir şekilde dürttüğünü gördüm kenardan. Yüzümü ellerimin arasından çektim. "Hayvan kaçıp gitti. Burada daha fazla kalmak istemiyorum gidelim artık." Dedi kısık ve soğuk bir sesle. Bence de gitmeliydik artık. Korkarak tilkinin olduğu yere bakım. "Tilki nerede?" diye sordum. "Kurşuna isabet ettiremedi çok şükür." Dedi Lavin. "Ettiremedi mi?" Ali dede'nin kızgınlaşan sesini duyduk. "Ben ettirmedim, yanımda duran oğlanla kaç kere ava çıktık biliyor musunuz siz? hep en çok kuşu ben avlamışımdır." Evren güldüğünde Lavin tekrardan ıhlamaya başladığında derin bir nefes aldım.

Tamam, kimseye bir zarar gelmemişti. Eve dönmeliydik artık. Bir dakika.

Ne?

Onunla ava çıktığını mı söylemişti? hemde bir kaç kez? onlara baktığımda konuşuyorlardı. Ancak yeni tanışmış bir sima yoktu yüzlerinde. Aksine, samimilerdi. Kamera şakası falan mı bu?! sinirle soluduğumda konuştum. "Biriniz, hemen, merdiveni uzatsın!" bağırdığımda Evren bir kaç saniye baktı normal bir ifadeyle. Ardından merdivene doğru adımladığında dedeme baktım. Neden bağırdığımı anlayamamıştı ve elindeki tüfeği baston niyetine kullanıyordu adam!

Uzun, demirden merdiveni tek eliyle buraya uzatıp dikkatle çatı uçlarına sabitle Evren. Ellerimi ceketimin uçlarıyla saklayabildiğim kadar kapatıp arkamı yavaşça dönerek aşağıya inmeye başladım. "Sizin orada ne işiniz vardı Zeynep?" dedi Ali dede, meraklı bir tonla. "Senin elinde tüfekle ne işin vardı dede?" diye sordum bende, sinirli bir tonla. "Çığlıklarınız ta bütün ormanda eko yapınca bizim evden bile duydum, karşınıza kurt çıktı sanıp geldim." yere ayak bastığımda hızla döndüm arkamı.

"Tamam, Lavin'i de alıp, gidelim artık eve." Nedenini bilmiyordum ama, bu adamı görünce içimde bir his oluşuyordu. Tuhaf bir his. Şalterlerimi attırmayı bir şekilde başarıyordu. Dedemin yanına gidince aklıma ilk gelen soruyu sordum. "Bastonsuz buraya kadar nasıl gelebildin?" kaşlarımı anlamaya çalışır şekilde çatıp dudaklarımı büzdüm. "Bırak şimdi bastonu, sana, size bir şey olmadı ya." Dedi. Bunu derken sert bir endişe duygusuyla söylemişti. "Sende," Evren'e doğru döndü dede. Sert bakışlarla.

GÖKYÜZÜ KADAR YAKIN | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin