(5)

6.9K 467 83
                                    

*

Ahh Lavin. Benim muzlu kekim...

 Benim muzlu kekim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


(5)

"Yukarıdaki fon müziğini kesinlikle dinleyerek okuyun!"

Keyifli okumalar!

Lavin'in ağzından.

Yarım saattir elimdeki vişneli meyve suyunun pipeti ile oynuyordum. Diğer elim ise telefonda; sosyal medya platformunda gezinirken ve pencerenin karşısına, kapıya sırtım dönük şekilde otururken bağdaş kurduğum bacaklarımı yere sarkıtıp soğuk zemine ayak bastım.

Aklım hala Anna'da kalmıştı. Dün onu zar zor zapt etmiştim ve bu gün hiç şeyi hatırlamaması beni korkutuyordu. Bu hastanede yıllardır delirmemeyi başaran tek insandı Anna. Üstelik ona daha fazla elektrik, oda hapsi ve ilaç verildiği halde. İlk zamanlarını unutamıyordum. Annesi kolundan tutup onu hastaneye attığında yüzündeki masum göz yaşları ve haykırışları bütün hastanenin kalbini acıtmıştı. Sonrasında orijinal turuncu saçları kıskanılmıştı ve zorbalığa maruz kalmıştı. Onu ne zaman görsem günlük tutardı ve bir kaç hafta sonra hastaneden kaçmıştı.

Bu hastanede bir ilkti ama kaçması çok normaldi. Kaçarken onu gördüğümde yüzünde ciddi derecede hasar vardı ve bunu yapan diğer kattan insanlardı.

Her şey hastaneye geri dönmesiyle başlamıştı.

Geldiğinde ceza olarak kalçasına kadar sarkan o güzelim saçlarını kadın doktor küt kesmişti. Türker bunu öğrenince yapılanın yanlış olduğunu söylese de diğer doktor ona saldırdığı için ve elektrik istemediği için böyle yaptığını söylemişti ama iki gün sonra Anna geriye kalan saçlarını kendi kesmişti. Ve işte onu gördüğüm an, ilk gördüğüm anla eşdeğer değildi çok değişmişti.

Onunla ilk muhabbetimiz kızlar tuvaletinde gerçekleşmişti ve benim hastalığımla hastanede dalga geçen Yağmur'a küfür ettiğimde üstüme arkadaşlarıyla yürümüştü. O sırada ise Yağmur'un arkadan boynuna sarılıp boğazına bıçak dayayan Anna'yı görünce ne yapacağımı bilememiştim. Psikolojisinden miydi bilmiyorum ama, Yağmur'un şah damarının üstüne güzelce bir çizik attıktan sonra bir kaç ay boyunca ortalıktan kaybolmuştu.

Oda hapsine tutulmuştu ve fazladan elektriğe maruz kalmıştı.

O gün bu gündür bu olay etrafa yayıldığından beri kimse ona bulaşamamıştı ve Yağmur bir kaç gün hastanede olduğu için bizim kattakilere artık zorbalık yapamadı, dolayısıyla bizim kattaki insanlar Anna'yı sevmeye ve hayranlık duymaya başlamıştı ama bunlar Anna için önemli şeyler değildi. O tuvalette Anna'dan teşekkür ettiğimde hiç bir şey demeden gitmişti ve aylar sonra oda cezası bitince bahçede yanıma geldiğinde hiç bir şey demeden elime en sevdiğim içeceği tutuşturup yanımda sessizce oturmuştu.

GÖKYÜZÜ KADAR YAKIN | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin