Kelime sayısı on iki bin oldu çünkü diğer bölümü yetersiz bulduğumdan dolayı acısını çıkartayım dedim :))
Oylarını ve yorumlarınızı lütfen esirgemeyin, bir bakmışım diğer bölüm seksen okunma olmuş ama oy atan yok, hayır yirmi dakika bitirilebilir bir bölüm zaten, kimse emeklerimin karşılığını vermiyor :((
Lütfen oylarınızı esirgemeyin. Hakaret içermeden kitapla alakalı düşüncelerinizi yazın ki kitapta beğenilmeyen kısımlara açılabilsin gözüm.
Kitabın instası: cdhikayeleri
Keyifli okumalar! :)))
"Ben dünya ile nasıl tanışacaktım? istemiyordum tanışmak."
...
"Onu bu hale sokan biziz, Evren!"
"Lan bak ayağını denk al-"
"Ne yaparsın? tekrar mı vurursun? gerçek bu, çatı katında duydum neler dediğini. Kırmızı kraliçe dedin annesine, baksana, onlar hala çocuk, bu kızlar normal değil, Evren. Sen ise yaralarına tuz basmaktan başka bir şey yapmıyorsun."
"Nasıl kızlar oldukları beni bağlamaz." Kapının kenarından dinliyordum her şeyi. Uçakla başka bir şehire gelmiştik. İnanamıyorum. Hala o uçakta iki saat uyuduğuma inanamıyordum.
"Hem sen neden zorluk çıkartıyorsun oğlum? hiç bir şey yapmaya zorunlu değiller. Annem sırf bir şey istedi diye zorla bir kızı alıkoymam ben, ben yapmıyorsam; senin neyine amına koyayım?!"
"Bir tane yetmedi galiba, vur diğerine de istersen, belki alırsın cevap." Kapının kenarından başım içeriye istemeden hafif süzüldü. Kartal denen adamın gözü, resmen mosmordu! kendi kardeşine bunu yapan, bana neler yapmaz! tüymek istiyordum buradan! hemde ciddi ciddi! dedem bile gelmişti buraya.
"Yeter artık! senin her şeyi dalgaya almandan bıktım lan! Kartal, ciddi bir şey söylüyorum!" ne ara olduğunu anlamadığım çakmağı, alaya alan Kartal'ın kafasına şimşek hızıyla attığında metal çakmaktan olduğunu düşündüğüm ses yankılandı odada. Ne kadar hızlıydı! bu adam neydi böyle! istemiyordum burada kalmak!! Kartal elini başına koydu. "Hay sikeyim seni, Evren!" Kartal ayağa kalktığı sırada tam merdivenlere yönelecektim ki, ismimin anılmasıyla ifşa olmuştum.
Siktir.
"Zeynepim uyanmış! Zeynep!" trabzanlardan aşağıya baktığımda dedemin bastonuyla merdivenlere doğru paytak adımlar attığını fark ettim. Aşağıya indim hızla, ne hız ama.
Dedemin yanına vardığımda bastonunu fırlatıp bana sarıldı. Her şeyi es geçtim. Bu adamın sırf ben gidiyorum diye benimle gelmesine hala ısınamamıştım. Bu adam beni torunu sanıyordu. Ama bu kadarı da pesti artık. İçimden her defasında ona bir kez daha söylemek, içim acıya acıya tekrar itiraf etmek ve tekrar azar yemek geliyordu ama bazen susmak gerekiyordu. Fütursuz olduğum binden fazla kişi ve konu vardı ama bu adamın karşısına geçip fütursuz olamıyordum. Bu ilkti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖKYÜZÜ KADAR YAKIN | TAMAMLANDI
Teen Fiction"Fazla takıntılı olma, geçmişe takılı kalırsan geleceği göremezsin." Dedi gözlerimin en derinlerine bakarak. "Yanlış düşünüyorsun, geçmişi unutmam imkansız, geçmişi unutan gelecekte kaybolur." Dediğimde küçük çaplı bir kahkaha dudaklarından dökülüv...